CHP’li Ali Haydar İşkar’dan ‘’Sayıştay raporu çıkışı’’; Eyüpsultan Belediyesi geçmişten ders almamış
CHP’li Ali Haydar İşkar’dan ‘’Sayıştay raporu çıkışı’’; Eyüpsultan Belediyesi geçmişten ders almamış
CHP Eyüpsultan ve İBB Meclis Üyesi CHP Eyüpsultan Meclis Grup Sözcüsü Ali Haydar İşkar Sayıştay’ın, AKP Yönetimin de bulunan Eyüpsultan Belediyesinin 2019 yılına ilişkin denetim raporu hakkında söz alarak bir değerlendirmede bulundu.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü de kutlayan İşkar 8 Ocak 1996 Eyüpsultan Stadında güvenlik güçleri tarafından dövülerek öldürülen Metin Göktepe’yi 24 Ocak 1993 Yılında terör örgütleri tarafından aracına bomba konularak suikast sonucu yaşamını yitiren Gazeteci Uğur Mumcu’yu ve Faili meçhul bir cinayet sonucu yaşamını yitiren Muammer Aksoy’u, 15 da doğum günü olan Büyük usta Nazım Hikmet Ran’I saygıyla ve özlemle anıyorum dedi.
İşkar sözlerine şu ifadeleri kullanarak devam etti;
Ali Haydar İşkar Sayın Başkan Değerli meclis üyeleri; Sayıştay’ın denetlemesi sonucu ”Denetim Görüşünün Dayanakları” ile ilgili 6 Bulguya ”Denetim Görüşünü Etkilemeyen Tespit ve Değerlendirmeler” de ise 32 bulguya rastlanmıştır.
Bir önceki 2018 Sayıştay denetimindeki bulgular 2019 Sayıştay denetim raporunda da aynen devam etmektedir.
Değerli Başkan sevgili Meclis Üyesi arkadaşlarım Eyüpsultan Belediyesinin disiplin içerisin de doğru bir şekilde yönetilmesini sağlamak hepimizin öncelikli görevi. Eyüpsultan Halkı bizleri seçip bu meclise gönderirken bu duygu ve düşüncelerle seçip gönderdi.
Gel gelelim ki aldıkları ödüllerle öğünen sevgili Belediye Başkanımız basit muhasebe kayıtlarını bile tutmayı defterlere işlemeyi bile başaramamış.
Yani bir önceki uyarımız da bizlere düzeleceği yönün de söz veren Belediye Başkanımız hiç bir ders çıkartmayarak bildiği yoldan aynen devam etmiş.
”Gelmiş olduğumuz bu teknolojik gelişim ortamın da bu hatalar ya da eksiklikler kabul edilebilir değil.”
Umut ediyorum ki bu uyarımız da ders çıkarır ve bizler de bir sonraki Sayıştay denetimlerin de bu konuları konuşmak zorun da kalmayız dedi.
Ali Haydar İşkar Sayıştay raporunu değerlendiren ifadelerle sözlerine devam etti;
A. DENETİM GÖRÜŞÜNÜN DAYANAKLARI
BULGU-1:
İdarenin Mülkiyetinde, Yönetiminde veya kullanımında ki Taşınmazların envanter çalışmalarının tamamlanmaması ve buna bağlı olarak muhasebe bilgilerinin güncellenmemesi
İdare taşınmazlarının tapu bilgilerinin fiili durumla uyumlulaştırılması, numaralandırması, dosyalanması, cins tashihi ve yeniden değerleme işlemleri tamamlanmamış ve bunlara bağlı olarak da muhasebe bilgileri güncellenememiştir.
Söz konusu tespit sonrasında, 2020 yılı içinde, İdare tarafından taşınmaz işlemlerine yönelik çalışmalara başlanılmıştır. Ancak, söz konusu işlemlerin 2019 yılında yapılmaması nedeniyle, 2019 yılı sonu itibariyle 25-Maddi Duran Varlıklar Hesap Grubu açısından hatalı bilgi oluşmasına sebebiyet verilmiştir.
BULGU -2:
Ödenecek kiralara ilişkin taahhütlerin muhasebe kaydına alınmaması ve taahhüt kartlarının tutulmaması İdarenin yıl içerisinde geçerli kira sözleşmeleri ile ertesi mali yıl veya yıllarda geçerli olmak üzere akdedilen kiralama sözleşmeleri ilgili hesabına kaydedilmemiş ve söz konusu taahhütler için taahhüt kartı düzenlenmemiştir..
Yukarıda yer alan denetim tespiti sonrasında, 2020 yılı içinde, İdare tarafından kira taahhütleri nazım hesaplara yansıtılmış ve taahhüt kartı tutulmaya başlanılmıştır. Ancak, söz konusu işlemlerin 2019 yılında yapılmaması nedeniyle, 2019 yılı sonu itibariyle 920-Gider Taahhütleri Hesabı ve 921-Gider Taahhütleri Karşılığı Hesabında 1.910.830,98 TL tutarında eksik bilgi oluşmuştur.
BULGU 3:
‘’İdarenin yapılandırdığı uzun vadeli borcu bulunmasına rağmen kamuya olan ertelenmiş veya taksitlendirilmiş borçlar hesabının kullanılmaması’’
İdarenin yapılandırılmış borçlarından uzun vadeli olanlar için 438-kamuya olan ertelenmiş veya taksitlendirilmiş borçlar hesabı kullanılmamaktadır.
Adı geçen mevzuatın ilgili hükümlerinden anlaşılacağı üzere belediyelerin yapılandırdığı borçlarının bir yılı aşmayan kısmı 368-vadesi geçmiş ertelenmiş veya taksitlendirilmiş vergi ve diğer yükümlülükler hesabında, bir yılı aşan kısmı ise 438-kamuya Olan ertelenmiş veya taksitlendirilmiş borçlar hesabında takip edilmelidir.
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde; Belediyenin 2020 yılından sonraki yıllarda ödenecek toplam 63.122.487,19 TL yapılandırılmış borcu bulunmasına rağmen 438-kamuya olan ertelenmiş veya taksitlendirilmiş borçlar hesabının kullanılmadığı tespit edilmiştir.
BULGU 4:
Gecekondu fonunda toplanan paraların gelirler hesabı yerine emanetler hesabında muhasebeleştirilmesi
İdarenin belli amaca tahsisli geliri niteliğinde olan gecekondu fonu gelirleri gelirler hesabı yerine emanet hesabında muhasebeleştirilmiştir.
