Sendika ve meslek örgütleri: Krizin faturasını ödemeyeceğiz!

Sendika ve meslek örgütleri: Krizin faturasını ödemeyeceğiz!



KESK İstanbul Şubeleri, DİSK, İTO, TMMOB, İKK, ülkede yaşanan ekonomik krizin faturasının işçi ve emekçilerden çıkartılmak istenmesini Kadıköy‘de protesto etti. Krizin faturasını ödemeyeceklerini vurgulayan sendika ve meslek örgütleri, AKP-MHP iktidarını şöyle uyardı: “OHAL’i aşan rejiminizle hak arama mücadelemizi engelleyeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Emekçiler faturayı krize yol açanların ödemesi için mücadelesini yükseltmekten geri durmayacaktır.”

Bir Gün Gazetesinden ZEYNEP KURAY’ın haberi ;

Kadıköy İskele Meydanı’nda ir araya gelen sendika ve meslek örgütleri, ülkeyi saran ekonomik krizin faturasının işçi ve emekçilerden çıkartılmasına izin vermeyeceklerinin mesajını verdi. Siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin destek verdiği açıklamada, “Emekçiler değil krizi yaratanlar, faturayı yaratanlar ödesin! Ücretler güncellensin” yazılı pankart ile “ Krizin faturası patronlara”, “Döviz yasaklansın, Borsa kapatılsın, bankalar kamulaştırılsın”, “Türkiye NATO’dan çıksın”, “ Bu krizin faturasını ödemeyeceğiz” dövizleri taşındı. Eylem öncesi meydanı abluka altına alan polislerin OHAL sona ermesine rağmen , KESK, DİSK, İTO, TMMOB, İKK tarafından hazırlanan basın açıklamasına incelemek istemesi ise dikkat çekti.


SAYGILI: BİZİM DEĞİL ONLARIN KRİZİ

Sık sık, “ Krizin faturası patronlara”, “ Rantiyeye değil emekçiye bütçe”, “ Sefalete teslim olmayacağız”, “ Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği” sloganlarının atıldığı eylemde, DİSK adına ilk konuşmayı yapan Limter-İş Genel Başkanı Kamber Saygılı, “Çalışın dediler çalıştık, çok çalışın dediler çok çalıştık. 8 saat dediler, 12 saat çalıştık. Hatta yeri geldi 24 saat çalıştık. Üretim dediler ürettik ve üretirken kırbacı üzerimizden hiç eksik etmediler. Şimdi de tekrar emekçilerin fedakarlık yapmasını istiyorlar ” dedi. Sendikalar olarak, gelen ekonomik kriz hakkında patron ve hükümeti defalarca uyardıklarını belirten Saygılı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uyardık bu gemi karaya vurur dedik. Bu gemi batar dedik ve nihayetinde gemi su almaya başladı. Dolarları bozdurun bu işten kurtulalım diyorlar. Bu ekonomi batmak üzere ancak bu ekonomiyi batıran mevcut hükümetin ve zihniyetin kendisidir. Krizleri betona yatırdılar. Bu faturanın yükünü kim bu krizi yaratmışsa o çekecek çünkü bu kriz onların krizi”
İTO adına söz alan Osman Küçükosmanoğlu, yaşanan krizin göz göze geldiğinin altını çizerek, “Herkes böyle bir kriz olacağını biliyordu. Bu krizin nedeni patronlar ve sermayedir. Patronlar bundan kârlı çıkmak istiyoruz biz bu krizin sorumlusu olmadığımız gibi faturasını da ödemeyeceğiz” dedi. Konuşmaların ardından ortak basın açıklaması KESK İstanbul Şubeleri dönem sözcüsü Erdal Güzel tarafından okundu.

EKONOMİK SAVAŞ DEĞİL RANTA DAYALI POLİTİKALAR

AKP’nin uyguladığı katıksız neoliberal politikalarının ülkeyi getirdiği noktanın ekonomik kriz olduğunu vurgulayan Güzel, her ne kadar krizin nedeni ABD ile rahip restleşme olarak gösterilse de asıl nedenin ranta dayalı ekonomik politikaların tıkanmasından kaynakladığını belirtti. AKP’nin “Ekonomik savaş içindeyiz” diyerek krizin nedenini çarpıtamayacağını kaydeden Güzel, krizin, küresel kapitalist bunalımın ve ülkedeki siyasal rejim krizinin bileşkesi olarak karşılarına çıktığını dile getirdi. Ekonomik krizde , 24 Haziran seçimleri sonrasında; yeni rejimin ortaya çıkardığı belirsizliklerin büyük rol oynadığına işaret eden Güzel, şunlara dikkat çekti: “ 24 ay süren OHAL hukuksuzluğunun kalıcılaşması, kamu kurum ve hizmetlerinde liyakat ve kanunilik ilkesinin terk edilmesi, genel olarak hukuk devleti ilkesinin yaygın bir şekilde ihlal edilmesi gibi koşullarda iyice kırılgan hale gelen ekonomi beklenen krize girmiştir. 460 Milyar dolara yükselen “döviz endeksli borçlanma”, son 15 yılın en yüksek gerçekleşmelerini yaşayan ve % 60 oranında sapma gösteren enflasyon ‘hedefi’, % 20’nin üzerine yerleşen faiz ve enflasyon göstergeleri, iki haneli işsizlik oranının yeniden artış eğilimine girmesi ekonomide yaşanan yapısal krizin göstergeleridir. 24 Haziran seçimleri için AKP’nin seçim ekonomisi uygulamaları, rekor düzeyde bütçe açıklarına neden olurken, üretim ve tüketimdeki dışa bağımlılık ise dış ticaret açığının giderek büyümesine, rekor seviyelere ulaşmasına yol açtı. Ekonomiye duyulan güvensizlik son bir haftadaki ‘döviz krizi’ ile birlikte saman alevi gibi yayılıyor. Bu yangının alevi de samanı da AKP politikalarıdır. Emekçilerin sorunlarına bir çözüm içermeyen ve sermaye açısından günü kurtarma amacında olan iktidarın planlarının ortalama ömrü bir haftayı geçememektedir.”

HAK ARAMA MÜCADELEMİZİ DURDURAMAYACAKSINIZ

Ekonomik krizler sadece para politikaları ile değerlendirilmeyeceğini de ekleyen Güzel, ülke ekonomisine büyük kaybettiren Savaş politikalarına kurban edildiğini vurguladı. Yaşanan krizin faturasının emekçilere, emeklilere ve işsizlere çıkarılmasına izin vermeyeceklerinin altını çizen Güzel, iktidarı şöyle uyardı: “ Çözüm ve reçete arayışında iseniz emekçilerin temel taleplerini dikkate alın. OHAL’i aşan rejiminizle hak arama mücadelemizi engelleyeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Fiili ve meşru mücadele içinden gelen ve aynı anlayışla yoluna devam eden emekçiler faturayı krize yol açanların ödemesi için mücadelesini yükseltmekten geri durmayacaktır.” Güzel son olarak, tüm emek ve demokrasi güçlerini krizi yaratanların krizin faturasını emekçilere, ezilenlere çıkartma girişimlerine ve saldırılarına karşı hızla harekete geçmeye ve birlikte mücadeleye yürütmeye çağırdı.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir