Bakan Fahrettin Koca: 76 yurttaşımız daha yaşamını yitirdi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de koronavirüs nedeniyle 76 yurttaşın daha yaşamını yitirdiğini açıkladı. Bakan Koca, ayrıca yaptığı açıklamada 3 bin 892 yeni vakanın tespit edildiği bilgisini verdi. Türkiye’de 11 Mart’tan bu yana koronavirüs nedeniyle 725 kişi yaşamını yitirirken, koronavirüs vaka sayısı 34 bin 109 oldu.

Bugünkü test sayımız 20 bin 23. Vaka sayımız 3 bin 92. Bugün 76 vatandaşımızı daha kaybettik. Bugünkü iyileşen hasta sayımız 256. Hayatını kaybeden sayısı 725 oldu.

SALGININ ETKİN SEYRETTİĞİ İLLER

Koca, ”Şu anda salgının etkin seyrettiği İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Ankara, İzmir gibi şehirler ortak özellikleriyle dikkat çekmektedir. Bu şehirler yurt dışı gidiş gelişlerin, sosyal temasın olduğu şehirlerdir” dedi.

Türkiye genelindeki dağılımda İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Zonguldak.Bu noktada yoğunluğun daha fazla olduğunu haritadan görmek mümkün. Özellikle illerimizde hıfzısıhha kurullarımız bu verilerle bölgesel karantina uygulamaları daha kolay olabilmiş oluyor. 

Türkiye’nin Avrupa ülkelerine karşı uyguladığı tedbirleri şimdi ülkemizde noktasal olarak uyguluyoruz. İzolasyon kuralına şehir şehir uymamız zorunludur. 83 milyonu oluşturan bireylerin izolasyon kuralını hayat tarzı haline getirmesi gerekmektedir.

Mücadelede iki taraf var, biri virüstür, diğeri de biziz. Hepimizi eşit derecede ilgilendiren virüse karşı güç birliği içinde olmamız gerekiyor. Şimdi tam bir dayanışma içinde olma, insan sağlığını korumak için özveride bulunma, tedbirli olma zamanıdır. Hepimizin çabası herhangi birisi içindir.

Ortak payda insanın sağlığı, kutsiyetidir. Virüsle mücadelede seçkin insan kaynağıyla yürütülmesine inanıldı. Dünyada ciddi tedbirlerin alınmadığı dönemde örneği olmayan yapılanmalara gittik. Tıp dünyasında 35 bilim insanının oluşturduğu Bilim Kurulu, yöntemli bir mücadele yürütmemize katkı verdi. Tavsiye kararları ulusal politikalara rehberlik etti. Toplum olarak hastalığa karşı daha iyi organize olabilmemiz için farklı ihtiyaçlar ortaya çıktı. Toplum Bilimi adını verdiğimiz yeni bir kurul oluşturduk.

Bu uygulama salgınla mücadelede dünyada bir ilktir. İlk toplantısını önümüzdeki günlerde yapacak Toplum Bilimleri Kurulu’nun hayırlı olmasını diliyorum.

Ülkemizdeki önemli bir bilgi biriki oluşmuş durumda. konu bilim dünyası için yenidir, bilgiler süreç içinde değişime uğramaktadır. Çin’den gelen ilk veriler yaşlıları tutan bir hastalık gibi izlenim bırakmıştı, şu an her yaşta olağanüstü bulaşan bir virüsle karşı karşıyayız. Vücut direncine bağlı olarak herkeste belirti ortaya çıkabiliyor.Bütün dünyada ağırlıklı risk grubu 60 yaş üstü olarak tanımlanmıştı. Bugün bu tanım genişlemiştir. 60 yaş üstü ile birlikte kronik hastalığı olan herkes risk gurubuna dahil edilmiştir. Yaş bir güvence olarak algılanmamalıdır. Başvuracağımız çözüm izolasyondur.

Pozitif vakalarla test sayısındaki artış ilişkisi taramadaki başarıdan kaynaklanmaktadır. Son günlerde hastalarımızda akciğer enfeksiyonuna geçiş oranında azalma sağladık. İlaç tedavisine erken başlamamızın rolü olduğunu düşünüyoruz. İlk bulgularımıza dayanarak ilacı erkenden temin ettik. Şimdi birçok ülke aynı ilacı temin etmek için uğraş veriyor. Sağlık çalışanlarımız hastalarımızı, yoğun bakımdaki hastaları sağlığına kavuşturmak için çalışıyor. Hasta sayısına göre kayıp oranlarımız sınırlı seyrediyor.

Bu başarıları mümkün kılan, bize her hastamıza sahip çıkma imkanı sunan sağlık sistemimizdir. Sağlık sistemimizin gücü hepimize güven verecek düzeydedir. Hala tedavi alternatiflerinin geliştirilmesi yönünde çalışmalar devam etmektedir. Bakanlık olarak çalışmalara öncülük ediyoruz. Şimdilik araştırma aşamasında olan tedavilerin kesin çözüm gibi sunulması yanıltıcı sonuçlara sebep olabilir.

Aşı çalışmaları için de aynı durum söz konusudur. Araştırmaların başarıyla sonuçlanması yönünde umudumuz var. Uygulama şu anki ihtiyacımıza cevap verecek hızda gerçekleşmeyecektir. Elimizde en önemli güç sosyal mesafe ve temas kuralıdır. Hastalarımızın kendisini izole etme konusunda taviz vermemiz mümkün değildir. Evde izole olması gerekenleri dijital yöntemle takip edeceğiz.

Hastalıkla mücadelede evde tecrit ve takip ilk ve ön adımdır. Gerektiğinde her hastaya hastanede tedavi, yoğun bakım hizmeti ve solunum desteği verecek altyapımız var. Bütün tedbirlerimize rağmen virüs kişiden kişiye bulaşmaya devam ediyor. Geldiğimiz noktada bunu kontrol aktına almak zorundayız.

1 milyon 100 bini aşkın sağlık çalışanımız adına şunu istiyorum: Temastan kaçınıni sosyal mesafeyi koruyun, izolasyon kuralını uygulayın.

Bugünkü test sayısı 20 bin 23. Vaka sayısı 3 bin 892. Bugün 76 vatandaşımızı daha kaybettik. 256 vatandaşımız ise şifa buldu. Buradaki tablo ise Covid-19 tanısı ile takip ettiğimiz hastaların Türkiye geneli dağılımı. Kırmızı ile işaretelenen bölgeler yoğunluğun daha çok olduğu bölgeler. Türkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Zonguldak’ta yoğunluğun daha fazla olduğunu görmek mümkün.

Özellikle illerimizde kurullarımızın bu verilerle bölgesel karantina uygulamaları daha kolay oluyor.

Tüm dünyada olduğu gibi bizde de erkeklerde daha fazla görülüyor. Ağırlıklı vakaların görüldüğü yaş aralığı 20-65 arası. 65 yaş kararı öncesi dönemde dağılım daha dengeliydi. Sokağa çıkma yasağıyla birlikte vakaların yaş grubunda görülme oranının düştüğü görülüyor.

Vefatların yaş ve cinsiyete göre dağılımı, 60-85 yaş arası yoğunlaştığını ve erkeklerde daha yüksek oranda vefatların olduğunu görmüş oluyoruz.

Vefat oranları 60 yaş altı kronik rahatsızlığı olmayanların toplam içindeki payının yüzde 10 olduğunu gösteren bir tablo. Bu tablo ise vakaların zatürreye dönem oranlarını gösteriyor. Burada 24 Mart’tan itibaren bugüne kadar vakaların zatürreye dönüş oranı her geçen gün azalıyor. Bu bizim açımızdan şöyle önemli, hastalığın seyrinde öncelikle klinik bulgular, devamında solunum sıkıntısı ve yoğun bakım süreci kendisini gösterir. Ne kadar geçişi azaltabilirsek başarı oranımızın yükseleyeceğini biliyoruz.

İstanbul’da 2 tane bin yataklı hastane oluşturulacak. Tek kişilik bin odalı bir hastaneden bahsediyoruz. Bu iki hastaneye prefabrik, pandemi sonrası devre dışı olacak şekilde düşünmedik. İçinde ameliyathaneleri de olan, bütün odaları gerektiğinde yoğun bakıma dönüştürülebilecek şekilde tasarladık. “

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir