Hrant Dink, katledilişinin 16’ncı yılında anıldı: Seninleyiz Ahparig!

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün Gazetesi yazarı Hrant Dink, katledilişinin 16’ncı yıl dönümünde vurulduğu yerde anıldı. 16. yılın anma konuşmasını yönetmen Emin Alper yaptı. Alper, “Tarih yazan kalemleri katillerin elinden almak, kardeşliğin hikayesini birlikte yazmak için buradayız” dedi. Mikrofondan Çiğdem Mater‘in gönderdiği mesaj okundu. Anmaya katılanlar her yıl olduğı gibi “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” ve “Hrant için adalet” yazılı dövizler taşıdı.

HABER ETKİN / HABER MERKEZİ

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün Gazetesi Yazarı Hrant Dink, aramızdan ayrılışının 16’ncı yılında katledildiği yerde anıldı.

Binlerce kişinin katıldığı anma, her yıl olduğu gibi bu yıl da Dink’in katledildiği yer olan Agos gazetesinin eski ofisinin bulunduğu İstanbul Şişli’deki Sebat Apartmanı önünde gerçekleştirildi. Anmaya siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütleri ve çok sayıda aydın katıldı.

Yurttaşlar, Dink’in öldürüldüğü noktaya kırmızı karanfil, mum ve nar bıraktı. Öldürüldüğü saat olan 15.00’te alanda Hrant Dink’in, “Biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin bu toprakları alıp gitmek için değil, bu toprakların gidip dibine girmek için” sözleri dinletildi.

Hrant Dink’in sevenleri “Faşizme inat kardeşimsin Hrant”, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Katiller halka hesap verecek”, “Katilleri koruyan cinayete ortaktır” sloganları atarak Ermenice, Türkçe, Kürtçe “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz”, “Hrant için, adalet için” yazılı dövizler taşıdı.

Törende “Sarı Gelin” türküsü Türkçe ve Ermenice olarak çalındı. Binaya Dink’in fotoğrafının olduğu bir afiş asıldı. Afişte, “İnadın, umudun, cesaretin bizimle. Seninleyiz Ahparig. Buradayız 16 yıldır” yazısı yer aldı.

Hrant’ın arkadaşları tarafından 2022 yılı Hrant Dink Vakfı ödülü sahibi Shaharzad Akbar ve Gezi tutsağı yönetmen Çiğdem Mater’in mesajları okundu.

“HRANT’IN MİRASI BİZE İLHAM OLUYOR”

Akbar’ın mesajında şu ifadeler yer aldı:

“Hrant’ın mirası bize ilham oluyor. Bu vesileyle Afgan ve İranlı kadınların mücadelesine dikkat çekmek isterim. Burada eşitlik ve özgürlük talep eden kadınlar hapis cezası işkence ve idamla karşı karşıya kalıyorlar. Hrant Dink’in mirasını dayanışma içinde mücadele ederek uyandıralım. Dünyanın her yerindeki kadınların insan hakları için mücadele edelim. Ülkemde kadınlar canlı canlı gömüldüklerini hissediyorlar. Bu kadınlar dünya sırtını dönmüşken Taliban zulmüyle mücadele ediyor. Hrant Dink’in mirasını dayanışma içinde mücadele ederek onurlandıralım. Dünyanın dikkatini İran ve Afganistan’daki kadınların mücadelesine çekelim.”

Anmaya katılanlar, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” ve “Hrant için adalet” yazılı dövizler taşıdı. Dövizlerde Kürtçe, Ermenice ve Türkçe yazılar yer aldı.

“ACILARDA AKRABA EDENLERE İNAT BURADAYIZ”

Çiğdem Mater’in mesajında ise şu ifadeler dile getirildi:

“Kandıra’dan Edirne’ye, Silivri’den Sincan’a, Bakırköy’den Diyarbakır’a seni küçücük hücrelerinde, avlularında, koğuşlarında Hrant’ı ananların selamını ve inadını iletmek bana düştü. Sebat ve inatla 16’ncı kere bir aradasınız. Sebat’ın önünde sadece Hrant’ı anmıyoruz. Memleketin 100 küsur yıllık sesiyle, hafızamızla ses veriyoruz. Sessizliğin suçu ortaklık olduğunu geç de olsa büyük kayıplarla fark etmiş olanlar olarak buradayız. 24 Nisan 1915’te İstanbul’da evlerinden alınan Ermenilere ve öldürülen tüm Anadolu Ermenilerine, Trakya pogromundan Dersim’e, Varlık Vergisi’nden 6-7 Eylül’e, 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Eylül’e,28 Şubat’a Diyarbakır cezaevinden, Cumartesi Anneleri insanlarından, Roboski’den Gezi’ye Rakel Dink’in tarihi tespiti ile bizi acılarda akraba edenlere inat buradayız. Bir aradayız.”

Mater’in mesajında katledilen aydınlar ve Gezi Direnişçilerine selam gönderildi. Mater’in mesajının devamında ise şunlar yer aldı: “Kocaman bir genç kalabalık. Birkaç yıl önce Emek Sineması’nı kurtarmaya çalışırken o binanın bir Varlık Vergisi alanı olduğunu bilenler olarak buradayız. Gezi Parkı’nın Ermeni mezarlığının üzerine yapıldığını unutmayanlar olarak buradayız. ‘Evet biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var, çünkü kökümüz burada derken ne dediğini duyanlar olarak buradayız. Geçmişte yüzleşebileceğimiz herkesin hakkını herkese vereceğimiz günlerin umuduyla buradayız. Hiçbir yere gitmiyoruz inatla ve sebatla buradayız.”

