Meral Akşener Meclis’te gıda enflasyonunu kalem kalem anlattı

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Meral Akşener, kürsüden süt, beyaz peynir, yoğurt, domates, salatalık, elma, pirinç ve toz şekerin fiyatlarındaki 1 yıllık artışı rakamlarla açıkladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.

Akşener’in konuşmasından satır başları:

*Pazartesi günü altı siyasi parti olarak Anayasa değişikliği önerimizi paylaştık. Yargıyı bağımsız, Meclis’i güçlü, Yürütme’yi de istikrarlı hale getirmek için ortaya koyduğumu bu önemli çalışma ülkemizin kalkınması yolunda atacağımız adımları tariflerken istibdada karşı hürriyetin sesini savunuyor.

*Meclisin etkin denetimi deyince iktidardakileri bir rahatsızlık alıverdi. Temel hak ve hürriyetlerin, hürriyeti sınırlamanın istisna olduğunu görünce tedirgin oldular.

*Hayvan haklarının ilk kez Anayasal güvence altına alındığını görünce mutsuz oldular.

FAİZİN YÜZDE 9’A İNDİRİLMESİ

*Bay Kriz ve ekonomi yönetiminin, akıl ve bilime düşman davranışları, artık tüm dünyada, devlet yönetiminde, liyakatsizlik ve beceriksizlik dendiğinde, neredeyse literatüre girecek, bir vaka haline geldi.

*Bu durumun, son örneği olarak, geçtiğimiz hafta, Merkez Bankası, politika faizini, yüzde 9’a indirdi. Böylece faiz, tek haneli rakama indi.

*Sayın Erdoğan da, nihayet muradına erdi. Peki ülkemizde ne değişti? Hiçbir şey… Ne kur oynadı, ne de faizlerde, bir değişiklik oldu.

*Yani bu vesileyle, bir kez daha görmüş olduk ki, Merkez Bankası’nın politika faizinin, düşük olması, bir tek, Sayın Erdoğan’ı mutlu etmeye yarıyor.

*Çünkü ekonomide, herhangi bir sinyal etkisi yok. Dolayısıyla artık, politika faizine de, ‘Erdoğan faizi’ diyebiliriz…

*Nitekim; Sayın Erdoğan, her ne kadar, faize karşı zafer kazanmış gibi, nutuklar atsa da; milletimizin yaşadığı gerçekler, maalesef değişmiyor.

*‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ yalanına, artık kimse inanmıyor. Çünkü, çarşıdaki, pazardaki pahalılık, vatandaşlarımızın, canını yakmaya, aynen devam ediyor.

*Mutfaklardaki yangın, büyüyerek devam ediyor. Memur, esnaf, emekli, asgari ücretli, enflasyon canavarının altında, ezilmeye devam ediyor.Ama Bay Kriz’e göre, artık sıra enflasyondaymış… Aklınca faizi halletti ya, şimdi sıra enflasyona gelmiş…

*Biliyorsunuz, en son, ‘Merak etmeyin, o da inecek’ dedi. Tabi, bu aslında, olumlu bir gelişme… Çünkü, hatırlasınız kendisi, uzun bir süre, enflasyonun varlığını bile kabullenememişti. Sonrasında; ‘enflasyon demesek, hayat pahalığı desek…’ diyerek, işi iyice lakaytlığa vurmuştu.

*Ve bu yılın başından beri de enflasyon için, düşüş tarihi vermeye çalışıyor. Mart‘ta düşecek dedi, olmadı. Nisan’da düşecek dedi, olmadı.

*Mayıs’ta düşecek dedi, yine olmadı. Şimdi artık, tarih de veremiyor.‘3 vakte kadar’ edebiyatıyla, konuyu geçiştirmeye çalışıyor…

*Yalnız, Sayın Erdoğan’ın, kahve fallarına endekslediği, enflasyonu düşürme masalında, Tayyip Bey’i Üzmeyen İstatistik Kurumu, TÜİK’in katkılarını da saymazsak olmaz.

*Bu süreçte, onlar da, çok çektiler. Tayyip Bey’i mutlu etme yolunda, çok başkan eskittiler. Sayın Erdoğan’ın istediği rakamı, söylemeyen başkanlar, sonbaharda düşen yapraklar gibi, birer birer döküldüler. Adaya, teker teker veda ettiler…

*Ve en sonunda, TÜİK de çareyi, her şeyi gizlemekte buldu. Mayıs 2022’den beri, ayrıntılı veri açıklamayı durdurdu.

*Şimdi de, hummalı bir biçimde, baz etkisiyle, hesap oyunlarıyla, milletimize, enflasyon düştü masalları anlatmaya hazırlanıyorlar. Ama yemezler! Milletimiz artık, son derece açık ve net bir şekilde görüyor ki; bu iktidar artık, ülkemizi yönetemiyor” ifadelerini kullandı.

*Memleketimizi içine sürükledikleri yangın, artık kürsü nutuklarıyla gizlenemiyor. Makyajlı rakamlarla kapanamıyor.

*Süslü yalanlarla örtülemeyecek kadar, açık bir şekilde, sokaklarda, marketlerde, pazarlarda görülüyor. Milletimiz artık, markete gitmek bile istemiyor. Neden biliyor musunuz?

*Çünkü, parasının yetip yetmeyeceğini bilemiyor. Çünkü, kasada mahcup olmaktan çekiniyor. Çünkü, aldığı ürünleri, iade etmek zorunda kalmaktan korkuyor.

*Ama biz bu gerçekleri dile getirdikçe, iktidar bize; ‘Abartıyorsunuz’ diyor. ‘Yaygaracılık yapıyorsunuz’ diyor. ‘Yalan söylüyorsunuz’ diyor.

*O yüzden gelin, şimdi hep beraber, enflasyon sepetindeki gıda ürünlerinin, son 1 yıldaki, fiyat artışlarını inceleyelim. Üstelik öyle, her marketin değil, süper indirimli, üç harfli marketlerin fiyatları üzerinden gidelim.

TEK TEK GÖSTERİP ARTIŞ RAKAMLARINI AÇIKLADI

*Mesela; her evin vazgeçilmezi sütün, 1 litresinin fiyatı; 2021 yılının, Kasım ayında, 7,13 lirayken, 2022 yılının, Kasım ayında, 15 buçuk liraya çıkmış.

*Yani, 1 yıllık artış oranı, yüzde 117,4. Mesela; 1 kiloluk beyaz peynirin fiyatı; 2021 yılının, Kasım ayında, 32,89 lirayken, 2022 yılının, Kasım ayında, 85,80 liraya çıkmış.

Yani, 1 yıllık artış oranı, yüzde 160,9. Mesela; 1 kilo yoğurdun fiyatı; 8,74 lirayken, 17,98 liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış, yüzde 105,6. Mesela; 1 kilo patlıcan; 7,12 lirayken, 18,90 liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış, yüzde 165,6. Mesela; 1 kilo domates; 7,36 lirayken, 19,90 liraya çıkmış. Yani, 1 yılda, yüzde 170,3 artmış.

*Mesela; 1 kilo salatalık; 5,46 lirayken, 11,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda, yüzde 118,1 artmış Mesela; 1 kilo limon; 4,39 lirayken, 13,90 liraya çıkmış.

*Yani 1 yılda, yüzde 216,8 artmış. Mesela; 1 kilo elma; Geçen sene 5,38 lirayken, bu sene, 14,90 lira olmuş. Yani 1 yılda, yüzde 177 zamlanmış.

*Mesela; 1 kilo pirincin fiyatı; 13,04 lirayken, bir senede, 27,50 liraya çıkmış. Yani, yüzde 110,9 artmış. Mesela; 1 kiloluk toz şekerin, fiyatı; 2021 yılının, Kasım ayında, 6,91 lirayken, 2022 yılının, Kasım ayında, 24 liraya çıkmış. Yani, 1 yıllık artış oranı, yüzde 247,4. Evet, yanlış duymadınız, yüzde 247,4. Ancak, tüm bu rakamların karşısında, TÜİK’e göre şeker, yalnızca, yüzde 153 artmış.

“İKTİDARIN MUMU ARTIK SEÇİME KADAR”

Yaa bakar mısınız şu işe?… Ne demişler? Yalancının mumu yatsıya kadar… Hal böyleyken iktidarın mumu da artık seçime kadar!

*Giderayak sönmekte olan iktidar mumunun cılız ışığında; Durmak yok yalana devam Sayın Erdoğan. Durmak yok masala devam Sayın Erdoğan! Durmak yok artık yolun sonu yakın Sayın Erdoğan

2023 BÜTÇESİ

*Nitekim; 2023 yılı bütçesi de, bu gerçeği yansıtıyor. Biliyorsunuz bütçe, geçtiğimiz 17 Ekim’de, meclise sunulmuştu.

*Ben de 19 Ekim’deki grup konuşmamda, kapsamlı bir bütçe değerlendirmesi yapmıştım. Konuşmamda, Bay Kriz ve arkadaşlarının, ne kadar öngörüsüz olduğunu, tahminlerinde,
tarihi sapmalar yaşandığını rakamlarla ifade etmiştim.

*Biliyorsunuz; 2022 bütçe harcama büyüklüğünün, 1 trilyon 751 milyar lira olması planlanmıştı. Şimdi ise, iktidar, bunun, 3 trilyon 134 milyar lira olacağını söylüyor. Yani, yıl sonu itibariyle, bütçe; başlangıç miktarının, neredeyse iki katına çıkıyor.

İkinci Dünya Savaşı koşulları altındaki, 1943 yılından beri, böyle bir şey, hiç yaşanmamış. Evet yanlış duymadınız.

79 yıl aradan sonra, Bay Kriz; ülkemize, 2’inci dünya savaşı şartlarını yaşatmayı, başarmış bulunuyor.

Bu olağanüstü başarısızlıktan ötürü, başta Sayın Erdoğan olmak üzere, liyakat abidesi, Ak Parti ekonomi kadrosunu kutluyorum.

“AK PARTİ’NİN VEDA BÜTÇESİ”

*Tabi, bizim milletimiz için verdiğimiz önergelerimizin, tamamı reddedilirken, KÖİ projeleri için, yandaş müteahhitlere 102 milyar lira, faiz giderleri için de, 566 milyar lira ödenek koyuldu.

*Miktarını kimsenin bilmediği, kur korumalı mevduat ödemeleri de aynen devam edecek. İşte size AK Parti’nin ‘millet odaklı’ bütçe anlayışı… Gerçekten ibretlik.

*Öyle anlaşılıyor ki; Cumhuriyetimizin, 100’üncü bütçesi, AK Partinin de, ‘veda bütçesi’ olacak. Çünkü bu bütçede, ekonominin sorunlarını, yapısal olarak çözecek hiçbir tedbir yok. Kamu yatırımları için ayrılan kaynak, çok yetersiz.

*Bay Kriz’in tek amacının, ekonomiyi seçime kadar yüzdürmek olduğu çok net bir şeklide anlaşılıyor. Israrla ve inatla sürdürülen yanlış politikaların bedeli, vatandaşımıza, yoklukla, yoksullukla, fakirleşmeyle ödetiliyor.

*Bu bütçede, çiftçi yok, emekli yok, memur yok, asgari ücretli yok, öğrenci yok, EYT’li yok… Bu bütçede, millet yok, millet!

Mesela; tarım destekleme bütçesi, enflasyona karşı korunmuyor, çiftçilerimiz mağdur ediliyor. TÜİK’in açıkladığı, Tarımsal Girdi Fiyat Endeksine göre, tarımsal girdilerde enflasyon, yüzde 138,2’e ulaştı. Ama buna rağmen, 2022 yılında, tarım destekleme bütçesi, sadece yüzde 62,7 artırılıyor. Oysa tarımsal destekleme bütçesi, en azından, tarımdaki girdi maliyetleri kadar artırılmalıydı.

Saçma sapan politikalar nedeniyle, üst gelir grubuna, Kur Korumalı Mevduat kapsamında, bir çırpıda, 300 milyar lira ödemekten kaçınmayan iktidar, milyonlarca çiftçimize, ‘2023 yılında, sadece 54 milyar lira ödeyeceğim’ diyor.

*Kamu Özel İş Birliği Projeleri çerçevesinde, ‘Beşli çeteye, 102 milyar lira ödeyeceğim’ diyen iktidar, çiftçilerimize, sadece 54 milyar lirayı, layık görüyor.

*Mesela; AK Parti’nin veda bütçesinden, öğrencilerimiz de nasibini alıyor. KYK burs ve kredi ödemeleri, düşük artırılarak, ihtiyaç sahibi öğrencilerimiz de, mağdur ediliyor.

*2022 yılında, yüzde 85 buçukluk enflasyona karşı, öğrenci burs ve kredileri, sadece yüzde 30 oranında artırılıyor.

*Mesela; bu kadar yüksek enflasyon ortamında, maaş ve ücretlerin, altı ayda bir, enflasyon kadar artırılması, çalışanlar ve emeklilerde, büyük bir refah kaybına neden oluyor.

*Bu kayıp, yıllık bazda, çalışanların cebinden 830 milyar lira alınması demek. Ama maalesef; çiftçinin, çalışanların, öğrencilerin yaşadıkları bu kayıpların hiçbiri, 2023 bütçesinde telafi edilmiyor.”

*Öyle görülüyor ki; 2023 yılı, milletimiz için, daha zor bir yıl olacak. Ama, kimse endişelenmesin. Şunun şurasında, seçime çok az kaldı… Emin olun, sayılı gün, çok çabuk geçecek.

*Sandıktan, yetkiyi aldığımızda, Türkiye’yi hak ettiği ciddiyet ve millet odaklı bir anlayışla yöneteceğiz. Bay Kriz ve arkadaşlarının, her saçmalığını, yakından izliyoruz.

*Ekonomi ekibimizin, süratle enkazı kaldırıp, molozları temizlemek için planları, programı, yol haritası ve kadroları hazır.

KONYA BARINAĞINDAKİ VAHŞET

*Uzun süredir, sahipsiz sokak hayvanlarıyla ilgili haberleri, endişeyle takip ediyoruz. Bu mesele, ülkemiz için, artık çok ciddi bir sorun hâline geldi.

*Bu sorun; gün geliyor, masum çocuklarımızı tehlikeye atıp, canlarına mal oluyor, gün geliyor, sessiz canlarımızın, canice katledilmesine sebep oluyor.

*Buradan açıkça ilan etmek istiyorum: Bizim; 11 yaşındaki Mustafa’mızının, hayatını kaybetmesine de; Geçtiğimiz hafta, Konya’daki barınakta yaşanan vahşete de; zerre tahammülümüz yoktur.

*Bizim için, buradaki esas mesele; “yaşam hakkının“ ihlalidir. Nasıl ki tüm insanların, onurlu bir yaşam hakkı varsa; O insanlarla aynı dünyayı, aynı toprağı, aynı havayı paylaşan tüm canlıların da, onurlu bir yaşam hakkı vardır.

*Dolayısıyla bizim anlayışımıza göre; mesele, ‘yaşam hakkı’ olunca, devlet de, bu konuya duyarsız kalamaz.

*Sokaklarımızın, milletimiz için, güvensiz hâle gelmesine de, barınaklarımızın, işkence merkezlerine dönüşmesine de, razı olamaz. Ancak; devlet yönetmekten, bihaber olan bu iktidar, bu konuda da, tüm beceriksizliğini gözler önüne seriyor. Hatırlayın; 18 Kasım’da, Sayın Erdoğan, bir açıklama yapmıştı.

*Demişti ki; ‘Sahipsiz sokak hayvanlarının yeri, sokaklar değil, barınaklardır. Belediyeler, barınaklar inşa ederek, başıboş sokak hayvanlarını toplamalı. Konya Büyükşehir Belediyemizin, çok örnek bir çalışması var.

*Bu açıklamadan, tam 1 hafta sonra, Sayın Erdoğan‘ın, örnek gösterdiği, Konya Sahipsiz Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkez’inde, korkunç bir vahşetin, görüntülerine şahit olduk.

*Eminim ki, birçoğunuz, benim gibi, o işkence görüntülerini, izlemekte bile zorlandı. İnsanlıktan nasibini almamış, vicdansız bir caninin, yaptıkları karşısında, hepimizin yüreği sızladı.

*O sessiz hayvanlara, işkence eden vicdansızları, kendilerine emanet canlıları, açlıkla sınayan kalpsizleri, buradan, bir kez daha lanetliyorum. Allah her birini ıslah etsin!

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir