Mezarlık görevlileri anlattı: Ülkede 18 vefat dedikleri gün biz 17 kişiyi defnettik
Ankaralıların son dönemde ismini sıkça duyduğu Ortaköy mezarlığı görevlileri, “Sağlık Bakanlığı tüm Türkiye’de 18 ölüm açıkladığı gün burada 17 kişiyi defnettik” dedi.
Yeni tip koronavirüs (Covid-19) kaynaklı can kayıplarının başlamasıyla, “korona mezarlığı” olarak belirlenen Kırıkkale yolu üzerindeki Karşıyaka mezarlığında görev yapan yurttaşlar, açıklanan ölüm rakamlarının gerçeği yansıtmadığını, son dönemde cenazalerin ardı ardına geldiğini söyledi.
Görevli bir kişi, “Sağlık Bakanlığı tüm Türkiye’de 18 ölüm açıkladığı gün burada 17 kişiyi defnettik. İstatistikleri bilemem, ama ben burada yıkadığım cenaze sayısını biliyorum” diye konuştu.
ANKA’da yer alan habere göre, mezarlıkta üçü kadın biri erkek gassal ile iki imam görev yapıyor. İsminin yayınlanmasını istemeyen görevliler, açıklanan ölüm rakamlarının gerçeği yansıtmadığını, son dönemde cenazalerin ardı ardına geldiğini şöyle anlatıyorlar:
“Sağlık Bakanlığı tüm Türkiye’de 18 ölüm açıkladığı gün burada 17 kişiyi defnettik. İstatistikleri bilemem, ama ben burada yıkadığım cenaze sayısını biliyorum, Sabah gasilhaneye giriyorduk akşama kadar içeride kalıyorduk. Çoğu zaman yemek yemeye bile gidemiyorduk. Son günlerde yine ona benzer bir yoğunluk var. 10-12 kişiyi yıkıyorum bir günde. 6 aydır hep yoğunuz. En fazla cenazeyi Eylül ayında yıkadık. Günde 26 cenaze yıkadığımız oldu.” Mezarlık görevlileri bugünlerde günlük ortalama 30 kişinin defin işleminin yapıldığını kaydediyor.
KORONAVİRÜS KAYNAKLI İLK DEFİN 22 MART’TA YAPILDI
Ortaköy mezarlığı ayrıca, koronavirüsün en acı yüzünü gösterdiği günlerde yaşama son veda anlarına tanıklık ediyor.
Ortaköy, mezarlığına COVID-19 nedeniyle ilk defin 22 Mart’ta yapıldı. Sokağa çıkma yasağı döneminde Başkent’te koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin tamamı Ortaköy Mezarlığına defnedildi. Daha sonra başka mezarlıklara da defin izni verildi. Ancak ölümler arttıkça Ortaköy Mezarlığı’nda da definler attı.
Mezarlıkta Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirenler tabutla birlikte defnediliyor. Cenaze namazı mezar başında kılınıyor ve mümkün olduğunca yakınları dışında kalabalık oluşmasına izin verilmiyor. Görevliler, özel koruyucu elbiseler ile çalışıyor.
‘BURADA BİZE SİLAH ÇEKTİKLERİ BİR GÜN VARDI’
Kameralara konuşmak istemeyen görevliler, yakınlarını kaybeden ailelerin acıları nedeniyle zaman zaman sorunlar yaşandığını da belirterek “Yakınlarının cenazelerini öpmek, sarılmak isteyenler var. Bu durum bizi çok zorluyor. Çünkü bu dönem de hepsi yasak ve tehlikeli. Hastanede yoğun bakımda olduğu için hastalar orada göremiyorlar. O yüzden burada görmek istiyorlar. Biz kendilerine yasak olduğunu ve buna izin olmadığını söylüyoruz. Hatta burada bize silah çektikleri bir gün vardı. Sağlık çalışanları şiddet görüyor, burada bize de aynıları oluyor. Sanki ölümünden biz mesulmüşüz gibi davrandıkları oluyor” diyorlar.
“Defnettiklerimiz arasında genç ve çocuk yok” diyen görevliler şöyle devam ediyor:
“Yüzde 90’ı 50 üstü. Tek istisna olarak bir bebek geldi. Yoğun bakımda kapmış virüsü. Bir de 33 yaşında bir bayan vardı. Gerisi hep yaşlı.”
BABASINI KAYBEDEN SEZAİ ÖZEN: “İNSANLAR ARTIK BU HASTALIKLA DALGA GEÇMEMELİ”
Yakınlarını kaybedenler, onlara son görevini yerine getirmek için mezarlıkta bulunan acılı aileler hüzün ve endişeyi bir arada yaşıyor. O isimlerden biri de 82 yaşındaki babasını kaybeden Sezai Özen.Hiçbir kronik rahatsızlığı olmayan, ilaç dahi içmediğini söylediği babası Şevki Özen’i defneden Sezai Özen, yaşadığı acı deneyimi paylaşırken, uyarılar yapıyor.
Şevki Özen, Sivas’ta gördüğü tedavinin ardından Ankara’ya getirilmiş, henüz buradaki tedavisinin başlamasının 12’inci gününde hayatını kaybetmiş. Babasının Covid-19’un yol açtığı beyninde pıhtılaşma sonucu hayatını kaybettiğini paylaşan Özen, anlaşılması gereken en önemli durumun artık insanların hastalıkla dalga geçmemesi olduğunu, kalabalıklardan uzak durulması gerektiğini söylüyor.
Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz hafta cumartesi günü kısmi yasakları tekrar devreye sokmuş, yurttaşları uyarmıştı. Alınan yasakları değerlendiren Sezai Özen, babasının evden sadece market için çıktığını ve hastalığı böyle kaptığını söylerken, bu yasakların yeterli olmadığını, önlemlerin tuhaf olduğunu ve alınan önlemlerin insanları oyaladığını anlattı.