Çiğdem Mater’in mesajının ardından alandan “Gezi tutsakları onurumuzdur” sloganı atıldı.

“YARASINDAN HÂLÂ KAN SIZIYOR”

Dink’in katledilişinin 16’ncı yılında konuşmayı yönetmen Emin Alper yaptı.

“Yine içimiz buruk, yine adaletin tam manasıyla tecelli etmediğine inanarak ve o katilleri yaratan karanlığın hiç dağılmadığını belki de daha da koyulaştığını bilerek yine burada onun gövdesinin ebedi olarak sessizce uzanıp kaldığı kaldırımda toplandık” ifadeleriyle sözlerine başlayan Alper şunları kaydetti.

“Osmanbey kaldırımlarında yatan dostumuzun yarasından hala kan sızıyor. İçe doğru birbirine dönmüş iki ayağının arasından incecik akan kan kendisine bir yol arıyor. Gündelik telaşları içinde koşturan bir insan kalabalığının arasından, ardından ağlayan öfkeli dostlarının yanından, adalet arayışına duvar olmuş mahkeme kapılarının altından, nefret ve hınç dolu kışkırtıcıların akşamları huzur içinde döndükleri evlerinin önünden, Kamp Armen’in yıkıntıları arasından doğduğu Malatya’ya, Anadolu topraklarında kendine bir yol arıyor. Bu incecik sızıntı kendi yolunu bulacak.”

“BU HİKAYEYİ DEĞİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ”

“Azınlıkta olan çoğunlukta olana ‘çoksun, güçlüsün ve kendini haklı sanıyorsun ama beni hala kendine benzetemedin’ dedi ve ‘Ben var olduğum sürece hükümranlığın tam ve kusursuz olamayacak’ işte bu yüzden çoğunluk azınlıktan nefret etti” diyen Alper, “Çoğunluk azınlıktan nefret etti. Ama en çok da azınlık adına konuşanlardan; bir parya gibi değil eşit ve özgür birer vatandaş gibi yaşama hakkını talep edenlerden, kendilerine karşı işlenen suçları faillerinin suratlarına karşı teker teker sayıp dökmekten çekinmeyenlerden nefret etti. İşte Hrant Dink de tarihin o uslanmaz elebaşlarından biriydi. Ona tahammül etmeleri mümkün değildi; çünkü o kışkırtıcı olmadan dürüst konuşabilen, düşmanlaşmadan düşmanlığı yeren, kavgacı olmadan tavizsiz olmayı başarabilen, cesur olmak dışında bir var oluş bilmediği için cesur olan, bağırmadan sarsan, ulaştığı her yüreği titreten bir sesti. O sadece Ermeniler adına değil bütün ezilmişler ve sessizleştirilmişler adına mücadele veren bir sosyalistti. Kirkor Zohrab’ların soyundan geliyordu o. Bu sese tahammül etmeleri mümkün değildi. Ve çoğunluğun hassasiyetleri adına suç işleyenler el birliğiyle onu 16 yıl önce burada katletti.

İnsanlığın hikayesi böyle başladı ve böyle süregeldi ama asla böyle bitmek zorunda değil. Bu hikayeyi değiştirebiliriz ve değiştirmek zorundayız. Eğer adalet arıyorsak, Hrant’ı öldürenlerin, sadece tetikçilerin değil azmettiricilerin, sadece azmettiricilerin değil, kışkırtıcıların, hedef gösterenlerin, düşmanlık ve nefret aşılayanların cezalandırılmasını istiyorsak; yalnız Hrant’ın değil bu topraklarda katledilmiş binlerce masumun kanı hala aramızda dolaşıyorsa bu hikayeyi değiştirmek zorundayız” şeklinde konuştu.

ÇOK ÖNEMLİ BİR DEVRİMCİYDİ”

Anmaya katılan SOL Parti PM Üyesi Alper Taş, şöyle konuştu:

“16 yıl önce faşistler onu bedenen elimizden alsa da değerleri bizimle. Hem emekçilerin hem ezilenlerin mücadelesinin önemli bir neferiydi. O aynı zamanda bir sosyalistti. Demokratik Türkiye’yi inşa etme sürecinde tedaviyi Türklerin ve Ermenilerin kendinde buluyordu. Emperyalist merkezler ve egemen devlet anlayışının dışında halkların bşr arada yaşamını savunan çok önemli bir devrimciydi. Fikirleri bize emanet. Her yıl onun değerlerini burada savunmaya devam ediyoruz. O günden bu yana Türkiye’nin yaraları derinleşti ancak ilacı bizde. Hrant’tan aldığımız ilhamla özgür ülkeyi kazanma iradesini ortaya koyacağız.”

“İNATLA YAŞAMI SAVUNUYORUZ”

Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ise şunları söyledi:

“16 yıldır dostları, yoldaşları sevenleri olarak hüzünlü ve kaygılıyız. Sonuçta bir yaşam sonlandırıldı. Hrant’ın yanında yüzlerce, binlerce insanın yaşamdan koparıldığı ülkede inatla yaşamı savunuyoruz. Hep birlikte yaşayabiliriz. Bu bilinçli bir cinayet. Bizlerin, bölüp yok etme politikalarına karşı ezilenlerin, halkların bir arada durması lazım. İnatla kardeşçe yaşamı savunacağız.”

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir