Ferzan Özer: Siyasetin dili çözüldü, az laf çok iş…

https://askidafatura.ibb.gov.tr/

Bu sözcüğü kelimenin gerçek anlamında kullandım. Türk Dil Kurumu “Çürümeyi; sağlam bir durumdan bozulma veya düşme” olarak tanımlıyor.

Tam olarak da dilimiz de bu sağlam durumdan bozulmaya evriliyor.   

Özellikle son 20 yılda, siyasilerin üslûbu yalnızca kendi aralarındaki rekabeti değil, toplumsal iletişimi de doğrudan etkiledi.

Hakaret, itibarsızlaştırma ve ayrıştırıcı söylemler sıradanlaştıkça, toplumun farklı kesimlerinde de benzer bir dilin yaygınlaştığını görüyoruz.

Gençlerin sosyal medyada birbirleriyle iletişim kurarken kaba ifadeleri normalleştirmesi, bu olumsuz dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri.

Oysa tarih bize gösteriyor ki, gerçek liderlik ve kalıcı başarılar, yalnızca sözlerin sertliğiyle değil, eylemlerin gücüyle elde edilir. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, bu konuda önemli bir örnektir. 

OSMANLI İMPARATORLUĞU’nun YIKILIŞ SÜRECİNDE ve YENİ BİR DEVLET İNŞA EDİLİRKEN ne PADİŞAHA ne SARAY EŞRAFINA ne de DÜŞMAN KUVVETLERİNE KARŞI HAKARET İÇEREN BİR DİL KULLANMIŞTIR.

ÜLKESİNİ İŞGAL EDEN DÜŞMAN GÜÇLERİ ASKERLERİNE DAHİ SAYGIN BİR ÜSLUPLA HİTAP ETMİŞ , KİŞİLERİ DEĞİL, FİKİRLERİ ve POLİTİKALARI ELEŞTİRMİŞTİR.

Onun başarısı, hakaretle değil, bilimsel ve stratejik bir yaklaşım ile gerçekleşmiştir.

Bugün siyasette kullanılan sert dilin, sadece siyasi rakiplere değil, toplumsal barışa da zarar verdiğini görüyoruz.

Liderler, topluma örnek olma sorumluluğunu taşımalıdır. Sözlerin önemi elbette büyüktür ancak hakaret içeren söylemler kısa vadede siyasi avantaj sağlayabilirken, uzun vadede hem siyasetin itibarını hem de toplumsal huzuru zedeler.

Unutulmamalıdır ki, iktidar ne sözle kazanılır ne de sözle sürdürülebilir. Asıl olan, toplum için yapılan somut hizmetler ve bırakılan kalıcı eserlerdir.

Bu nedenle, siyasetin dilinde bir dönüşüme ihtiyaç var. Saygın, çözüm odaklı ve birleştirici bir üslup benimsenmediği sürece, sadece siyasetin değil, toplumun tüm kesimlerinin de bundan olumsuz etkilenmeye devam edeceği aşikardır.

Gerçek güç, hakarette değil; bilgelikte, sağduyuda ve eylemlerde saklıdır.

“Bugün benim doğum günüm, 63 yıllık ömrümün çocukluk yıllarını geçelim, kalan 50 yılında gördüğüm ve duyduğum siyasi dilin nasıl bozulduğudur. Bu bozulmayı çürüme olarak adlandırmak istedim ve bu nedenle duygularımı paylaşmak istedim.”

ferzan@ferzanozer.com.tr

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir