10 Ekim katliamının 10 yılında, adalet için saray düzenine son!
Bundan tam on yıl önce 10 Ekim 2015 günü ülkenin sendikaları, emek demokrasi güçleri bir miting için yan yana geldi. Savaşı durdurmak ve barış istiyoruz demek için ülkenin dört bir yanından emekçiler Ankara’ya akın etti. Büyük bir kalabalık, büyük bir inanç ve güvenle Ankara’daydı o gün “biz bu savaşı durdurabiliriz”.

2015 yılında haziran seçimlerini kaybeden iktidar kendisi açısından çözümü, çözüm ve barış masalarını devirerek ülkeyi yeniden savaş ve çatışma içerisine sokmakta bulmuştu. Kürt sorununda barışın ve çözümün konuşulduğu ortam birden yok edilmiş, ülke Burhan Kuzu’nun ifade ettiği kaos ve çatışmaya teslim edilmişti.
Bir yandan da kaybedilen seçim tanınmıyor ve yeni bir seçim tarihi belirlenerek, iki seçim arasında iktidarı yeniden tesis edecek uygun ortam oluşturulmaya çalışılıyordu. IŞİD aynı dönemde ülkede katliamlar gerçekleştirmeye başlamıştı ve bu durum da ülkenin dört bir yanında korku ve endişe ile takip ediliyordu.
Ankara Garı önünde gerçekleştirilen 10 Ekim Katliamı, tam da bu döneme denk düşmektedir. Kasım seçimlerinin hemen öncesinde gerçekleştirilen katliamın ardından yapılan anketlerle durumun kontrol edildiği dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıkça ifade edilmiş ve kaos, tehdit, baskı ve katliam ile iktidar yeniden sağlanmıştır.
On yıldır 10 Ekim Ankara Katliamı için adalet mücadelesi sürüyor. Ankara’nın orta yerinde IŞİD tarafından gerçekleştirilen bu katliamın tüm sorumlularının yargılanması sürdürülen bu mücadele ülkenin demokrasi mücadelesinin en önemli parçalarından biri.
Partimizin hukukçularının, yoldaşlarımızın da içinde olduğu bu adalet mücadelesi on yıl içerisinde katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerini bir bir ortaya çıkarmıştır. Öyle bir sorumluluk zinciridir ki bu; katliam göz göre göre gelmiş, yol verilmiştir.
Sorumlularının sadece IŞİD’lilerden ibaret olmadığı bir katliamdır söz konusu olan. Ülkeyi IŞİD üssü haline getirenlerin sorumluluğu Gaziantep’ten Adıyaman’a Kilis’ten Ankara’ya kadar uzanmıştır. Saklanan istihbaratlar, miting için alınmayan önlemler, tertip komitesine verilmeyen bilgiler, savcıların odalarına sakladığı klasörler, katliamdan on gün önce ihbar edilip tespit edilen sanıkların yakalanmaması sayesinde gerçekleşmiştir bu katliam.
İki seçim arasındaki bu çok önemli kırılma noktası sonraki on yılı da etkiledi diyebiliriz. Bu katliamın yarattığı kaos ve belirsizlikle tesis edilen iktidar bugün her biçimde kendisini gösteriyor. Saray rejimi, seçim, hukuk, yasa tanımazken, emekçilerin payına açlık ve yoksulluk düşüyor.
10 Ekim Ankara Katliamından bu yana yaşadığımız on yıl, sefalet koşullarında asgari ücret, grev yasakları, işçilerin örgütlenmeleri önündeki engeller ve sendikacıların tutuklanması anlamına geldi. Seçilmiş siyasetçiler ve belediye başkanları tutuklanırken, halkın oylarıyla seçilen muhalefet belediyeleri yargı zoruyla gasbedilerek kayyım atandı. AİHM ve AYM kararlarını bile uygulamayan iktidarın, kendi talebiyle değiştirdiği Anayasaya dahi uymadığı yılları yaşadık, yaşıyoruz.
Emekçiler için işçiler için barış ve demokrasi talebinin ne kadar olmazsa olmaz olduğunu her bir aşamada yaşayıp gördük, görüyoruz.
10 Ekim Ankara Katliamının ardından adalet mücadelesini sürdürüyoruz. Hukukun, adaletin yok edilmek istendiği bu topraklarda 10 Ekim Ankara Katliamı ısrarlı ve inatçı bir adalet mücadelesi anlamına geldi. Her duruşmanın takip edildiği, her duruşmada ortaya çıkan delillerin, dosyanın kamusallaştığı ve kamuya mal olduğu bu süreç adalet çığlıklarını ülkenin dört bir yanına ulaştırdı ve ulaştırmaya devam ediyor.
Ankara Garı’nın önünde 16 yoldaşımız ile birlikte 104 canımızı kaybettik. Yoldaşlarımız katliamda hayatını kaybetmiş tüm arkadaşlarımız gibi barış ve demokrasi mücadelesinin simgeleri olarak yaşıyorlar. Unutulmadılar ve asla unutulmayacaklar.
On yıl önce ülkeyi bir katliamla teslim almaya çalışan ve iktidarda kalabilmek için faşizmi kurumsallaştırmaya girişen Saray rejiminin zorbalık düzenine işçiler, gençler, kadınlar, emekçiler teslim olmadı, olmayacak.
Barışı, özgürlüğü, demokrasiyi kurmaya çalıştıkları saray rejimine inat hep birlikte inşa edeceğiz. Mücadelemiz devam ediyor, yitirdiklerimizin anısına saygılarımızla.
EMEK PARTİSİ GENEL MERKEZİ