Erdoğan: Çoklu baro yönetimi üzerinde duruyoruz, kanun teklifi yarın veriliyor
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, baroları bölmeyi amaçlayan düzenlemeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Çoklu baro yönetimi üzerinde durduklarını belirten Erdoğan, “Milletvekili arkadaşlarımız kanun teklifini yarın sabah veriyorlar. Bu düzenlemeyi en kısa sürede hayata geçireceğiz” dedi
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki toplantı, yaklaşık 3 saat 15 dakika sürdü.
Erdoğan toplantının ardından açıklamalarda bulundu.
Baroları bölmeyi amaçlayan düzenlemeye ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Çoklu baro yönetimi üzerinde duruyoruz. Milletvekili arkadaşlarımız kanun teklifini yarın sabah veriyorlar. İnşallah bu düzenlemeyi en kısa sürede hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.
Turizm sezonunu kurtarmak için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Erdoğan, “Çok yakında bu alanda da sevindirici haberler bekliyoruz.Sadece bizim salgının üstesinden gelmemizin, iş yaptığımız ülkelerin de normal düzene dönmeleri, yaklaşan döneme hazırlıklı olmalıdırlar.”
Koronavirüs salgını ile ilgili de konuşan Erdoğan, “Amacımız vaka sayısını da vefat sayısını da sıfıra en yakın veya sıfır noktasına çekebilmektir. Ülkemizi risk grubundan uzaklaştırmakta kararlıyız” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
“Gündemimizdeki sağlıktan güvenliğe ekonomiden tarıma birçok konuyu görüştük. Türkiye’nin yeni yönetim sistemindeki kapsamlı bir değerlendirmeyi bir sonraki kabine toplantımızdan sonra milletimizle paylaşacağız. Dünyada salgınla en başarılı mücadeleyi vermiş ülkelerden biri olarak kazanımlara sıkı sıkıya sahip çıkacağız.
‘AMACIMIZ VAKA VE VEFAT SAYISINI SIFIR NOKTASINA ÇEKMEKTİR’
Tamam diye ifade ettiğimiz temizlik, maske mesafeden taviz vermiyoruz. Amacımız vaka sayısını da vefat sayısını da sıfıra en yakın veya sıfır noktasına çekebilmektir. Ülkemizi risk grubundan uzaklaştırmakta kararlıyız. Normalleşme takvimi çerçevesinde birkaç alan dışında tüm sektörlerde hizmet ve üretimin önünü açtık. Salgın sürecinde her kesimi verdiğimiz desteklerle ayakta tuttuk. Devletimizin tüm imkanlarını milletimizin emrine vermiş bulunuyoruz. Böylece içinden geçtiğimiz olağanüstü dönemin sıkıntılarını herkes için en aza indirmeye çalıştık. Faaliyetlerine ara veren işletmeler peyderpey yeniden çalışmaya başladı. Ekonomik faaliyetlerde adım adım Mart ayındaki seviyelere yaklaşıldığını görüyoruz. Bu vesileyle önümüzdeki günlerde devreye alacağımız bazı hususları sizlerle paylaşmak istiyorum.
“KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİ BİR AY DAHA UZATIYORUZ”
Yarın 926 devlet korumasındaki gencimiz ile 274 şehit, gazi yakınımız kura ile kamu kurumlarına yerleştirilecek. Sonuçlar Aile, Çalışma Bakanlığımızın web sayfasında açıklanacaktır. Sosyal koruma kalkanı altında hanelere 6 milyarın üzerinde yardım yaptık. Kısa çalışma ödeneğinden mevcutta yararlananların süresini bir ay daha uzatıyoruz. İş fesih sınırlaması dolayısıyla nakdi destek ücret desteği de bir ay daha devam edecektir.
STK’larını hedef alan 35 milyon lira bütçeli bu çağrılar, gönüllülükten iletişime, spordan kültür ve sanat faaliyetine kadar 8 ayrı başlıkta toplanmıştır.
Sürekli kişisel gelişim temalı bir proje çağrısına çıkıyoruz. STK’ları hedef alan 35 milyon lira bütçeli bu çağrılar iletişim, spor, kültür ve sanat faaliyetlerine kadar 8 ayrı başlıkta toplanmıştır.
Son dönemde koronavirüs salgınından en çok etkilenen ülkelerden biri de komşumuz Irak. Irak’ta yaşayan Türkmenler başta olmak üzere Iraklı kardeşlerimize yardım paketini yarın yola çıkarıyoruz.
Böylece Türkiye bu tavrıyla bir kez daha komşu, dost ve kardeşlerinin yanında olduğunu göstermiş olacaktır. Sadece bizim salgınla mücadeleyi başarıya ulaştırmamız yetmiyor. Yakın çevremizden başlayarak güçlü sosyal, ekonomik, ticari ilişkilerimizin olduğu ülkelerin de aynı başarıyı yakalaması gerekiyor.
Avrupa coğrafyasında salgın önemli ölçüde kontrol altına alınmış gözüküyor, Güney, Kuzey Amerika’da ve Asya’da salgın tüm hızıyla sürüyor. Dünya bu salgın karşısında tarihi bir imtihan veriyor. Salgının sürmesi ülke olarak önümüzü görmemizi de zorlaştırıyor.
Sağlık alanındaki altyapımızın ve genel sağlık sigortası sistemimizin gücü zaten tartışılmazdır. En zor şartlarda dahi pek çok sektörde çarkları döndürmeye devam ettirmemiz üretim gücümüzü de dünyaya ispatlamıştır. Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldıkları her konuda Türkiye kendi kendine yeterli olmasının ötesinde tüm dostları için ümit kapısı haline geldi.
Özellikle önümüzde potansiyelimizi en üst düzey kullanabileceğimiz hedeflerimize hızla ilerleyeceğimiz bir yol olduğuna inanıyorum. Halkımızından tek isteğimiz bu süreçte kurallara uyarak işlerine, üretimlerine, ülkelerine sahip çıkarak bize destek olmasıdır.
Sorumlu ve gayretli tavırlarıyla Türkiye’nin büyüme, kalkınma, güçlenme katkısı sağlayan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum.
“ÇOKLU BARO YÖNETİMİ ÜZERİNDE DURUYORUZ”
Demokrasiye aykırı, hakkaniyete aykırı, dünyadaki örneklerine aykırı, milletimizin beklentilerine aykırı uygulamaların adı siyasette hak arayışı değildir. Köşeleri tutmuş, menfaatperestliklerini ideolojik söylemlerin arkasına gizleyenlerin ülkenin önünü tıkamasına daha fazla göz yummayacağız.
Bu tartışmaların son örneklerinden birini meslek örgütleri, özellikle barolarla ilgili yapmayı planladığımız reform konusunda yaşıyoruz. Barolar başta olmak üzere meslek örgütlerinin sağlıksız yapıları, temsilde adalet başta olmak üzere faşizan yönetim yapıları sorunlar yaratıyor. Bizim hukuki düzenlemeyi yapmak yasama olarak meclisin asli görevi. Temsil düzeyi yüksek bir baro yapısı oluşturmakta kararlıyız.
Çoklu baro yönetimi üzerinde duruyoruz. Milletvekili arkadaşlarımız kanun teklifini yarın sabah veriyorlar. İnşallah bu düzenlemeyi en kısa sürede hayata geçireceğiz. Milletimiz bizden eksikleri tamamlamamızı, yanlışları düzeltmemizi bekliyor. Sorumluluğumuzun vicdanımıza, ülkemize ve milletimize karşı olduğunu gayet iyi biliyoruz. Attığımız her adımda milletimizin beklentilerini, ilgili tarafların görüşlerini, fayda maliyet analizini göz önünde bulunduruyoruz.
Kendimize göre doğru kabul ettiğimiz kimi hususlarda farklı, haklı değerlendirmeler gördüğümüzde hiç yüksünmeden düzeltme yoluna da gidiyoruz. Ülkenin ve milletin hayrına yürüttüğümüz çalışmalara katkı vermeyenlere sadece gölge etmeyin başka ihsan istemez diyoruz.
Hiçbir engelin, tuzağın, oyunun bizi yolumuzdan alı koymasına izin vermeyeceğiz. Şu kritik dönemi en iyi şekilde değerlendirmek için durmadan, duraksamadan reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz.
Halkın lanetlediği hiçbir yanlışın bu ülkede kök salma ihtimali yoktur. Türkiye milli ve manevi yapısını hedef alan saldırılara karşı da mücadele edecek güce de sahiptir.
“SAĞLIK KONUSUNDA EN KÜÇÜK REHAVETE RIZA GÖSTERMEYECEĞİZ”
Rabbimden milletimizi ve ülkemizi bu tür sapkınların yol açacağı beşeri felaketlerden korumasını niyaz ediyorum.
Sağlık insanın kaybettikten sonra kıymetini bildiğini nimetler arasındadır. Bunun için salgın döneminde sağlık konusunda en küçük rehavete rıza göstermeyeceğiz. İnsanların hayatlarını sürdürebilmeleri için çalışmaları, üretmeleri, kazanmaları gerektiği gerçeğini asla gözden ırak tutmayacağız.
“KİMİ İSTİSNALARA RAĞMEN ÇOĞUNLUĞUN KURALLARA RİAYET ETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
Şimdi de ekonomi, üretim, istihdam odaklı anlayışla hareket ediyoruz. Milletimiz işletmelerin faaliyetlerini ara vermesinden, sokağa çıkma sınırlamasına kadar üzerine düşen tüm fedakarlığı yapmıştır. Kimi istisnalara rağmen çoğunluğun kurallara riayet ettiğini görüyoruz.
Yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5’luk büyüme performansı ekonomimizin potansiyeli ve gücünün en büyük ispatıdır. Mayıs ayında başlayan normalleşme takviminin Haziran ayında büyük ölçüde tamamladık. Haziran ayıyla ilgili öncü veriler ekonominin çok ciddi toparlanma sürecinde olduğunu gösteriyor.
Tüketici güven endeksi son 14 ayın zirvesine çıktı. Ekonomik güvaen endeksi neyse Mayıs ayına göre yüzde 19 gibi büyük bir sıçrama yaşadı. Ekonomik performansın göstergelerinden biri olan OSB’deki elektrik kullanımı bu ay yüzde 26 arttı. Yurtdışından da sevindirici haberler geliyor. Türk ürünlerine talepteki artış gözle görünür bir hal aldı. İhracatımız yüzde 25 artış gösterdi.
“TURİZM SEZONUNUN BİR KISMINI KURTARMAK İÇİN YOĞUN ÇABA GÖSTERİYORUZ”
Turizm sezonunun bir kısmını kurtarmak için yoğun çaba gösteriyoruz. İnşallah çok yakında bu alanda da sevindirici haberler bekliyoruz. Sadece bizim salgının üstesinden gelmemizin, iş yaptığımız ülkelerin de normal düzene dönmeleri, yaklaşan döneme hazırlıklı olmalıdırlar. Biz hem hazırlıklı hem de avantajlı olduğumuzu görüyoruz. Milletimizin azmine, ülkemizin potansiyeline güveniyoruz. Hedeflerimize sıkı sıkıya bağlıyız. Türkiye’nin demokrasi ve ekonomide dünyanın en büyükleri arasına sokmakta kararlıyız.”