Ferzan Özer:”Ben yanlızca “İsmail Kavuncu’yu gönderceğim
VizyonTürk Televizyonunda, tecrübeli gazeteci Arslan Ariç’in hazırlayıp sunduğu Sansürsüz Bakış programına konuk oldu. Arslan Ariç’in sorularını cevaplayan Özer, gündemi değerlendirirken, Belediye Başkanlığına Aday Adayı olduğu Eyüp’le ilgili projelerini de anlattı.
“Ben yanlızca “İsmail Kavuncu’yu gönderceğim
CHP Eyüp Belediye Başkan Aday Adayı Ferzan Özer, “Yeni bir bina yapılıyor Eyüp’e. Akıllı Bina. Böyle bir olay yok. Benim binam gerizekalı mı? Ben eğer belediye başkanı olursam o binayı Tıp Merkezi olarak kullanacağım, baktım çok uygun. Tıp Merkezi’nde herşey ücretsiz olacak Sosyal Güvenlik Kurumu ile de anlaşmayı yaparsak zaten ek geliri olacak” diye konuştu. Göreve geldiğinde kimsenin yerinden edilmeyeceğinin altını çizen CHP Eyüp Belediye Başkan Aday Adayı Ferzan Özer, “Emekçiye sözüm asla yok. Ben yanlızca İsmail Kavuncu’yu göndereceğim” dedi.
“EYÜP MUTLAKA KAZANILMALI”
Bakırköy gibi kazanılması garanti olan biryerde siyasi hayatımı devam ettirmek yerine partimiz açısından mutlaka kazanılması gerekildiğine inandığım Eyüp’e talip oldum diyerek konuşmaını sürdüren Başkan Aday Adayı Ferzan Özer, “14 Şubat 1967 yılında Yeniköy’de dünyaya geldim. İlköğretim tahsilimi Eyüp’te tamamladıktan sonra, Bakırköy’de eğitime devam ettim. Evliyim, evli olan Avukat bir kızım ve İngiltere’de Üniversite’de okuyan bir oğlum var. Ailem çok eski ve köklü Rumeli Göçmenidir. 1895 de Eyüp’e yerleşmiş, önce Rami’ye, sonra da Eyüp’ün merkezinde oturmuşlar. 1960 ihtilali olduğu zaman ailem sürgün yemiş. Babam Sabri Özer, cunta döneminde yaşadığı işkencelerde öyle bir dayak yemiş ki kolları şişmiş saat koluna girmediği için bir daha yaşadığı sürece kol saati takmadı. 1960 yılında Eyüp’ten bizi sürüyorlar.1964 yılında demokrasiye dönülünce ailem tekrar Nişancı Mahallesine yerleşiyor. Osman amcam Eyüp’te daimi encümen azasıydı. Çocukluğumda amcamı hatırladığım çok duygulu bir anım, amcama kan analizi yapıldı. 3-4 saat ömrü kaldığını söylediler. Amcam şunu sordu bana “Eyüp sporu kaç kaç” Eyüp’ün tarihinin anlatıldığı kitapların hepsinde mensubu olduğum Özer ailesine ayrılmış sayfalar bakınız var diyerek elindeki Eyüp ve tarihinin anlatıldığı kitapları gösterdi. Alış verişlerimizi halen Eyüp’ten yapıyoruz diyen Özer “Eyüp’lü olmak bir ayrıcalıktır. Osmanlı, Bizans ve Türk kültürlerinin bir arada olduğu, kürdü, lazı, çerkezi ile iç içe olmuş ama kendi kültürünü koruyan çok önemli bir yerdir. Eyüp’e kendisini çeken şeyi ‘kader’ olarak değerlendiren Özer sözlerini şöyle sürdürdü; Eyüp’ü tercih etmemde en önemli etkenlerin başında köklerimin burada olması gelir. Ben Eyüp’te doğdum. Eyüp’te doydum. Muhtemelen de Eyüp’te öleceğim. Mensubu olmaktan gurur duyduğum Özer ailesinin neredeyse tümü Eyüp’te yaşıyor. Ben zoru seçtim. Bakırköy gibi kazanılması garanti olan biryerde siyasi hayatımı devam ettirmek yerine partimiz açısından mutlaka kazanılması gerekildiğine inandığım Eyüp’e talip oldum” dedi.
“EYÜPLÜ’LER EYÜPLÜ BAŞKAN İSTİYOR”
Eyüp’lüler artık Eyüp’lü Başkan istiyorlar diyerek konuşmasını sürdüren Aday Adayı Özer, “16 aday adayımız var. Ne kadar çok aday varsa o kadar çok çalışacağız Eyüp’te. Ve kaybeden olmayacak. Genel Merkezimiz 31 Mart’a kadar hangi arkadaşımı aday gösterirse, Genel Başkanımıza onu hediye edeceğiz ‘kurban’ gibi. “Eyüp 4 Dönemdir AK Parti’de. Eyüp’e çok iyi bakılmadı. Eyüp’lüler artık Eyüp’lü Başkan istiyorlar. Geçen hafta Rami’deydik. Sürekli geziyor, davetlere katılıyorum ve talep onlardan geliyor. Bu çok çok güzel bir olay, onur duyuyorum.Halkın karşısında kimse duramaz. Zamanı geldi, Eyüp’ten kopamayız” diyen Özer “önce Eyüp’ü sonra İstanbul’u almalıyız” Aile olarakta siyaseten şunu söyleyebiliriz, ailemin hepsi sağ partide siyaset yaptı. Sol siyaset yapan yanlızca benim. Bülent Ecevit’in siyasetteki ilkeli duruşu nedeniyle DSP’ye katıldım. Daha sonra İsmail Cem ile siyasete devam ettim. Yeni Türkiye Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisinin birleşmesiyle CHP’ye geçtim. Uzun yıllardır siyasetin içindeyim. Halen de Bakırköy Belediyesi Meclis Üyeliği, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği ve Marmara Belediyeler Birliği Meclis Üyesi olarak da görev yapıyorum. Bakırköy de 14-15 yıldır siyaset yapıyorum ama artık Eyüp’e gitmem gerektiğini, Eyüp’ün doğru yönetilmediğini, artık Cumhuriyet Halk Partisinin bayrağını Belediyeye dikme zamanı geldiğini düşünüyorum. Ben zoru seçtim evet ama Eyüp’e beni kaderim çekti. Genel Başkanımız Kemal Kılıçtaroğlu’na Eyüp’ün hakkını vermeliyim. Cumhuriyet Halk Partisi herkesindir. Eyüplüler artık hakettiği gibi yönetilmelidir” dedi.
“ÜÇ TARAFIMIZ DENİZ AMA BİR ŞAMPİYONUMUZ YOK”
“Bakırköy Meclis üyesi sayısı 31 kişidir. 5 tanedi Adalet Kalkınma Partisi, 26 tanesi Cumhuriyet Halk Partili. Bu 26 arkadaşın Marmara Belediyeler Birliğine 3 tane kontenjan hakkı vardır. O arkadaşlar seçiyor. Daha sonra siz Marmara Belediyeler Birliğinde devreye giriyorsunuz. Olimpiyatlara gelirsek, orada da ben spor ve komisyon başkan vekiliyim. Olimpiyatları alamadık diye kızıyoruz. Almamız zaten büyük başarı olurdu. Almanyanın nüfusu 70 milyon lisanslı sporcu sayısı 24 milyon.Türkiye’nin nüfusu 75 Milyon, lisanslı sporcu sayısı 2milyon 400. Nüfus farkı 5 bin. Tesisler bekımından da çok yetersiziz. Bu ne demek oluyor Almanya’da, Avrupa’da ilk okulda spora başlıyorlar, lisans alıyorlar. Bizde haftada bir saat, formayla spor yapıyorlar. Daha sonra banyo yapması, duş alması bir dert. Ter içinde kalıyorlar. Kimsede katılmıyor dolayısıyla sporcu yetiştiremiyoruz. Ama sevmesek futbolda bu kadar başarılı olmazdık. En büyük eksikliğimi bu, alsaydık hayal olurdu. Alınsaydı tabii büyük başarı olurdu. Alınsaydı da hala su basmalar devam ediyor. Daha Ayamaya’yı halledemedik. Su basardı zaten bir yağmur yağsa. Siz olimpiyatları alın, biz tesisleri yaparız. 3 tarafımız deniz bir tane su sporu şampiyonumuz yok.”
“BAŞKANIN DEĞİL KENTİN PROJESİ OLUR”
“Gençliği spora yönlendirdiğinde kötü alışkanlıklar gidecektir. Yerel yönetimlerin buna önem vermesi gerekir. Biz bunu Bakırköy’de başardık. Çok iyi tesislerimiz var. Biz bunu Bakırköy’de Belediye Başkanının projesi olmaz, kentin projesi olur. Elbette hayallerim var ama halka danışmadan proje yapılmaz. Benim için önce eğitim. Gençlik Merkezi adı altında dersaneler açılmalı. Tamamen ücretsiz olan merkezler. Profesyonel hocaların denetiminde, ayrıca görme ve işitme engelli öğrenciyede hizmet verecek merkezler. Bunu biz Bakırköy’de başardık. Bu öğrencilerden hiçbir ücret talep edilmeyecek. Öncelikle EY-KART hayata geçiirilecek. Eyüp’te oturmak yeterli EY-KART sahibi olmak için. Bütün okullara su arıtma cihazı projesi ki bunuda Bakırköy’de başardık. Çocuklar musluktan kana kana su içecek. Bir gram su bile ziyan olmayacak. Bahçesi büyük olan okulların bahçesini isteyeceğiz. Yazın havuz olarak kullanıp, kışın üstünü kapatıcaz. Okullar merkezlerde olduğu için ulaşımda zor olmayacak. Eyüp’te fıskıyenin orada suya giren çocuklar var. Okulların bahçelerine şişme havuzda yapabiliriz, seyyar havuzda yapabiliriz. Bunun dünyada örnekleri var, neden Eyüp’te olmasın. Örneğin “Haydi çocuklar tatile projesi. 400 çocuğumuzu EY-KART’lı olmak şartı ile tatile göndereceğiz. Engelli çocuklarla birlikte. Bunun sebebi kaynaşma. Haziran’dan Ekim’e kadar. Muhtar binalarını tek tip yapacağız. Taksi duraklarıda aynı olacak. Çok küçük bir bütçeyle olacak işler bunlar. Görseli güzel, halkın isteğini soracağız öncelikle nasıl görmek istiyorlar diye tabii. Eyüp Belediyecilikte 21. sırada yani haketmediği bir yerde.
“SADAKA POLİTİKASI YAPMAM”
Farklı projelere imza atılacağını belirten Özer bu konuda ise şunları söyledi: “Anlattıklarım büyük bütçelerle olacak işler değil, ama siz 1 liralık işi, 5 liraya yaptırırsanız asla başarılı olamazsınız. Yeni bir bina yapılıyor Eyüp’e. Akıllı Bina. Böyle bir olay yok. Benim binam gerizekalımı? Ben eğer Belediye Başkanı olursam o binayı Tıp Merkezi olarak kullanacağım, baktım çok uygun. Tıp Merkezinde herşey ücretsiz olacak Sosyal Güvenlik Kurumu ile de anlaşmayı yaparsak zaten ek geliri olacak. Örneğin her eve ambulans hizmeti. Her mahalle değil bakın her eve. Maltepe ve Bakırköy Belediyesi bunu yaptı. Anlaşacağımız sağlık kuruluşuyla 15 dakikada gelmek zorunda. Diyelim ki memleketinize gittiniz yada tatile, EY-KART sahibi iseniz anlaşmalı kurumlarımız her yerde bu hizmeti verecek. Sadaka politikası yapmam. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek. Erzak dağıtılıcak, yardıma muhtaçlara elbette yardım edilecek ama bu EY-KART’la olacak. Aileye verdiğimiz desek kesinlikle evin annesinin adına verilecek bu kart. Tabii annenin özel durumu sokağa çıkamama rahatsızlığı gibi bir şey söz konusu değilse. Bu kartla sadece alkol ve lüks harcama yapamıyacak. Örneğin 300 lira limiti olacak, limit doldumu kullanamayacak, kullanmazsa sorun değil, gelecek aya devredecek. Tıplı kredi kartları gibi olacağından, hiç kimse mağdur olduğunuzu bilmeyecek, rahat rahat kredi kartı geçen her yerde ihtyaçlar görülebilecek. Eyüp’ün 350 bine yakın nüfusu var. Kalp hastası olsanız bile sorun değil. EY-KART’la anlaşmalı merkezlere gidecek, sosyal güveniği olan vatandaşlarda zaten sorun yok. Evde bakım hizmetide olacak. Yatalak, evden çıkamayan vatandaşımızda var. Ağız ve diş bakımı olacak. Çocuk ayrı, yetişkin ayrı. Zamanı tarihi geçmemiş ilaçları toplatıp, 3 ayrı yerde halk eczanesi kurucağız. EY-KART’ı olan vatandaş reçetesiyle gelecek ücretsiz ilaçlarını alacak. Bakın bunlar hayal değil, biz bunları Meclis Üyesi olduğum Bakırköy Belediyemizde yapıyoruz. Emeklileri de düşündük. Hobi bahçeleri. Eyüp’ün arazisi çok. Tahtadan evler yapıp bahçesini kullanıma açacağız. EY-KART sahibi Eyüp’lü emekli vatandaş gelecek, domatesini, biberini ekicek. Emeklinin kahve sorununu çözecek. Canları sıkılmayacak. Kadınlarımızı unutmadık. Kadınlara stant açacağız. Yaptıkları ürünleri, el işi,kek, pasa, börek gibi el yapımı ürünlerini kendileri yapacak, açtığımız stantlarda kendileri satacak. Aileye de katkı. Tıp Merkezinde memografi testlerini, simir testlerini yapacak ücretsiz yapacak ve bu zorunluluk haline gelecek. Annelerimizin, kadınlarımızın ruhsal ve bedensel sağlığına önem vereceğiz. Kültür olarak ta, Eyüp’te 2 adamız var. Anfi Tiyatro istiyorum. Semah ve Semazen gösterilerini bir arada yapıldığı, ramazan etkinliklerinin düzenlendiği, kültürlerin yaşatıldığı bir merkez. Ayrıca Şevkat Evleri. Darülaceze olarak düşünülmesin. Kimsesiz,yardıma muhtaç vatandaşlarımız sokaklarda kalmıyacak. Şefkat Evlerinde Doktor, Hemşire, aş ve sinamamızda olacak. 24 saat açık ve hayal demeyin Bakırköy başardı. Ayrıca din, dil, ırk ayırmadan. Bizim Belediyemiz bunu başardı Eyüp’te başarır. Evlenen gençlerimiz 5 yıldızlı otellerde düğününü yapamıyor. Yada yemekli özel bir düğün. Arzu edene Belediye Başkanı olarak altın takacağıma, onlara yemek vereceğim. Tabii arzu ederlerse pasta limonata. Ama hayatlarında bir günü videolayacaklarsa ve arzu ediyorsa ben Belediye Başkanları olarak bunu yapıcam. Genç kızlarımıza misafirhane. Kesinlikle Eğitim için İstanbul dışından gelen kızlarımıza misafirhane yapıcaz. Erzurum’dan, Konya’dan, Adana’dan gelen kızlarımızı nereye teslim edicez. Aynı odada 3-4 kişi kalacaklar belki ama aynı bölümlerde okuyan, bilgi alış verişi yapan, kapıda güvenliği, içeri de ise ihtiyaçları olan herşeyin bulunduğu misafirhane. Çalışan anneler için kreş olmazsa olmazımız. Avrupa düzeyinde olacak. Çalışan anne gönül rahatlığı ile çocuğunu bırakacak ve akşam mesaisi bitince gelip alacak. Cenazelerimizi de düşündük. Belediyecilik doğumdan ölüme kadardır. Cenazeye katıldık, akşam taziyeye gidildiğinde helvası, eti, pilavı gidecek. Bakırköy’de biz bunu başardıysak, Eyüp’te de başarırız. Engellilerimiz için alışveriş merkezleri, engellilere uygun değilse ortak kullanım yerlerine izin verilmeyecek. Metrobüslerde bile engelli giriş çıkışı olmayan yere müdahale ederim. Engelli hayatında yürümemiş, daha sonrada tekerlekli sandaliyelere mahkum kalmış vatandaşlarımızı havuzlarda yürüteceğiz. Havuzda, yani su içerisinde ayaklarına takılan bir aletle bu yapılıyor. Onlara ayaklarının yere basmasının nasıl bir duygu olduğunu yaşatmak istiyorum.”
“BEN YALNIZCA KAVUNCU’YU YOLLAYACAĞIM”
Özer sözlerini şu cümlelerle sürdürdü: “Halk arasındaki adıyla Kentsel Dönüşüm, bize göre Yerinde dönüşüm. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Kentsel Dönüşüme karşı değiliz ama usulünce. Karşı olduğumuz insanların yerinden olması. Eğer ki Bakanlık şurda oturan, gene orada oturacak diyorsa tamam ama yerinden edecek dönüşüme hayır. Dönüşümde, gezi alanlarını, park alanlarını ayarlamak lazım. Yerinde dönüşüm için elimizde olan her şeyi yapıcaz. İstanbul’un her bölgesi 1. derece risklidir. Bir binada içinde bir kişi kat tapusuyla Bakanlığa gidip risk tespiti yaptırısa binaya ve riskli çıkarsa binayı yıktırabilir. 99 yılından önce yapılan tüm binalar riskli binaya girer. Göreve geldiğimde kimseyi harcamayacağım herkes rahat olsun. Emekçiye sözüm asla yok. Ben yanlızca İsmail Kavuncu’yu göndereceğim. Eğer başkan olursam ben herkesin başkanı olacağım. Gururdan, kibirden uzak biriyim. Beni makamımda yemek yerken göremeyeceksiniz. Simidimi, poğaçamı alıp gene bir kahvehanede, bir mahallede vatandaşlarla sohbet ederek çayımı içeceğim. Yürüyüşlerim devam edecek, Cuma namazlarımı değişik yerlerde kılacağım. Son olarak haftada, on günde bir apartmanı ziyaret yapacağım. Sabah kahvaltıları düzenleyip mahallelerde halkı dinleyip, ona göre projeler üretip Eyüp’ü hep birlikte yöneteceğiz. Eyüplülere son sözüm bunlar, Amerikayı tekrardan keşfetmiyorum. Belediyecilik bina dikmek değildir. Ben Eyüp halkının hak ettiği ve Belediyeciliği gerçek manada yaşatmak için Eyüp’e adayım. Ben ‘Eyüp’e karşılıksız hizmet üreterek biz dördüncü nesle birer gurur madalyası bırakan aileme birde sosyal demokrat belediyecilik metodlarıyla üretilecek muhteşem hizmetleri ortaya koyayarak yeni bir gurur madalyası da ben bırakmak istiyorum.”diyerek sözlerine son verdi