CHP’Lİ NİLGÜN ESENTEPE”DÜNYAYI MÜCADELE EDEN, KALPLERİ SEVGİ YÜKLÜ İNANCI YÜKSEK KADINLAR DEĞİŞTİRECEK”
Eyüpsultan Belediye Meclisi 8’inci seçim 4’üncü toplantı dönemi Mart ayı 1’inci bileşimi Meclis Başkan Vekili Mehmet er başkanlığın da 7 Mart 2022 Pazartesi günü gündem maddelerini görüşmek üzere toplandı.
Mart ayı 1’inci bileşiminin gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan CHP Eyüpsultan Belediye Meclis Üyesi Nilgün Esentepe 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla kendisinin ve partisinin görüş ve düşüncelerini içeren bir konuşma yaptı.
Nilgün Esentepe yapmış olduğu konuşmasın da; Unutmayalım ”DÜNYAYI MÜCADELE EDEN, KALPLERİ SEVGİ YÜKLÜ İNANCI YÜKSEK KADINLAR DEĞİŞTİRECEK” ifadesine yer verdi.
Esentepe konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
Güçlü, azimli, bir o kadar yüreği sevgi dolu, şefkatli ve doğal vazifesi hizmet etmek yönünde şekillenmiş hatta kodlanmış düzeydeki insanın dişi haline kadın dersek sanırım yanlış olmaz.
Çocuk yaşında oyun çağında genellikle iç güdülerinin etkisi ile de elindeki bebeğini beslemek, uyutmak adındaki evcilik oyunları ile şekillenen kadınlarımız…..
Yine çocuk çağında olmasına rağmen “yaptığın bana öğrendiğin sana” sözleriyle elinde süpürgesi, bezi eksik olmamış okul saatleri dışında ev işlerine koşulmuş kadınlarımız…..
Küçücük çağlarında kocaman bir kız edalarının yüklendiği, kardeşlerinin hizmetinde daha o yaşlarında anne olmayı öğrenmiş kadınlarımız….
Hizmet etmenin özellikle de erkeğe hizmet etmenin, geleneksel ve zaruri bir görev olduğu adledilerek büyütülen kadınlarımız….
Koca evine girdin mi cenazen çıkar diyerek gelin edilmiş, okula ya gitmiş ya gitmemiş çocuk gelin kadınlarımız….
Cinsiyetinin mağduriyeti ile bekaretini koruma bekçiliğine mahkum edilerek büyütülen ve namusunu korumak zorundalığı ile gerçek duygulara aç bırakılan kadınlarımız…
“Karnından sıpayı sırtından sopayı eksik etmeyeceksin veya eksik etek gibi ’” sözlere maruz kalmış kadınlarımız…
Canım sıkıldı, keyfim kaçtı,gidemezsin,terk edemezsin,boşanamazsın,beni bırakmazsın, ya benimsin ya kara toprağın arabeski ile can alan namussuz, soysuz, ahlak yoksunu erkek müsvettelerine maruz kalan kadınlarımız……
Gelişen çağda da çok fazla değişmeyen kuralıyla ev ve iş hayatını birlikte götürürken, tüm yükü yüklenen kadınlarımız….
Çoğu kurum kuruluş ve çeşitli platformlarda cinsiyet kotası ile sınırları belirlenen kadınlarımız…
Daha nice nice milyonlarca kadın hayatından sadece birkaç örnek verebildiğim, şahsiyetlerinin zedelendiği ve o da yetmezmiş gibi canlarının hunharca alındığı bir dünyada emekçi kadınlarımıza 8 Mart gibi tek bir günle övgüler yapılmasının çok da yeterli olmadığı konusunu belirtmek isterim.
Bugün resmî kanallarla çok da doğru sayılarına ulaşamadığımız ve ancak bu sayılara ulaşabildiğimiz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre, 2008-2019 yılları arasında toplam 3.185 kadın öldürülmüş ardından 2020 yılında erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş ve 171 kadının şüpheli şekilde ölüsü bulunmuş, 2021 yılında da 345 kadın yine katledilmiştir. Kesin ve anlaşılır bir şey var o da her gün ortama bir kadınımızın katledilerek yaşamına son verildiğidir. Bu yıl da Ocak ayında 26 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 28 kadın ise şüpheli şekilde yine ölü bulundu. Kısacık Şubat ayında bile 23 kadınımıza kıyılarak cinayetlerin ısrarla sürdüğü ortadadır.
Dikkat çeken önemli bir ayrıntıya bakılırsa, yıllar bazındaki artış ortada olup kadın cinayetlerinin sayısında sadece, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş gösterdiğidir. Yapılacak şey bellidir; İstanbul Sözleşmesi fesih kararı geri çekilmeli, 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi tüm kurum ve kuruluşlarla beraber etkin ve bütünlüklü uygulanmalıdır.
Yaptırımın az olduğu, kadının önemsenmemesi ile de taçlanan kadın cinayetleri maalesef artarak devam etmek durumuyla karşı karşıyadır.Bu anlamda kadını obje olmaktan çıkaran zihniyetlerin yetişeceği ve yetiştirileceği eğitim odaklı yönetimlere ağırlık verilerek gayretli çalışmaların yürütülmesini umuyor tüm kadınlarımız için aydınlık günlerin yakın olmasını temenni ediyorum.
Şu anda da halen devam eden ve artık insanlık dışı olmaya başlayan ve ülkemizin kuzeyindeki yıkımların yegâne mağdurları olan annelerin yüreklerine düşen ateşin de bir an önce sönmesini arzu etmekteyiz.
Ekonomik krizleri mutfağında yaşayan, elleri boş ve tezgahının başında çaresizce ne yapabilirim diye endişe ile mücadele eden annelerimizin, kadınlarımızın sabırla sınandığı bir zamanı yaşarken;
Tüm kadınlarımıza haklarını alabildikleri, güvenli bir yaşama sahip olabildikleri, dertlerden uzak, gözlerindeki ışıltılarının sönmeden insanlığa yol gösterici olabilecekleri ve o düzeyde evlatlar yetiştirebilecekleri bir yaşam diliyorum….
Unutmayalım dünyayı mücadele eden ve kalpleri sevgi yüklü, inancı yüksek kadınlar değiştirecektir dedi.