Amerika’nın siyah sosyalistleri
Bu gün gazete haberlerine göz atarken BirGün gazetesin de Özgür Çoban’ın kaleme aldığı hayli ilgimi çeken Amarika’nın Siyah Sosyalistleri adlı bir habere gözüm ilişti. Önemli notları içeren bu yazıyı sorumlu gazetecilik anlayışımla www.haberetkin.com sitesinde yayınlamaya karar verdim. Okumaya değer güzel bir yazı bence göz atmanıza değer.
ÖZGÜR ÇOBAN oocoban@gmail.com
Dünya’nın birçok ülkesinde etnik topluluklarda sosyalist düşüncenin hâkim olduğu bireylerin kendi aralarında örgütlenmeye başladıklarına şahit oluyoruz. Bunun en güncel örneklerini Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) görmek mümkün.
Genel kadrajda, ABD’de oluşmaya başlayan ve giderek güçlenen demokratik sosyalist taban, Demokrat Parti bünyesinde Bernie Sanders ile başkanlık yarışına da katılıyor. Irkçılık, homofobi, cinsiyetçilik ve heteroseksizm karşıtlığı ile öne çıkan demokratik sosyalist harekete katılanların sayısı her geçen gün artıyor. Donald Trump başkan seçildiğinde 5 bin olan üye sayısı 60 bine yaklaşmış durumda.
ABD’de çift partili, kapitalizm merkezli siyaset anlayışının, demokratik sosyalistlerin güçlenmesiyle dengesini yitirmeye başladığı süreçte, ilginç bir sosyalist grup adından sıkça söz ettirmeye başladı. Black Socialists of America yani Amerika’nın Siyah Sosyalistleri. Afrika kökenli Amerikalılardan oluşan grup, esasında tüm dünyada ilgi ile takip ediliyor. Ben yakın çevremden biliyorum, grubun Türkiye’de de epeyce takipçisi var. Ben de değerli bir büyüğümün tavsiyesi üzerine örgütü araştırmaya başladım.
Amerika’nın Siyah Sosyalistleri’nin web sitelerinde “Temel İlke ve Amaçlar” adı altında yayımladıkları epeyce uzun bir bildiri var. Burada kendilerini “bilimsel-eko sosyalist “ olarak tanımlıyorlar. Üye sayısı hakkında net bir bilgi yok ancak web sitesi üzerinden üye kaydı yaptırabiliyorsunuz. Grup ayrıca, sosyal medyada oldukça aktif görünüyor.
Grup üyeleri, “İnsan özgürlüğü ve adaletin sağlanması, ekonomik ve sosyal yapıların demokratik bir şekilde örgütlenmesine bağlıdır” düsturu etrafında bir araya gelerek çalışmalarını yürütüyor.
“SİYAHLARIN SOSYALİZME İHTİYACI VAR”
Grubun ideolojik çerçevesini belirleyen “Temel İlke ve Amaçlar” adlı bildiride yer alan görüşlerden bazıları şöyle:
“-Kapitalizmin, özgürlük ve adalete karşıt bir sosyal ve ekonomik sistem olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, uluslararası bir sosyalist hareketin, demokrasi ve özgürlüğün erdemlerini yansıtan eşitlikçi bir topluma ulaşmanın en güçlü umudu olduğunu düşünüyoruz.
-’Sosyalizm’ derken yine kapitalizm bünyesinde kapsamlı bir sosyal refah devleti ya da kamulaştırılmış hizmetlerden bahsetmiyoruz. ‘Sosyalizm’ ifadesiyle politik, ekonomik ve kültürel sistemin sağlam demokrasi ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde yeniden yapılandırılmasını kastediyoruz.
-Biz siyah bir Amerikan örgütüyüz. Sosyalist siyaseti çevreleyen ilkelerin siyah Amerikalılar arasında yeterince temsil edilmediğini görüyoruz. Siyah Amerikalıların daha fazla özgürlük ve eşitlik için sosyalizme ihtiyaçları var.
-Örgütün amacı, siyah solcuların uluslararası sosyalist hareket içerisinde sağlam bir şekilde temsilini sağlamaktır.
-Siyahi milliyetçiliği cepheden reddediyoruz. Bir insan olarak başarımız, en üstte olanların başarılarıyla değil en altta olanların mutluluğuyla değerlendirilir.”
SADECE BİR “TIK” MESAFEDE
Yukarıda, örgütün ilke ve amaçlarına ilişkin birkaç düşüncesini paylaşarak, kafanızda bir fotoğraf oluşmasına yardımcı olmak istedim. Dünya’nın birçok ülkesinde halkların, oligarşi ve kapitalist sermayeye yani yüzde 1’e karşı örgütlenmeye başladıklarını görüyoruz. Örneğin, ABD’de yaşayan sosyalist Latin Amerikalılar da “Latinx Socialistas de América” adı altında bir araya geliyor. Bu grupların adlarındaki etnik ifadelere takılmayın sadece grup sinerjisi için düşünülmüş bir uygulama. Örneğin, “neden Latino değil de Latinx” diye sorulduğunda grup yöneticileri, “Biz sosyalistiz, ırkçı değiliz. ‘x’ var orada çünkü bu harf bizim bir ırka değil tüm dünyaya ait olduğumuzu gösteriyor” şeklinde yanıt veriyor.
Amerika’nın Siyah Sosyalistleri de enternasyonal bir örgüt. Bu grupları çok önemsiyorum. Bunlar bulundukları yerlerde kapitalist ve oligarşik düzene karşı özgürlük ve eşitlik mücadelesi veriyorlar. Burada mesele bu türden gruplar arasında uluslararası dayanışmayı sağlayacak bir mekanizmanın faal olması ama bunu beklemeye de gerek yok. Bakın, Latin Amerika’da çok güçlü bir antifaşist örgütlenme var. Brezilya’da, Bolivya’da, Arjantin’de… Ben elimden geldiğince bu grupları sosyal medya ve diğer on-line mecralardan takip etmeye çalışıyorum. Farklı iklimlerde, farklı topraklarda bizlerle aynı duygu dünyasını paylaşan, aynı amaca sahip ve aynı mücadele havasını soluyan bu insanlar moda ifadeyle sadece bir “tık” mesafede. Yalnız değilsiniz. Bir “merhaba” deyin yeter.
Kaynak: BirGün Gazetesi