Kılıçdaroğlu ; İBB’nin Eyüpsultan da bulunan Biyometanizasyon Tesisleri”nde incelemelerde bulunudu

Example HTML page

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yılın son günü İstanbul’da geçirdi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP Eyüpsultan İlçe Başkanı Doğan Sarıtaş, CHP Eyüpsultan ve İBB Meclis üyeleri Gülsüm Polat, Ali Haydar İşkar, Ünsal Aykutoğlu ile birlikte Eyüp Kemerburgaz’daki “Atık Yakma ve Biyometanizasyon Tesisleri”nde incelemelerde bulunudu,

Haber Etkin / Haber Merkezi : Ramazan Yiğit

Atık yakma merkezinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. CHP eski milletvekili Fikri Sağlar’ın tartışma yaratan “Türbanlı bir hakimin karşısına çıktığım zaman adaleti yerine getireceği konusunda kuşkum var” açıklamasına sert tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu, bu düşünceyi paylaşmadığını belirterek şunları söyledi:

Çağın neresindeyiz biz? Kişi başörtüsü takar takmaz. Bu onun tercihidir. Peki benim görevim nedir? Onun tercihine saygı duymaktır.

Hakim, hukukun üstünlüğü ve vicdanı kanaatine göre karar verirse, adaleti yerinde dağıtırsa gerçek anlamda hakimdir. Başımın üstünde yeri vardır.

Başörtüsü takıp takmaması ayrı bir şey. O onun yaşam tarzıdır. Buna benim saygı duymam lazım.

Ben saygı duyarken gerçek anlamda adalet dağıtmasını bekleyeceğim. Adalet dağıttığı sürece hiçbir sorunum yok. Bizim parti meclisimizde de, üstelik hukuk mezunu arkadaşlarımız var. Görev yapıyorlar. Böyle bir ayrımcılığı asla kabul etmiyor ve doğru bulmuyorum.

”BİNLERCE İNSAN, ÇÖP KONTEYNERLERİNDEN BESLENİYOR”

Kılıçdaroğlu 2020 yılını da şöyle değerlendirdi:

2020’de, sadece pandemi süreci değil, depremler değil, ekonomi konusunda da kötü bir yıl geçirdik. Yoksulluk derinleşti.

Malum, açık; binlerce insan, çöp konteynerlerinden besleniyor. Dolayısıyla ekonomide ciddi bir değişime, ciddi bir dönüşüme ihtiyaç var.

Yani faiz ve döviz ekseninden ekonominin kurtarılarak; üretim, yatırım ve istihdam eksenine dönmesi lazım. Eğer bunu yapabilirlerse, çok güzel bir şey yapmış olurlar.

Milyonlarca üniversite mezunu bu ülkede işsizken, herhalde bunun bir sorumlusu vardır. O sorumlu, ‘Ben, milyonlarca işsize iş bulacağım. Ekonomiyi düzelteceğim, ekonomide reform yapacağım’ diyor. Bunları yaparsa, alkışlarız. Bu kadar basit.

Keşke herkesin işi olsa. Keşke herkes rahatlıkla, huzur içinde çalışsa, üretse, alın teri dökse, kazandığı parayla akşam evine huzur içinde dönse. Bizim de en büyük arzumuz bu. Bunu vadediyor ve gerçekleştiriyorlarsa, benim de görevim onları alkışlamaktır.

Ama bunu yapmıyorlarsa, kimse kusura bakmasın ben o zaman eleştiririm. Yani Londra’daki bir avuç tefeciye değil, bu ülkenin insanlarına çalışacaklar. Eğer akılları başlarına gelmiş, ‘Artık biz faizcilere değil, tefecilere değil, kendi halkımıza, kendi işsizimize çalışacağız. Onlara istihdam yaratacağız’ diyorlarsa, benim başımın üstünde yerleri vardır.

”SANATÇILAR, AYKIRI İNSANLARDIR

Cumhurbaşkanı’nın tartışılan sanatçı tanımlaması ile ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

Sanatçılar, aykırı insanlardır. Düşüncelerini, özgürce ifade ederler. Dünyanın her tarafında, çağların her döneminde de sanatçılara her zaman saygı duyulmuştur.

Sanatçılar, her zaman toplumun saygın bireyleri olarak görev üstlenmişlerdir. Pandemi süreci içinde, özellikle sanatçılarımızın önemli bir kısmı büyük bir ekonomik krizle de karşı karşıya kaldılar.

Belediyelerimiz, bu konuda sanatçılara büyük destekler verdiler, vermeye de devam ediyorlar. Umarım 2021 yılında pandemi sona erer ve sanatçılarımız da sanatlarını icra etmeye devam ederler.

”SADECE DÜŞÜNCESİNİ AÇIKLADI DİYE…”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sosyal medyadan yaptığı “Patır patır cinayet işleyen katilleri azmettiren, bunlara yardım ve yataklık yapan canilerin tıpış tıpış serbest kalacağı bir dünya, bir Türkiye yoktur” paylaşımını değerlendiren Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

Biz, hiçbir zaman canileri savunmadık. Terörü de savunmadık. Tam tersine; şiddeti kim hayatının bir parçası olarak kabul ediyorsa, insanları öldürüyorsa, cinayet işliyorsa, bunların tamamına karşıyız.

Ama hayatı boyunca, sadece düşüncesini açıkladı diye insanları hapse atarsanız, bu yanlıştır. Dünyanın gidişine terstir.

Elbette ki herkesin siyasi görüşü, yaşam tarzı, kimlikleri, inançları farklı olabilir. Biz, bayrağımızın altında huzur içinde; bir arada, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Neden ayrılalım? Niye kavga edelim?

”BEN O TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİM”

Siyasiler bizi kavga ettirmek istiyorlar. Ben, o tuzağa düşmeyeceğim. Ben, 83 milyon yurttaşımızı kucaklayacağım. Peki benim derdim nedir? Eğer o açsa, ben de açım. O işsizse, ben de işsizim. Ben ona iş ve aş bulacağım. Huzur içinde akşam evine gidecek. Siyasetçinin derdinin bu olması lazım.

Siyasetçiler neden kavga eder? Vatandaş açsa, ‘Onun karnını neden doyurmadın’ diye benim sorma hakkım var. Çünkü ben, iktidar değilim. İktidarsam, onun bana bu soruyu sorma hakkı var; ‘Sen iktidarsın bu insanlar neden aç?’, ‘Bu kadar insan neden çöp konteynırlarından geçiniyorlar’ diye.

İnşallah göreceksiniz önümüzdeki süreçte, iktidara geldiğimizde, bütün bu sorunlardan Türkiye’yi arındıracağız. Türkiye’nin kaynaklarını bir avuç tefeciye yedirmeyeceğim. Bu ülkenin insanı, esnafı, memuru, emeklisi, çiftçisi için kullanacağım.  Kim üretiyorsa, kim alın teri döküyorsa benim başımın üstünde yeri var.

”YERLİYİM ARKADAŞLAR…”

Kılıçdaroğlu yerli ve milli muhalefet tartışması ile ilgili soru üzerine de şunları belirtti:

Samimi söylüyorum; yerliyim arkadaşlar, milliyim arkadaşılar. Peki onları nasıl tanımlamak gerekir?

Ben, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yerlisi ve millisi bir vatandaşım. Onlar da Katar yerlisi.

Yerli ve milli olma; bu ülkenin kaynaklarını bu ülkenin insanları için kullanmak demektir. Bu ülkenin kaynaklarını ve gelirlerini Londra’daki bir avuç tefeciye teslim edenler, yerli ve milli olamazlar.

Birisinden telefon geldikten sonra bir hafta içinde papazı teslim ederseniz, bu yerli ve milli mi oluyor? Neresi bunun yerli ve milli Allah aşkına? Yeni yıla giriyoruz arkadaşlar; bunları konuşmayalım. Yeni yılda umut vaat edelim. Herkes evinde çoluk çocuğu ile beraber huzur içinde yaşasın.

Biliyorum yüz binlerce huzursuzluk var. Yüz binlerce evde işsiz var, üniversite mezunu işsizler var. İnşallah ilk iktidar değiştiğinde, umuyorum en kısa sürede herkesin işi olur, herkesin aşı olur. Her evde bereket olur. Her evde tencere kaynar. Türkiye Cumhuriyeti devletinde 21 yüzyılda hiçbir çocuk yatağa aç girmez.

ASGARİ ÜCRET 3 BİN 100 LİRA

Kılıçdaroğlu’na, İçişleri Bakanlığı’nın İBB’deki yolsuzluk dosyaları için müfettiş görevlendirmesi hakkındaki yorumu da soruldu. Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:

Eğer İçişleri Bakanlığı, ‘Ekrem Bey’in el attığı dosyaya ben de el atmak istiyorum. Dolayısıyla ben de tespit etmek istiyorum’ diyorlarsa, gelsinler zaten. Bizim çekineceğimiz, korkacağımız hiçbir şey yok.

Ekrem Bey, bütün ihaleleri şeffaf yapıyor mu; yapıyor. Belediye başkanlarımız böyle çalışıyorlar, her kuruşun hesabını millete veriyorlar. Önemli olan şu: Yaptığınız harcamaları, verdiğiniz emeği halka anlatıyorsanız ve halktan sürekli destek alıyorsanız, bundan daha güzel bir şey olamaz.

11 büyükşehir belediye başkanımız, il, ilçe başkanlarımız böyle çalışıyor. Devasa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapamadığı 3 bin 100 liralık asgari ücreti de bizim belediye başkanlarımız uygulayacak.

İBB’de çalışan çok sayıda emekçi oturup kalksın, ‘CHP iyi ki Büyükşehir’i aldı’ diye dua etsinler. Burada da asgari ücret net 3 bin 100 lira olacak.

Geçen dönem de asgari ücreti yükseltmiştik ama İBB yükseltmemişti. Çünkü, o zaman Ekrem Bey, başkan değildi. Şimdi Ekrem Bey, başkan oldu; o da asgari ücreti en az 3 bin 100 lira yapacak. Öyle mi Sayın Başkan? (Yaptık efendim) Yaptık diyor, gayet güzel.

Açlık sınırında asgari ücret mi olur? Adı üstünde, minimum en düşük ücret. Bundan gelir vergisi alıyorsunuz; insan utanır ya.

Öbür taraftan bakıyorsun; 5’li çeteye milyarlarca liralık vergi avantajı var. O avantajı neden işçiye vermiyorsun? İşçi hangi koşullarda çalışıyor? Bazen eksi 20-25 derecede çalışıyor, emek harcıyor. Aldığı parayı hak ediyor.

Devlet, onun hakkını teslim etmeli. Eğer CHP’li belediyeler, 3 bin 100 lira net asgari ücret veriyorlarsa, bundan utanması gerekenler devleti yönetenlerdir.

ATATÜRK KENT ORMANI’NINDA YÜRÜDÜLER

Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, 2021 Haziran ayında faaliyete geçecek tesisteki incelemelerin ardından Hacıosman’daki Atatürk Kent Ormanı’na gitti. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet hem yürüyüş yaptı hem de vatandaşlarla sohbet etti.

FİKRİ SAĞLAR NE DEMİŞTİ?

CHP’li eski bakan ve milletvekili Fikri Sağlar katıldığı programda “Türban irticai faaliyetlerin şeriat isteyenlerin üniformasıdır, başörtüsü yüzyıllar boyunca Anadolu’da bir geleneksel giysidir arada fark var. Kendimden söylemek istiyorum ben yargılandığım zaman türbanlı bir hakimin karşısına gittiğimde benimle ilgili haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var” ifadelerini kullanmış bu sözler büyük tepki toplamıştı.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir