Dört bir yanda Çatışma ve göç!
Barış, savaşın gölgesinde
1 Eylül günü Dünya Barış Günü olarak kabul ediliyor. 2. Dünya Savaşı’nın başladığı 1 Eylül 1939’dan beri 80 yıl geçse de savaş ve çatışmalar yerkürenin her yer yerinde devam etmekte. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre dünyadaki çatışmalardan dolayı günümüzde 70 milyon insan mülteci konumunda.
Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. 2. Dünya Savaşı’nın başladığı 1 Eylül 1939’dan beri 80 yıl geçse de savaş ve çatışmalar son 80 yılda da durulmadı. Ancak yüzyıllardır insanların yaşamlarını kabusa çeviren savaşlar ve çatışmalar, son 80 yılda da ara vermeden devam etti. Bugün de dünyada hiç olmadığı kadar savaş, çatışma ve kriz yaşanıyor. Dünyanın onlarca bölgesinde silahların büyük oranda emperyalist ülkeler tarafından sağlandığı, bölgesel ve uluslararası nüfuz mücadelesinin yol açtığı etnik, dinsel, mezhepsel, toplumsal çatışmalar yaşanıyor. Ortadoğu ve Afrika’da çatışma olmayan ülke yok gibi. Bu coğrafyalardan yaşanan göçler civar ülkeleri de etkiliyor. Avrupa’da, Türkiye’de mülteci krizleri yaşanmasına sebebiyet veriyor. 2019’un 8 ayı geçmişken hangi çatışmaların bu yıl alevlendiğini ön plana çıkaran bir çalışma yaptık
”Savaşın eksik olmadığı yerler”
Yemen: “Arap Baharıyla” başlayan politik karışıklık 2014’te başkent Sana’nın Husi isyancılarının eline geçmesiyle Yemen’de tekrardan savaşa evrildi. 2015 baharında Suudi Arabistan, müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri’yle (BAE) birlikte Husilere karşı operasyon başlattı. ABD’nin desteklediği Suudi bombardımanlarında binlerce insan ölürken Riyad’ın uyguladığı ambargo Yemen halkını açlığa ve hastalığa mahkum etti. 2018 senesiyle birlikte Suudi destekli Hadi hükümeti ve BAE destekli ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi arasındaki çatışmalar alevlendi. Yemen Savaşı böylelikle 2019’da çok yönlü bir hal aldı.
Somali: 1980’lerde başlayan istikrarsızlık süreci 1990’larda devlet kurumlarının çöküşüyle, milis güçlerin farklı bölgelerde hakimiyeti ele geçirmesiyle devam etti. 2000’lerdeki artan cihatçı faaliyetlere karşı Afrika ülkeleri ve ABD, Somali’nin geçiş hükümetini destekledi. Geçiş hükümeti 2009’da başkent Mogadişu’da hakimiyeti sağladı. Buna rağmen ülkenin farklı bölgeleri yerel silahlı güçlerin, komşu ülke askerlinin, cihatçı örgütlerin ya da ayrılıkçı milislerin elinde. Somali’deki çatışmalar Etiyopya ve Kenya gibi komşu ülkeleri de etkilemekle beraber denizlerde korsancılık faaliyetlerine de sebep oldu.
Hindistan/Pakistan: 1947’de kurulduklarından beri iki ülke arasında ihtilaf yaratan Keşmir sorunu 2019 yılında tekrar kızışmış durumda. Şubat ayında Hint askerlerine düzenlenen bir bombalı saldırı sonrası yaklaşan seçimleri de gözeten Hint milliyetçisi Hindistan başbakanı Narendra Modi, Pakistan’la sınır çatışmalarını tetikledi. Modi, geçtiğimiz ay Keşmir’in özel statüsünü kaldırarak hem bölgede hem de Pakistan’la yaşanan tansiyonu farklı bir noktaya taşıdı.
Myanmar: 1948’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanan Myanmar’da iç savaş hiç eksik olmadı. Etnik çatışmalar son yıllarda Arakanlı Rohingya etnik grubunun zorunlu göçüne yol açtı. 22 Ağustos’ta yayınlanan BM raporuna göre, Myanmar güvenlik güçleri Müslüman Rohingya azınlığına karşı cinsel suçlar işledi. Rapor, Myanmar Ordusu’nun şiddet kullanarak etnik temizliği amaçladığını iddia etti.
Suriye: 2011 yılında “Arap Baharı” ayaklanmalarıyla başlayan çatışma ortamı günümüzde de sürüyor. ABD ve NATO ülkelerinin desteklediği ayaklanmalar bir çok cihatçı örgütün faal olduğu çatışma sürecini tetikledi. Günümüzde Rusya destekli Suriye Devleti ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin ülkenin büyük bir bölümünde hakimiyeti ele geçirmesi şiddet seviyesini azalttı. Suriye Ordusu’nun cihatçı örgütlerin kalesi olarak görülen İdlib’de ilerleyişi ise büyük çaplı yeni bir çatışma sürecine ve mültecilerin oluşmasına neden olabilir.
Libya: “Arap Baharı” süreciyle başlayan istikrarsızlık günümüze kadar sürüyor. 2014’ten beri Mısır, BAE, Suudi Arabistan destekli Tobruk merkezli hükümet ile BM tarafından tanınan Türkiye ve Katar destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri çatışıyor. Halife Hafter’e bağlı güçler bu sene UMH kontrolündeki bölgelere taarruz gerçekleştirdi. Misrata ve UMH kontrolündeki başkent Trablus, kuşatılma tehdidi altında.
Irak: ABD’nin 2003’teki işgaliyle artan istikrarsızlık ortamı IŞİD’in 2017’de yenilmesiyle bir süreliğine yatıştı. 2019 yılında ülkede gerçekleşen terör olayları dışında İsrail kaynaklı olduğu düşünülen hava saldırıları görüldü.
Barış umutları? Ya da hayalleri?
Afganistan: 1978’deki siyasi krizle oluşan şiddet ortamı, 2001 yılında ABD’nin ülkeyi işgaliyle farklı bir seviyeye çıktı. Kabil’deki ABD ve NATO destekli Afganistan hükümeti ve çoğunluğunu Peştuların oluşturduğu İslamcı Taliban grubu arasındaki savaş sürüyor. Afganistan’daki etnik ve dinsel ayrımlar bu çatışmayı çok yönlü bir hale getiriyor. 2015 yılında Afganistan’da da faaliyet göstermeye başlayan IŞİD ise Taliban’ın dahi desteklemediği şiddet eylemleri gerçekleştiriyor. Bu senenin başında ABD ve Taliban temsilcileri Katar’ın başkenti Doha’da barış görüşmelerine başladı. Masadaki pazarlık gücünü artırmayı amaçlayan Taliban, Afganistan’da koalisyon ve Afgan hükümeti güçlerine yönelik saldırılarını artırdı. 2019, şiddetin tekrardan yükselişe geçtiği bir yıl oldu. ABD tarafından sızdırılan bilgiler görüşmelerde çözüme yaklaşıldığına işaret ediyor ancak uzmanlar tarafların anlaşabileceği ve barışın kalıcı olabileceği konusunda şüpheliler.
Kolombiya: 2016’da imzalanan barış anlaşmasıyla Kolombiya hükümeti ve komünist gerilla örgütü FARC 50 yıllık çatışmaya son vermeyi planlamıştı. 2017’de BM gözetiminde bazı FARC gerillaları teslim olmuştu. 1500 civarındaki FARC gerillası savaşmayı sürdürmüştü. FARC liderlerinden Luciano Marin Arango, 29 Ağustos’ta yayımladığı videoda 2018’de yönetime gelen Ivan Duque Marquez hükümetinin barış anlaşmasına uymadığını ve FARC’ın tekrar silahlanacağını açıkladı. Kolombiya devlet başkanı Marquez ise açıklamayı yapanların yok edileceğini ilan etti, Venezuela’yı FARC’ı barındırmakla suçladı,
Filistin/İsrail: İsrail kurulduğundan beri bölgeden çatışma eksik olmuyor. 1967’de BM tarafından tanınan Filistin topraklarını işgal eden İsrail, işgalini baskıcı yöntemler kullanarak sürdürüyor. Önümüzdeki haftalarda ABD Başkanı Trump’ın İsrail-Filistin meselesi için “Yüzyılın anlaşması”nı açıklaması bekleniyor. Uzmanlar Trump’ın “barış planının” başarılı olmayacağını düşünüyor.
Meksika: Uyuşturucu kartelleri senelerce birbirleriyle ve devlet güçleriyle savaşmakta. Meksika’nın yeni solcu lideri Lopez Obrador 30 Ocak 2019’da uyuşturucu savaşlarının bittiğini açıkladı. Şiddet istatistiklerinde düşüş yaşansa da çatışmalar devam ediyor.
Ukrayna:2014’te Maydan olayları sonrası Yanukoviç hükümeti düşmüş, Rusya Kırım’ı işgal etmiş, ülkenin doğusunda ayrılıkçı hareketler başlamıştı. Çatışmalar başladığından beri Donetsk ve Luhansk’da 20 ateşkes ilan edildi. En son ateşkes 8 Mart 2019’da ilan edildi ve Ukrayna’da seçimle yeni yönetimin iktidara gelmesiyle nispeten başarılı oldu.
İSTİKRARSIZLAŞAN AFRİKA
Nijerya, Kamerun, Nijer, Çad, Burkina Faso, Moritanya: Nijerya’daki etnik ve dini çatışmalar 20 yıldır sürüyor. Müslüman ve Hristiyan kabileler arasında toprak kavgaları hayvan otlatma kavgaları büyük etnik çatışmalara dönüşüyor. Müslümanların yoğunlukta yaşadığı Kuzey bölgelerinde 2009 yılında Boko Haram gibi cihatçı örgütler faaliyet gösteriyor. Boko Haram, Çad, Kamerun, Nijer ve Nijerya gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor. Kamerun’da ise 2017 yılında ülkenin İngilizce konuşan Kuzeybatı bölgesinde ayrılıkçı Ambazonia örgütü ayaklandı. İki tarafın da savaş suçları işlediğine yönelik deliller var. Cihatçı örgütler Burkina Faso ve Moritanya’da son zamanlarda faaliyetleri artırıp bölgeyi istikrarsızlaştırdı.
Mali: 2012 yılındaki darbeden sonra Mali’nin kuzey bölgesinde çatışmalar baş gösterdi. Ayrılıkçı Tuareglerin Azavad Ulusal Kurtuluş Hareketi ayaklandı. Çatışmaya Fransa müdahil oldu. Çatışma büyük oranda yatışsa da düşük yoğunluklu çatışmalar sürüyor.
Güney Sudan: 2011 yılında Sudan’dan ayrılan Güney Sudan’ın kısa tarihinde neredeyse çatışma eksik olmadı. 2013 yılında iktidar ve muhalefet arasındaki siyasi tartışmalar kısa sürede silahlı ayaklanmaya dönüştü. Güney Sudan’ın etnik ve dinsel ayrımları savaşa tuz biber oldu. 2018 yılında muhalif grupların bir kısmının hükümetle masaya oturma kararı ve BM’nin sıkılaşan silah ambargosu sonucu çatışmalar şiddetini kaybetti.
Sudan: Defalarca ismi savaş suçu ve soykırımla bir araya gelen Sudan’da . Güney Kordofan, Mavi Nil, Darfur’daki çatışmalar sürüyor. 1989’dan beri Sudan’ın cumhurbaşkanlığını yapan Ömer el-Beşir 11 Nisan’daki darbede koltuğundan indirildi. O zamandan beri yeni hükümetle masaya oturmayı planlayan hareketler eylemlerini azalttı.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Uganda, Ruanda: Kökten dinci Müslüman ve Hristiyan gruplar Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Uganda’da faaliyet göstermekte. Etnik ve dini gerilimler Orta Afrika’da ülkeden ülkeye sıçrıyor.
Orta Afrika Cumhuriyet: Müslüman Seleka koalisyonu ve Hristiyan anti-balaka milisleri 2013’ten beri çarpışıyor. 2014’te imzalanan barış anlaşmasıyla çatışmalar durulsa da ülkedeki savaş ortamı bitmedi. Yeni kurulan 3R grubu bu sene köy baskınları düzenleyerek 10larca kişiyi öldürdü.
Kaynak BirGün Gazetesi