Gecekondu fonu gelirlerinin hatalı muhasebeleştirilmesi nedeniyle, 2019 yılı mali tablolarında 600, Gelirler hesabı, 800, Bütçe gelirleri hesabı ile 333, Emanetler hesabında 2.059.597,19 TL hatalı bilgi oluşmasına neden olunmuştur.
BULGU 5:
Diğer kamu idarelerince belediyeye tahsis edilen taşınmazların tahsis işlemlerine ilişkin muhasebe kayıtlarının yapılmaması
Diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca İdareye taşınmaz tahsis edilmiş, ancak, İdarece tahsis alınan taşınmazlara ilişkin muhasebe kayıtları yapılmamıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereği Belediyeye tahsisi yapılan taşınmazların muhasebe birimince kayıtlı değeri üzerinden 252,Binalar hesabına borç ve 500, Net değer hesabına alacak, ayrılmış amortisman tutarının 500, Net değer hesabına borç, 257, Birikmiş Amortismanlar Hesabına alacak kaydedilmesi gerekmektedir.
BULGU 6:
İdare taşınmazlarının diğer kamu idarelerine tahsis edilmesine ilişkin muhasebe kayıtlarının yapılmaması
İdarece, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına taşınmaz tahsis edilmiş, ancak bu tahsis işlemleri muhasebeleştirilmemiştir.
Aynı yönetmelik’te, 250, Arazi ve arsalar hesabı ile 251,Yeraltı ve yer üstü düzenleri hesabı için de benzer düzenlemeler bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince; diğer kamu idarelerine taşınmaz tahsis edilmesi durumunda, muhasebe birimince taşınmazların kayıtlı değeri üzerinden ilgisine göre,250, Arazi ve arsalar hesabı, 251, Yeraltı ve yerüstü düzenleri hesabı ile 252.
Binalar hesabında 314.681.022,95 TL, 251,yeraltı ve yerüstü düzenleri hesabında 1.147.427,21 TL, 252,Binalar Hesabında 16.966.118,44 TL ve 500, Net değer hesabında 332.794.568,60 TL hatalı bilgi oluşmasına neden olunmuştur.
B- DENETİM GÖRÜŞÜNÜ ETKİLEMEYEN TESPİT VE DEĞERLENDİRMELER
‘’Açık Açık Muhasebe Hilesi Yapılmış’’
BULGU 1:
Yevmiye defterinde boş yevmiye kayıtlarının bulunması;
İdarenin 2019 yılı yevmiye defterinde toplam 125 adet yevmiye numarası boş bırakılmıştır.
“İşlemler, yevmiye tarih ve numara sırasına göre ve maddeler halinde yevmiye defterine günlük olarak kaydedilir; buradan da usulüne göre büyük defter ve yardımcı defterlere sistemli bir şekilde dağıtılır.” denilmektedir. Aynı yönetmelik’in “kullanılacak defterler ve kayıt düzeni” başlıklı 44’üncü maddesinde ise;
“Yevmiye defteri, kayda geçirilmesi gereken işlemlerin yevmiye tarih ve numarasıyla ve maddeler halinde düzenli olarak yazıldığı müteselsil sıra numaralı defterdir. Yevmiye defterine açılış kaydı yapıldıktan sonra, günlük işlemler muhasebeleştirme belgelerine dayanılarak kaydedilir.” hükmü yer almaktadır.
Mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere yevmiye defterine kayıtların müteselsil olarak yapılması ve her bir işleme ayrı bir yevmiye numarası verilmesi gerekmektedir.
İdarenin 2019 yılı yevmiye defterinde mevzuat hükümlerine aykırı olarak toplam 125 adet yevmiye numarasının boş bırakıldığı tespit edilmiştir.
Ancak, kurulan muhasebe sisteminin 2019 yılı içinde yevmiye numaralarının boş kalmasına izin vermesi, mezkur yıl itibariyle muhasebe sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışmadığını göstermektedir.
BULGU 2:
Bütçe emanetleri hesabında kayıtlı tutarların muhasebe kayıtlarına alındığı sıraya göre ödenmemesi
Mezkûr Kanun’un “Muhasebe hizmeti ve muhasebe yetkilisinin yetki ve sorumlulukları” başlıklı 61’inci maddesinin altıncı fıkrasında da;
“Muhasebe yetkilileri, 34 üncü maddenin ikinci fıkrasındaki ödemeye ilişkin hükümler ile bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye ilişkin kontrol yükümlülüklerinden dolayı sorumludur.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer alan denetim tespitine binaen, İdare tarafından; Bütçe emanetleri hesaplarına alınan tutarların mevzuatta belirtilen usullere uygun bir şekilde borcu yoktur evrakları sorgulaması yapılarak nakit durumuna göre ödemelerin gerçekleştirildiği, ancak bazı firmaların Vergi Dairesi ve SGK’ya ait borçlarının bulunmasından dolayı borcu yoktur evraklarını getirememiş olduğu için alacaklarının beklediği, dolayısıyla bu durumun sıralamayı bozduğu ifade edilmiştir.
BULGU – 3:
Kamu kurumlarının binalarından yapı kullanım izin harcı alınmaması;
Herhangi bir istisna düzenlemesi olmamasına rağmen Kamu kurumlarının mülkiyetindeki binalardan yapı kullanım izin harcının alınmamaktadır.
Netice olarak, kamu kurumları tarafından yapılan veya yaptırılan yapı ve tesisler için yapı kullanım izin harcı alınması gerekmektedir.
‘’71 Adet Taşınmaz Adrese Teslim İhale Edilmiş’’
BULGU 4:
İdarenin bazı taşınmazlarının pazarlık usulüyle kiraya verilmesi;
Belediye, 71 adet taşınmazını 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre kiraya verilmiştir.
Kanun’un 45’nci maddesinde ise; tahmin edilen bedeli her yıl genel bütçe kanunu (merkezi yönetim bütçe kanunu) ile tespit edilecek tutarı geçmeyen ihalelerin açık teklif usulü ile yapılabileceği belirtilmiştir.
Diğer yandan, Kanun’un 51’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre; yer, özellik (askeri birliklerin kuruluş özellikleri dahil) ve nitelikleri itibariyle her yıl Genel Bütçe Kanunu’nda gösterilecek belli tutarları aşmayan ve süreklilik göstermeyen, bu Kanun’un 1’inci maddesinde gösterilen işlerin pazarlık usulüyle ihale edilmesi mümkündür.
a)Genel Bütçe Kanunu’nda gösterilecek belli tutarları aşmamak (2019 yılı için KDV Hariç 86.700,00 TL).
b) Kanun’un birinci maddesindeki işlerin süreklilik göstermeyenlerinden olmak.
Kanun kapsamındaki kamu idarelerinin Kanun’un 51/a maddesi hükmünü uygulayarak taşınmazlarını kiralayabilmesi için kiralama işleminin bu iki koşulu birlikte sağlaması gerekmektedir.
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde; Belediyenin 71 adet taşınmazını 2886 sayılı Kanun’un 51’nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre pazarlık usulüyle kiraya verdiği tespit edilmiştir. Bu kiralamaların Kanun’daki ilk koşul olan tutar koşulunu sağlamasına rağmen ikinci koşul olan süreklilik göstermeyen nitelikteki işlerden olma koşulunu sağlamadığı açıktır. Çünkü ilgili taşınmazlar süreklilik gösterecek şekilde Kanun’un 51/a maddesine göre kiraya verilmektedir.
BULGU – 5:
Muafiyet kapsamındaki idare taşınmazları için elektrik ve havagazı tüketim vergisi ödenmesi;
Belediyenin kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık, gelir getirmeyen taşınmazları ile bunların inşa ve kullanımları kapsamında tüketilen elektrik için, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ödenmektedir.
Netice olarak, Belediyenin elektrik tüketim vergisi ödediği muafiyet kapsamına alınmış birçok yeri bulunmaktadır ve bunlara ilişkin elektrik ve havagazı tüketim vergilerini ödememelidir.
BULGU 6: Telekomünikasyon Altyapı ve Şebekelerinden Alınması Gereken Geçiş Hakkı Bedellerinin Belirlenmemesi Nedeniyle Herhangi Bir Tahsilatın Yapılamaması
Belediyenin yetki ve sorumluluk alanı içinde kalan sabit ve mobil haberleşme altyapısı veya şebekelerinde kullanılan her türlü kablo ve benzeri gerece ilişkin geçiş hakkı ücret lerine belediye gelir tarifesinde yer verilmemiş, dolayısıyla da söz konusu gelir kaleminin takip ve tahsili yapılamamıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuat gereği belediyeler tarafından, tarifede tavan olarak belirtilen miktarlara da riayet edilmek suretiyle belediye mülkiyetinde, tasarrufunda veyahut sorumluluğunda olan taşınmazlardan geçiş hakkı talep eden telekomünikasyon firmalarından tahsil edilmek üzere geçiş hakkı ücreti belirlenmesi gerekmektedir.
Söz konusu tespit sonrasında, İdare tarafından; 2020 yılı içinde altyapı geçiş hakkı bedellerinin belirlenmesi, takip ve tahsil edilmesi ile ilgili çalışmalara başlanıldığı ifade edilmiştir.
BULGU – 7:
Büyükşehir Belediyesi tarafından idareye aktarılması gereken kazı bedellerinin takip edilmemesi
Büyükşehir sınırları içindeki tüm kazı bedelleri büyükşehir belediyesi tarafından toplanmakta, ancak, sokaklardaki kazılardan alınan kazı bedelleri İdareye gönderilmemektedir.
Netice olarak; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 38’inci maddesinde “Belediyelerin gelir ve alacaklarını takip tahsil etmek.” belediye başkanının görevleri arasında sayılmıştır. Bu sebeple Büyükşehir Belediyesinin göndermediği payların İdare tarafından takip ve tahsili gerekmektedir.
BULGU – 8:
Belediyenin kiraya vermiş olduğu işyerlerinden çevre temizlik vergisi alınmaması;
İdarenin gelir kaybına uğramaması, gelirlerini zamanında tahsil edebilmesi ve kamu kaynaklarını etkili, ekonomik ve verimli kullanabilmesi amacıyla ilçe genelindeki iş yerlerinin periyodik olarak kontrol edilmesi, çevre temizlik vergisi mükellefiyeti gerektiren konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların tespitinin ve buna bağlı olarak çevre temizlik vergisi kayıt ve tahakkuk işlemlerinin yapılması gerekmektedir.
BULGU – 9:
Bazı işletmelerin iş yeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyette bulunması ve buna bağlı olarak iş yeri açma izni harcının tahsil edilmemiş olması;
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığından alınan bilgilere göre Belediye sınırları dahilinde faaliyet gösteren aktif işyerleri tespit edilmiştir. Bu işyerlerinden Belediyeden işyeri açma ve çalışma ruhsatı almaktan muaf işyerleri listeden çıkartıldıktan sonra, kalan işyerlerinin ruhsatları incelenmiştir. Belediye sınırları içerisindeki 5 mahalle için yapılan çalışmada elde edilen bilgilere göre, aktif olarak faaliyet gösteren ve işyeri açma ve çalışma ruhsatı alma mükellefiyeti bulunan 6.675 işyeri ruhsatsız olarak faaliyet göstermekte, buna bağlı olarak belediye işyeri açma ve çalışma ruhsat harcı gelirlerinden yoksun kalmaktadır.
‘’Halkın Olan Bir Belediye İhalesiz İşlev yapılarak Peşkeş çekilmiş’’
BULGU 10:
İdarenin ambalaj atıklarının toplanması ve değerlendirilmesi hakkının bedelsiz ve ihalesiz olarak devredilmesi;
Belediyenin yetki ve sorumluluk alanındaki ambalaj atıklarının toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve depolanması hizmetlerini içeren imtiyaz; ilgili bütün hizmetler sonuçları itibariyle gelir getirici faaliyetler olmasına rağmen, bir protokolle çevre lisanslı özel kuruluş olan bir firmaya ihalesiz ve herhangi bir bedel alınmaksızın devredilmiştir.
2872 Sayılı Çevre Kanunu’nda: Atıkların üretiminin ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ile atıkların geri kazanılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağında ayrı toplanmasının esas olduğu; atık yönetim plânlarının hazırlanmasına ilişkin esasların, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği;
Üretici, ithalatçı ve piyasaya sürenlerin sorumluluğu kapsamında yükümlülük getirilen üreticiler, ithalatçılar ve piyasaya sürenlerin; ürünlerinin faydalı kullanım ömrü sonucunda oluşan atıkların toplanması, taşınması, geri kazanımı, geri dönüşümü ve bertaraf edilmelerine dair yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve bunlara yönelik gerekli harcamalarının karşılanması, eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla Bakanlığın koordinasyonunda bir araya gelerek tüzel kişiliği haiz birlikler oluşturacakları;
Atık geri kazanım, geri dönüşüm ve bertaraf tesislerini kurmak ve işletmek isteyen gerçek ve/veya tüzel kişilerin, yönetmelikle belirlenen esaslar doğrultusunda, ürün standardı, ürünlerinin satışa uygunluğu ve piyasadaki denetimi ile ilgili izni, ilgili kurumlardan almak kaydı ile Bakanlıktan lisans almakla yükümlü oldukları; ayrıca evsel atıklar hariç olmak üzere, atık taşıma ve/veya toplama işlerini yapan kurum veya kuruluşların Bakanlıktan lisans almaları gerektiği;
Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanacağı; söz konusu maliyetin karşılanması için kirletenlerce ödenecek katkıların 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tabi olduğu; bu doğrultuda olmak üzere, yurt içinde piyasaya arz edilen 2872 sayılı Kanun’a ekli listede yer alan ürünlerden poşetler için satış noktalarından, diğer ürünler için piyasaya sürenlerden/ithalatçılardan bu listede belirtilen tutarda geri kazanım katılım payı tahsil edileceği belirtilmiştir.
Kanun gereği çıkarılan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde de atıkların toplanması, taşınması, geri kazanımı, geri dönüşümü ve bertaraf edilmeleri ve maliyetlerin karşılanması konularında benzer düzenlemeler yapılmış ve mevzuatında tanımlanan sistem doğrultusunda toplanan ambalaj atıklarının çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Aynı Yönetmelik’te ambalaj atıklarını piyasaya sürenlerin tanımı yapılmış ve sorumluluğu vurgulanmış, ayrıca yetkilendirilmiş kuruluşlardan bahsedilmiştir. Yetkilendirilmiş kuruluşlar, ambalajları piyasaya süren işletmelerin ambalaj atıkları yönetimi konusundaki sorumluluklarını yerine getirmek amacıyla kurulan ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlardır.
Bahsi geçen yönetmelik’te, ambalaj atıklarının ayrı toplanmasından, 5216 sayılı Kanun’un 7’nci maddesi kapsamında büyükşehir belediye sınırları içerisinde ilçe belediyeleri ve 5393 sayılı Kanun’un 15’inci maddesi kapsamında belediyelerin sorumlu oldukları ifade edilmiştir. Bu sorumluluk kapsamında olmak üzere belediyeler;
Ambalaj atıklarının ayrı toplanması için mevzuatında yer alan hususlara uygun olarak toplama sistemini kurmakla, ambalaj atığı üreticileri tarafından toplama sistemine verilen ambalaj atıklarını ayrı toplamakla veya toplattırmakla; ambalaj atıklarının yönetimi için toplama ayırma tesisi kurmak/kurdurmakla, işletmek/işlettirmekle, kurduğu tesislere çevre lisansı almak/aldırmakla veya bu faaliyeti çevre lisanslı toplama-ayırma tesisleri ile gerçekleştirmekle; ambalaj atıklarının yetkili olmayan kişiler tarafından toplanmasını önlemek amacıyla gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Belediyelerin birlik üyesi olmaları ve birlik tüzüğünde yer alması halinde, yönetim planının hazırlanması ve ambalaj atıklarının toplanması faaliyetleri, belediyeler adına üye oldukları birlik tarafından yerine getirilecektir.
Yukarıda belirtildiği üzere; ambalaj atıklarının toplanması, taşınması, geri dönüşüme tabi tutulması ya da bertaraf edilmesi konularında belediyelere çeşitli görev ve yetkiler verilmiştir. Bu bağlamda, ambalaj atıklarının yönetimi kapsamındaki toplama-ayrıştırma işleri için lisanslı toplama-ayırma tesisi kurmaları ve işletmeleri ya da ambalaj atıklarını toplama-ayrıştırma işini çevre lisanslı gerçek veya tüzel kişilere yaptırmaları mümkündür. Ambalaj atığı toplama, taşıma ve ayrıştırma işlerini yapan ve Bakanlıktan çevre lisansı almış çok sayıda özel kuruluş vardır. Bu durumda ambalaj atık yönetimi kapsamındaki toplama, taşıma ve ayrıştırma hizmeti; belediye, yetkilendirilmiş kuruluş ve çevre lisanslı özel işletmeler ile koordinasyon halinde ve belediye ile özel işletme arasında imzalanan bir protokolle yapılacaktır. Bu bağlamda; kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olanlar tarafından T.C. Sayıştay Başkanlığı karşılanacağı ilkesi nedeniyle, çevre lisanslı kuruluşlar, topladıkları ambalaj atığının bedelini de, piyasaya sürenlerin temsilcisi olan yetkilendirilmiş kuruluşlardan fatura karşılığı alacaklardır.
Diğer yandan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları“ başlıklı 15’inci maddesinde; “Katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak.” belediyenin yetkileri ve imtiyazları arasında sayılmış ve belirtilen hizmetin Danıştayın görüşü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebileceği belirtilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre de kira; taşınır ve taşınmaz malların ve hakların kiralanması veya kiraya verilmesi anlamına gelmektedir.
Bu bağlamda katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetlerin sonuçları itibariyle gelir getirici faaliyetler olduğu kabul edilmelidir. Çünkü bahsedilen işlemlerden sonra, ambalaj atıklarının lisanslı geri dönüşüm tesislerine satışı yapılmaktadır. Bu nedenle, mevzuatında imtiyaz olarak belediyelere verilen bir hakkın işletilmek üzere gerçek veya tüzel kişilere devredilmesi belli usul ve esaslar çerçevesinde yapılacaktır. Dolayısıyla, bahsi geçen imtiyazın devredilmesi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre olabilecektir.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; ambalaj atıklarının toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve depolanması hizmetlerini içeren imtiyazın bir protokolle çevre lisanslı özel kuruluş olan bir firmaya ihalesiz ve herhangi bir bedel alınmaksızın devredildiği tespit edilmiştir. Bu durumda, kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olanlar tarafından karşılanacağı ilkesi nedeniyle çevre lisanslı kuruluşlar, topladıkları ambalaj atığının bedelini piyasaya sürenlerin temsilcisi olan yetkilendirilmiş kuruluşlardan fatura karşılığı almalarının yanında, devredilen imtiyazın gelir getirici özelliğinden de yararlanmış olacaklardır. Zira toplanan ambalaj atıklarının lisanslı geri dönüşüm işletmelerine satışı yapılmaktadır. İdareye ait imtiyazın belirtilen şekilde devrinin kamu menfaatine ve mevzuata aykırı olduğu açıktır. Hâlbuki bahsi geçen imtiyazın, gelir getirici özellikte olması nedeniyle, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre devredilmesi/kiraya verilmesi gerekmektedir.
Yer alan denetim tespitine binaen, İdare tarafından; ücretsizz olarak geri dönüşüm işini yapan firmanın 2019 yılı sonunda mali imkansızlıklar nedeniyle işi bırakacağını beyan ettiği, Ambalaj atıklarının toplanması veya toplatılması işini idarenin 2020 yılında tamamen üzerine aldığını, bu bağlamda 2019/479214 ihale kayıt numaralı “Çöp Toplama Nakli ve Kent Temizliği İçin Araç Kiralama Hizmet Alımı” ihalesi kapsamında Ambalaj Atıkları ile ilgili araçlar kiralanarak idarenin kendi imkanları ile söz konusu hizmetleri yerine getirmeye başladığı, sonuç olarak; Belediyenin imkanlarıyla kaynağında ayrı toplanan ambalaj atıkları, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun 45. maddesine göre ihale edilerek gelir elde edilmeye başlandığı, ambalaj atıklarının toplanması ile ilgili sürece, bundan sonra da bu doğrultuda devam edilerek gelir elde edilmesi sağlanacağı ifade edilmiştir.
Netice olarak; ambalaj atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve depolanması hizmetlerini kapsayan İdare imtiyazının/hakkının, söz konusu hizmetlerin idarece yapılmaması veya yapılamaması durumunda, ihale mevzuatına uygun olarak kiraya verilmesi kamu yararına olacaktır.
BULGU – 11:
Yıllar itibarıyla gelir tahakkuklarının tahsilat takibinin yapılmaması;
Belediyenin geçmiş yıllardan gelen ve denetim yılına sirayet eden gelir kalemlerinin tahakkuk tahsilât oranları düşük düzeyde kalmış ve toplam tahakkuk tutarının önemli bir kısmı gelecek yıla devredilerek tahsil edilememiştir.
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde; İdarenin Gelir Kesin Hesap Cetvelini oluşturan gelir kalemlerinin tahakkuk tahsilât oranlarının düşük düzeyde kaldığı ve toplam tahakkuk tutarı olan 470.014.708,68 TL’den 144.795.955,45 TL’nin gelecek yıla devredilerek tahsil edilemediği tespit edilmiştir.
Netice olarak; İdarenin, temel sayılabilecek vergi gelirlerinde, 2019 yılı sonu itibariyle tahakkuk tahsilat oranı düşük kalmıştır. Tahsilat oranının düşük gerçekleşmesi tahsil ve takip hususunda yeterli özenin gösterilmesini ve yukarıda mezkûr mevzuat hükümlerine uygun hareket edilmesini gerektirmektedir.
”Bu Vasıfları Taşımayanlar Var Bunlar Kim?”
BULGU – 12:
İndirim hakkı olmayan veya bu hakkını daha sonradan kaybeden bazı kişilerin İndirimli ‘’Emlak vergisi uygulamasından yararlanması’’
İndirimli emlak vergisi hükümlerinden yararlanan mükelleflerin, söz konusu indirim şartlarını halihazırda koruduğu İdare tarafından kontrol edilmemekte ve bu kontrollerin etkin yapılmasına yönelik bir takip mekanizması bulunmamaktadır.
Bununla birlikte vergi indirimden faydalanan kişiler ile SGK kayıtları karşılaştırılmış bazı kişilerin çeşitli kapsamlarda aktif sigortalı olmasına rağmen bu indirimden faydalandığı görülmüştür.Söz konusu denetim tespitine binaen, İdare tarfından; bulgu konusu hususun Sosyal Güvenlik Kurumundan sorgulanmakta olduğu ve yapılan incelemeler sonucu gerekli işlemlerin uygulanacağı ifade edilmiştir.
‘’Kadrolu Müdürlerin Pasif Durumda Tutulması; Vekaleten atananla iş yapılması’’
BULGU – 13:
Dolu Müdür Kadrolarına Tedviren ve Vekâleten Görevlendirmelerin Yapılması ve Kadrolu Müdürlerin Pasif Pozisyonda Tutulması
Mevzuata aykırı müdür görevlendirmeleri nedeniyle memurlar eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli nitelikteki bazı görevler sözleşmeli personel tarafından yürütülmekte; bu suretle norm kadroda öngörülen müdür kadro sayısı fiilen aşılmakta ve yetki-sorumluluk dengesi ile liyakat ve eşitlik ilkeleri gözetilmemekte; diğer yandan, mevcut müdürlerin bazıları pasif pozisyonda tutulmakta ve onların yerine mevzuata aykırı olarak vekâleten ve tedviren görevlendirme yapılmaktadır.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; aşağıda özetlenen hususlar tespit edilmiştir:
1. Dolu olmasına rağmen müdür kadrolarına vekâleten veya tedviren görevlendirme yapılmaktadır. Daha önceden atanan ve kadronun sahibi personel pasif olarak tanımlanmaktaT.C. Sayıştay Başkanlığı ve kadronun gerektirdiği hizmetleri ifa etmemekte, buna karşın mevzuata aykırı olarak görevlendirilen personel söz konusu hizmetleri yürütmektedir. Dolu olmasına rağmen müdür kadrolarına vekaleten veya tedviren görevlendirilen müdürlükler; Hukuk İşleri Müdürlüğü ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’dür.
2. Aktif olarak görevlendirilen bir başkan yardımcısı, lise mezunu olması nedeniyle kadronun gerektirdiği şartları da taşımamaktadır. Nitekim birinci dereceli başkan yardımcılığı kadrosuna atanabilmesi için kişinin, 657 sayılı Kanun’un 68/B maddesinde öngörülen; 10 yıllık hizmetinin bulunması ve yükseköğrenim görmesi şartlarını taşıması gerekmektedir.
3. Asli ve sürekli nitelikte olan ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49’uncu maddesinde sözleşmeli olarak çalıştırılabilecek personel arasında sayılmayan müdürlük hizmetleri, tedviren görevlendirme ile sözleşmeli personel eliyle yürütülmektedir. Belediyede memurlar eliyle yürütülmesi gereken ve dört müdürlük kadrosunda öngörülen hizmetler, sözleşmeli personel tarafından icra edilmektedir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen müdürlükler; Hukuk İşleri Müdürlüğü, Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü, Kültür İşleri Müdürlüğü, Plan Ve Proje Müdürlüğü’dür.
4. Ayrıca mali yönetimin bir diğer önemli unsuru olan muhasebe hizmeti de, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 62’nci maddesinde aranan şartları taşıyan personelin başka birimde pasif müdür olarak görevlendirilmesi nedeniyle, muhasebe yetkilisi sertifikası olmayan personel eliyle yürütülmektedir.
Atama işlemi, personelin hak ve yükümlüklerine ilişkin sonuç doğuran aynı zamanda kamu hizmetinin ifası için de yetki veren hukuki bir işlemdir. Bu nedenle hukuken atanan kişinin pasif olarak tanımlanması ve bu kişiye tanınan yetkinin mevzuata aykırı görevlendirilen kişilerce kullanılması, tesis edilen işlemlerin sıhhatini de etkileyecek niteliktedir. Bu görevlendirmelerin harcama yetkisini de haiz olan müdür kadrolarında uygulanması, mali yönetim sistemindeki yetki-sorumluluk ilişkisi ile süreçlerini de zedelemektedir. Nitekim bu durum, harcama yetkisinin, birime atanan en üst yönetici tarafından değil de mevzuata aykırı olarak görevlendirilen kişi tarafından kullanılması sonucunu doğurmaktadır.
Yukarıda yer alan Denetim tespitine binaen, idare tarafından;
1-Hukukçuların görevinin hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesinin ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını sağlamaka olduğu, hukukçuların bu amaçlarla bilgilerini adalet hizmetlerine tahsis ettiği, belediyede dolu getirilebilmesini sağlayabilmek için müdür görevine görevlendirme yapıldığı, ve bu görevlendirmelerin geçici süre ile yapıldığı ifade edilmiştir.
Ancak, kamu idaresi cevabında sözleşmeli personelin müdür olarak tedviren görevlendirilmesinin nedeninin yeterli tecrübeye sahip oldukları ve bu görevlendirmelerin geçici süreyle yapıldığı ifade edilmiş ise de; 5393 sayılı Kanun’un 49’uncu maddesinde sözleşmeli personel çalıştırılabilecek kadrolar “avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plâncısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel” olarak tanımlanmıştır.
Bu kadrolar arasında müdür kadrosu sayılmamıştır. Ayrıca 657 sayılı Kanun’da ve 99 seri no.lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği’nde vekaleten ve tedviren görevlendirmenin memurlar için uygulanabileceği belirtilmiştir.
Sonuç olarak hem kamu hizmetinin daha etkin sunulması hem liyakat ilkesinin tesis edilmesi hem de yetki-sorumluluk dengesinin zedelenmemesi için atamaların mevzuata uygun olarak yapılması ve istisnai nitelikte olan ve koşullara bağlanan görevlendirmelerin mevzuatta öngörülen kadro sayısı ve şartları aşma sonucunu doğuracak şekilde kullanılmaması gerektiği değerlendirilmektedir.
‘’Lafa Gelince Engelliler İle İlgili Güzel Sözler Söyleriz Belediyemiz 8 kişilik Engelli Kadrosunu Verememiş’’
BULGU – 14:
Mevzuatında öngörülen oranda engelli personel çalıştırılmaması;
İdarede, halihazırda belli sayıda engelli personel istihdam edilmiş, ancak, mevzuatında belirtilen oranda engelli personel çalıştırma yükümlülüğü tam olarak yerine getirilmemiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Engelli personel çalıştırma yükümlülüğü” başlıklı 53’üncü maddesinde;
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde; İdarede memur kadrolarında istihdam edilen toplam 259 personel olduğu, memur olarak çalışan 259 personelin %3 oranına tekabül eden toplam 8 engelli memur istihdam edilmesi gerekirken, 4 engelli memur çalıştırıldığı görülmüştür. Halbuki, mevzuatında belirtilen oranda engelli memur istihdam edilmesi gerekmektedir.
BULGU – 15:
Sosyal denge sözleşmesine mevzuatında belirtilenin dışındaki konularla ilgili hükümlerin konulması;
İdare ile BEM-BİR-SEN arasında akdedilen sosyal denge sözleşmesinde, mevzuatında yer almayan iş sağlığı, sosyal faaliyet, belediye imkânlarından yararlanma vb. gibi konularda düzenlemeler yapılmıştır.
Netice olarak; Belediye başkanı ile yetkili sendika temsilcisi arasında imzalanan sosyal denge sözleşmesinde yer alan yukarıdaki düzenlemeler söz konusu mevzuata aykırıdır. Sosyal denge sözleşmelerinde, mevzuatında yer almayan hususların düzenlenmemesi gerekmektedir.
BULGU – 16:
Sosyal denge sözleşmesinde sosyal denge tazminatı için belirlenen tutarın mevzuatta belirlenen tavan tutarı aşması;
İdare ile BEM-BİR-SEN arasında akdedilen sosyal denge sözleşmesinde, mevzuatın belirlediği tavan tutarın üzerinde sosyal denge tazminatı düzenlenmiştir.
“Sosyal Denge Sözleşmesi; 4688 sayılı Kanun kapsamında düzenlenebilen, toplu sözleşme niteliği taşımayan, toplu sözleşme güvencesi veya yükümlülükleri barındırmayan, kendine özgü dönemsel bir düzenlemedir. Bu sözleşme, kamu görevlilerinin ekonomik durumlarının daha iyi hale getirilmesi, ekonomik ve sosyal barışı sağlamak ve devam ettirmek, adaletsiz ücret dağılımını önlemek amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak
çalışanlar dışındaki kamu görevlilerinin aylık maaşlarına ek olarak ödenmesi yasal düzenlemelerle öngörülen sosyal denge tazminatının ödeme şekil ve şartlarına ilişkin kuralları içermektedir.” şeklinde konumlandırma yapılmıştır.Netice olarak; Sosyal denge sözleşmelerinin mevzuatına uygun kurulması ve sosyal denge tazminatı ödemelerinde mevzuatında belirtilen tavan tutarlara uyulması gerekmektedir.
BULGU – 17:
Sözleşmeli personele ödenen sosyal denge tazminatının prime esas kazanca dahil edilmemesi;
Sözleşmeli personele yapılan sosyal denge tazminat ödemeleri prime esas kazanca dâhil edilmemekte ve bu suretle sigorta primi işveren ve işçi hisseleri eksik hesaplanmaktadır.
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde; sözleşmeli personele yapılan sosyal denge tazminat ödemelerinin prime esas kazanca dâhil edilmediği ve bu suretle işveren ve işçi hisselerinin eksik hesaplandığı tespit edilmiştir. Yukarıda belirtildiği üzere, İdarenin uygulaması yasal düzenlemeye aykırıdır.
Sözleşmeli personelin SGK primlerinin eksik ödenmesi nedeniyle İdarenin herhangi bir mali külfete maruz kalmaması için, bahsi geçen personele ödenen sosyal denge tazminatının prime esas kazanca dahil edilmesi gerekmektedir.
BULGU – 18:
Belediyenin kendi şirketinden yaptığı hizmet alımları için sözleşme imzalanmaması;
696 sayılı KHK kapsamında belediyenin kendi şirketinden yaptığı hizmet alımı için sözleşme imzalanmamaktadır.
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde; idare ile idarenin şirketi arasında herhangi bir sözleşme olmadan hizmet alımı yapıldığı tespit edilmiştir.
‘’Yasaklı Firma Gelip Diğer Firmanın Hakkını Alıyor’’
BULGU – 19:
İhalelerde Şirket ortaklarının yasaklılık sorgulamasının yapılmaması;
Netice olarak; bulguda belirtilen kontrollerin yapılmaması; firmaların ihaleye katılma yeterlilik ve koşullarına sahip olmadığı halde, Belediyenin gerçekleştirdiği ihalelere katılımını mümkün hale getirmektedir. Belirtilen risklerin giderilmesi için, yasaklılık sorgulamasının mevzuatında belirtilen kişilerin tamamını kapsayacak şekilde yapılması gerekmektedir.
‘’Geçen Yıl Uyarımız Dikkate Alınmamış’’
BULGU – 20:
Gecekondu Fonundaki Paraların Mevzuatında Belirtilen Amaca Aykırı Olarak İdarenin Diğer Harcamalarında Kullanılması
“12 nci madde gereğince teşkil edilen fonda toplanan paralar, belediyelerce, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının izni alınmak şartiyle :
a) Bu kanundaki amaçlarda kullanılmak üzere arsa sağlanmasında, Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca onanan plan ve projelere göre halk konutu, nüve konut veya geçici misafir konutu yapılmasında,
b) Islah olunacak gecekondu bölgeleri ile yeniden tesis edilecek önleme bölgelerinin yol, meydan, kanalizasyon, su, elektrik ve benzerleri gibi kamu hizmet ve tesislerinin Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca onanan projelerine göre yapılmasında veya onarılmasında,
c) Kendi bütçe imkanlariyle karşılanamıyan ve fakat bu kanun gereğince yapılması gereken tesbit, harita alımı, plan ve projelendirme hizmetlerinde kullanılır.” Şeklindedir.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; gecekondu fonu kapsamındaki gelirlerin idarenin cari hesaba aktarım yaparak genel faaliyetleri için kullanıldığı tespit edilmiştir.
BULGU – 21:
Sayıştay İlamlarının İnfaz Edilmemesi;
Kesinleşen 2007/847 no.lu ve 2009/1107 no.lu Sayıştay İlamları, mevzuatında belirtilen süresi geçmesine rağmen henüz infaz edilmemiştir.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; 2007 yılı hesabına ait 2007/847 no.lu ve 2009 yılı hesabına ait 2009/1107 no.lu Sayıştay İlamlarının 2012 yılında kesinleştiği, ancak, ayrıntısı aşağıdaki tabloda gösterilen toplam 551.389,00 TL’lik kesinleşmiş ilam hükmünün halen infaz edilmediği tespit edilmiştir.
Netice olarak; Sayıştay İlamlarının, mevzuatında belirtilen süre içinde infaz edilmesi gerekmektedir.
BULGU – 22:
Eğlence vergisi hasılatı üzerinden hesaplanan darülaceze ile verem savaş derneği teşkilatına yapılacak yardımların hesaplanıp gönderilmemesi;
Yukarıda yer alan denetim tespitine binaen, İdare tarafından; eğlence vergisinden ayrılması gereken %10’luk Verem Savaş ve Darülaceze paylarının ayrılarak ilgili hesaplara aktarılacacağı ifade edilmiştir.
BULGU – 23:
Taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının yatırım izleme ve koordinasyon Başkanlıklarına gönderilmemesi;
Ancak; kamu idaresi cevabında bulgumuzun aksine bir değerlendirme olmadığı anlaşılmış, bütçe sıkıntısı nedeniyle aktarılamadığını ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının İller Bankası payından kesildiği ifade edilmiş ise de; İdarenin İller Bankası tarafından otomatik kesilen tutarlar dışında da ödemesi gereken taşınmaz kültür varlığı katkı payı olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payı bütçe imkanları doğrultusunda gönderilmesi gereken bir tutar değil İdarenin ilgili kurumlar adına hesaplarında tuttuğu ve göndermekle yükümlü olduğu bir tutardır
Netice olarak; taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığına mevzuatında belirtilen sürede gönderilmesi kamu yararına olacaktır.
‘’KPS’ye Giren Vatandaş Kapıda Beklerken Eyüpsultan Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü Boş Durmamış’’
BULGU – 24:
Özel kalem müdürlüğü kadrosunun memuriyete sınavsız giriş yöntemi olarak kullanılması;
Özel kalem müdürü olarak açıktan atanan kişilerden bazıları diğer memuriyet kadrolarına sınavsız atanmış ve bu şekilde özel kalem müdürlüğü kadrosu memuriyete sınavsız girişin bir yolu olarak kullanılmıştır.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde ise; Belediyenin söz konusu Bakanlık Genelgesi’nin yayımlandığı 2009 yılından itibaren aşağıda görüleceği üzere özel kalem müdürlüğü kadrosuna 13 farklı kişinin atandığı, diğer atamaların açıktan atama yapılması suretiyle gerçekleştirildiği; açıktan yapılan atamaların memuriyete sınavsız girişin bir yolu olarak kullanıldığı tespit edilmiştir.
BULGU – 25:
Belediye sınırları içerisinde faaliyet gösteren işyerlerinin bir kısmından ilan ve reklam vergisi tahakkuku ve ahsilatlarının yapılmaması;
İdarenin gelir işlemlerinin incelenmesi kapsamında, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığından alınan mükellef verilerinden yola çıkarak Belediye sınırları içerisinde 5 mahallede yapılan inceleme neticesinde, 1803 adet iş yeri için ilan reklam vergisi tahakkuk ettirilmediği tespit edilmiştir. Bu durumda İdarenin önemli düzeyde gelir kaybına uğradığı açıktır.
BULGU – 26:
İşyeri açma izni olmadan faaliyette bulunan işyerlerine idari yaptırım uygulanmaması;
A) Belediye zabıta ekiplerince, ruhsatsız çalıştırılan iş yerleri tespit edilmiş ancak, bunlara kapatma cezası yerine süre tanınarak ihtar verilmiştir.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; Belediye zabıta ekiplerince tespit edilen 135 adet ruhsatsız iş yerinden 75 tanesine kapatma cezası yerine süre tanınarak ihtar verildiği görülmüştür. Halbuki iş yeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesinden sonra yapılacak denetimlerde mevzuata uygun olmayan unsurların ve noksanlıkların tespiti halinde, iş yerine bu noksanlık ve hatalarını gidermesi için bir defaya mahsus olmak üzere onbeş günlük süre verilmesi mümkün olup iş yeri açma ve çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyet gösteren işletmelere süre verilmesi yasal düzenlemeye aykırıdır.
Netice olarak; yukarıda yer alan mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde ruhsatsız çalıştırıldığı tespit edilen işyerlerine ilişkin idari para cezası uygulamasına süreklilik kazandırılması gerektiği düşünülmektedir.
BULGU – 27:
Kalkınma ajansına ödenmek üzere idare katılım payı olarak hesaplanan tutarın kamu idareleri payları hesabında takip edilmemesi;
5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 19’uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereği Belediye tarafından ilgili kakınma ajansına ödenmek üzere hesaplanan katılım payı, 363-Kamu idareleri Payları Hesabına kaydedilmeden gönderilmektedir.
1.235.590,55 TL hatalı bilgi içermesine neden olunmuştur.
BULGU – 28:
Kiraya erilen taşınmazların nazım hesaplarda takip edilmemesi;
Kiraya verilen idare taşınmazlarının kiralanma işlemine ilişkin muhasebe kaydı yapılmamakta ve bu nedenle kiraya verilen taşınmazların bilgisi mali tabloda yer almamaktadır.
2019 yılı bilanço dip notunda 990-Kiraya Verilen Duran Varlıklar Hesabında ve 999-Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabında 7.453.372,31 TL hatalı bilgi oluşmasına neden olunmuştur.
BULGU – 29:
Kesin teminat mektuplarının iade edilmemesi ve muhasebe kayıtlarından çıkartılmaması;
Talep edilmeyen teminat mektupları bankasına iade edilmemiş ve hesaplardan çıkartılmamıştır.
itibariyle 910-Alınan Teminat Mektupları Hesabı ve 911-Alınan Teminat Mektupları Emanetleri Hesabının 32.957.795,41 TL fazla görünmesine neden olmuştur.
BULGU – 30:
Kira sözleşmelerinden doğan cari dönem ve gelecek dönemler;
Maddi Duran Varlık Kira Gelirleri ile İrtifak Hakkı Gelirlerinin Nazım Hesaplarda Yer Almaması
İdarenin tahsil edeceği cari dönem ve gelecek dönemler maddi duran varlık kira gelirleri ile irtifak hakkı gelirleri muhasebeleştirilmediği için idare bilançosunun dip notunda yer almamaktadır.
Bu çerçevede kira sözleşmelerinden doğan cari dönem ve gelecek dönemler maddi duran varlık kira gelirleri ile irtifak hakkı gelirlerinin; mahalli idareler hesap planında yer alan 993-Maddi Duran Varlıkların Kira ve İrtifak Hakkı Gelirleri Hesabı ve 999-Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabında izlenmesi gerekmektedir.
İdarenin hesap ve işlemleri incelendiğinde; İdarenin tahsil edeceği cari dönem ve gelecek dönemler maddi duran varlık kira gelirleri ile irtifak hakkı gelirlerinin muhasebeleştirilmediği tespit edilmiştir
Ancak, söz konusu muhasebeleştirmenin yılında yapılmaması nedeniyle, 2019 yılı bilanço dip notunda 993-Maddi Duran Varlıkların Kira ve İrtifak Hakkı Gelirleri Hesabı ve 999-Diğer Nazım Hesaplar Karşılığı Hesabında 5.094.245,00 TL hatalı bilgi oluşmuştur.
BULGU – 31:
İdare taşınmazlarının kiralama ihalesi yapılmaksızın kullandırılması ve ecrimisilin olağan bir taşınmaz yönetim şekline dönüştürülmesi;
İdarenin bazı taşınmazları, kiralama ihalesi yapılmadan ecrimisil alınarak kullandırılmaktadır.
İdarenin taşınmaz işlemlerinin incelenmesi neticesinde; 157 adet taşınmazın kiralama ihalesi yapılmadığı, ecrimisil alınarak kullandırıldığı tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan denetim tespitine binaen, İdare tarafından; söz konusu ecrimisil işlemlerinin yılsonuna kadar tek tek ihalelerinin gerçekleştirileceği ifade edilmiştir.
Netice olarak, İdare taşınmazlarının ihale suretiyle kiraya verilmesi, kira sözleşmesinin yapılması ve dolayısıyla ecrimisilin kiralama yöntemine ve olağan bir taşınmaz yönetim şekline dönüştürülmemesi gerekmektedir.
BULGU – 32:
Bazı iş yerleri için çevre temizlik vergisi tahakkuk ettirilmemesi;
İdarenin yetki ve sorumluk alanı içindeki bazı iş yerleri için çevre temizlik vergisi tahakkuk ettirilmemektedir.
Sonuç olarak kamu idaresi cevabında Vergi Dairesi kayıtları ile Belediye kayıtlarının birebir uyuşmasının mümkün olmadığı, ilçe sınırlarında home ofis olarak kullanılan tek bir yerde 3 4 farklı mükellef olabileceği, dönem dönem Belediyece saha çalışmalarının yapıldığı ifade edilmişse de tarafımıza aradaki farkın nelerden kaynaklandığı, kaç adet home offfice olduğu, kaç mükellefin ortak tek yerden yararlandığı vb. gibi hususlarda somut bir çalışma sunulmamış, sadece tahmine dayalı bir yorumda bulunulmuştur.
Ayrıca İstanbul Vergi Dairesi ile Belediye arasındaki kayıt farkının 824 olmasının home ofis özelinde açıklanamayacağı aşikardır.