Özgürlük Yürüyüşü 19. gününde devam ediyor

Example HTML page

19. günde Erkan Baş’a Vergi Uzmanı Ozan Bingöl eşlik ediyor.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın, partisinin Hatay Milletvekili Can Atalay ve Gezi tutsaklarının hukuksuz şekilde tahliye edilmemesine karşı Hatay’dan başlattığı ve Ankara’da sona ermesi planlanan Özgürlük Yürüyüşü, 19. gününde devam ediyor.

Yürüyüşün dün tamamlanan 18. gününde, Erkan Baş’a TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın ailesi, İşçi Demokrasisi Partisi, Sosyal İş Sendikası, CHP Aksaray İl Başkanlığı ve CHP Eski Milletvekili İlhan Cihaner eşlik etmişti.

Özgürlük Yürüyüşü’nün 19. gününe başlamadan önce değerlendirmelerde bulunan Erkan Baş, dün (18 Ekim) akşam Filistin halkının sesine ses vermek ve mücadelesine destek olmak için ülkenin dört bir yanında sokağa çıkan yurttaşları selamladı.

ERKAN BAŞ’A, VERGİ UZMANI OZAN BİNGÖL EŞLİK EDİYOR

Yürüyüşün 19. gününde Vergi Uzmanı Ozan Bingöl’ün de kendisine eşlik edeceğini açıklayan Baş, “Bu vesileyle Türkiye’de emekçilerin yaşadıkları yoksullukları, dertlerini bir kez daha gündem yapmanın anlamlı olacağına karar verdik” ifadelerini kullandı.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın yaptığı değerlendirmede, şu ifadeler yer aldı:

“Türkiye’de emekçilerin yaşadıkları yoksulluk öyle bir anda gerçekleşmiş, kazara oluşmuş bir durum değil. Yani söyledikleri gibi Avrupa bizi kıskanmıyor. Çıkarıp göstermemizi istedikleri telefonlarımız ise bin bir türlü borca harca karşılık ediniliyor, hepimiz biliyoruz. Tabii artık aslında onu da pek edinemiyoruz.

‘43 BİN LİRA OLAN BİR TELEFONU VERGİLERLE 87 BİN LİRAYA ALABİLİYORSUNUZ’

Sevgili Ozan Hocamızın hesabıyla artık vergisiz fiyatı 43 bin lira olan bir cep telefonunu, KDV’siyle, ÖTV’siyle, TRT’ye bandrol ücretiyle, Kültür Bakanlığı payıyla telefonun fiyatından fazla bir vergi ödeyip 43 bin lira olan bir telefonu ancak 87 bin 553 liraya satın alabiliyorsunuz. Yani alamıyorsunuz. Peki neden? Çünkü Saray’ın kendi uydurdukları tarihi anlatacakları, seçim zamanı gelince kendi propagandalarını yapacakları TRT’sine bandrol ücreti olarak tomar tomar para ödemeniz gerekiyor. Çünkü ‘Kanun Hükmünde’ filmini sırf paşa keyfi öyle istediği için yasaklamaya çalışan Kültür Bakanlığı’nın payını ödemek zorundasınız. Sevgili dostlar, daha da vahimi, memlekette tasarruf etmek için öğün atlayan, sağlığını hiçe saymak zorunda kalan binlerce, milyonlarca işçi, genç, kadın var.

‘ENFLASYONUN SEBEBİNİ, EMEKÇİLERİN ÜCRET ARTIŞINA BAĞLAYACAK KADAR ALÇALDILAR’

Saray Rejimi’nin bilinçli bir ekonomi politikası var. O politika da sermaye, patronlara kapıları sonuna kadar açıp emekçileri kapı dışarı etme politikasıdır. Bugün ne yaşıyorsak doğrudan doğruya AKP’nin neoliberal politikalarıyla vahşi kapitalizmin emekçilere yönelik saldırılarından kaynaklıdır. Bakın, Türkiye’de en zengin yüzde 20’lik kesimin milli gelirden aldığı pay yüzde 48’e çıkarken en yoksul yüzde 20’lik kesimin aldığı pay yüzde 6’ya geriledi. Aradaki fark tam olarak 8 kat.

Geçtiğimiz günlerde Saray’ın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yüksek enflasyonun sebebinin emekçilerin kazandığı ücretlerdeki artışlara bağlayacak kadar alçaldı. Ülkenin çoğunluğunu ezen, insanca yaşamasını imkânsız hale getiren bir olgunun sebebinin de yine ülkenin çoğunluğunu oluşturan emekçiler olduğunu utanmadan söylüyorlar. Buna inanmamızı bekliyorlar.

‘BİLİNÇLİ OLARAK YARATILMIŞ BİR BÖLÜŞÜM KRİZİ VAR’

Halbuki yılın daha ilk 9 ayında 512 milyar 600 milyon liralık bütçe açığı veren Saray, şimdi bu açığı yalnızca emeğiyle, alın teriyle geçinen insanlardan toplayarak kapatmaya çalışacak. Topladıkları trilyonlarca lira vergiyi patronlardan, vergi kaçakçılarından toplanmayıp yalnızca alın teriyle geçinen halktan topladıkları için bugün vergi adaletsizliği diye bir kavramla karşı karşıyayız ve yürüyüşümüzde onu gündeme taşıyoruz. Eğer Cengiz’in, Liman, Kalyon’un milyonlarca lira vergisi affedilebiliyorsa, bunu yaptığı için emekçilerin yoksulluğu her geçen gün derinleşiyorsa burada bir tercihten kaynaklı, bilinçli olarak yaratılmış bir bölüşüm krizi var demektir.

‘ZENGİNİN DAHA ZENGİN, YOKSULUN DAHA YOKSUL OLDUĞU BU DÜZENİ YIKMAK ZORUNDAYIZ’

Ülkemizdeki yoksulluğun da vergi adaletsizliğin de çözümü patronların değil emekçilerin safında durmaktır. Biz her zaman şunu söyledik: Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bu düzeni yıkmak zorundayız. Bütün bu krizin, eşitsizliğin çözümü, emeğin ve eşitliğin Türkiye’sini kurmaktır. Hepimizi sömürerek, bizim sırtımıza basarak yükselen patronların sefa sürdüğü bir Türkiye’ye değil, emeğin Türkiye’sini istiyoruz ve kuracağız. Hiç şüpheniz olmasın, mutlaka kuracağız.”

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir