İYİ Parti’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’a istifa ve seçim çağrısı
Merkez Bankası Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından piyasalarda adeta deprem yaşandı. Türk Lirası sert değer kaybı yaşarken, İYİ Parti’nin ekonomi kurmayları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “istifa sürecini başlat ve Türkiye’yi seçime götür” çağrısı yaptı.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, ekonomi kurmayları; Samsun Milletvekili Erhan Usta ve Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ile birlikte TBMM’de düzenledikleri ortak basın açıklamasında Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından Türk Lirası’nın dolar karşısında değer kaybetmesi ve Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunları gündeme aldılar.
ERDOĞAN, GÖREVDEN ALMA NEDENİNİ AÇIKLAMAK ZORUNDA
Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme ve Kasım 2020’de göreve gelen Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması kararına tepki gösterdi.
Tatlıoğlu şunları söyledi:
Bugün piyasaların açılmasıyla beraber borsa 9,44 döviz yaklaşık yüzde 10 yükselmiş, Türkiye’nin risk primi yaklaşık yüzde 50 artarak 500’lere dayanmış ve Türkiye ekonomisi adeta Sayın Erdoğan’ın gece yarısı kararıyla Türk ekonomisinde bir suikast etkisi yaratmıştır.
Esasen daha çok yeni faizler 10,25‘den 8,75 arttırılarak 19’a çıkartılmış ve Türkiye’ye çok ciddi bir maliyet yüklenmiştir. Bu maliyetin boyutu OECD ülkelerinde 37 ülkenin 21’nin faizi sıfırdır, 4 ülkenin faizi yüzde 1’den büyüktür.
En yüksek faiz yüzde 19 ile Türkiye’nin ikincisi yüzde 4 ile Meksika’nın, Polonya’nın ve Kolombiya’nın. Türkiye ekonomik istikrarı sağlamak adına bu kadar faizi yüklenmiş ve kendine bir yön ararken gerçekten Sayın Erdoğan’ın bu gece yarısı kararı Türk ekonomisine yarattığı suikast etkisiyle yeni bir dengesizliğe yol açmıştır.
Kendilerinin oynadığı bu oyunda milletimize çıkan maliyet, milletimizin hesabına yazılmaktadır. Bu kararının arkasında ne olduğunu Sayın Erdoğan kamuoyuna paylaşmak zorundadır.
AĞBAL 128 MİLYAR DOLARI AÇIKLAMAK İSTEDİĞİ İÇİN Mİ GÖREVDEN ALINDI?
Tatlıoğlu, Ağbal’ın görevden alınma nedeninin 128 milyar dolarlık döviz erime sürecini kamuoyuna paylaşılması talebi olabileceği yönünde bilgiler olduğunu belirterek, söyle konuştu:
Bizdeki bir başka bilgi de, görevden alınan Merkez Bankası Başkanı’nın 128 milyar dolarlık döviz erime sürecini kamuoyuna paylaşılması talebidir. Merkez Bankası’nın politikalarının daha etkin olabilmesi için bu talebin dile getirildiği bir başka bilgi de bize ulaşmıştır.
Bugün itibariyle Türkiye partili cumhurbaşkanlığının getirdiği noktada gerçekten dünyada ekonomik kaosun içine sürüklenmiş durumdadır. Sayın Erdoğan’ın tek kişilik bu kararı ve buna benzer kararlarının milletimizin ve ülkemizin çok yüksek maliyetlerle zamanın gerisine düşmesine neden olmaktadır.
Bu noktada Erdoğan’ın birinci olarak Merkez Bankası başkanlarındaki bu değişikliklerin nedenlerini kamuoyu ile paylaşması, ikinci olarak 128 milyar dolarlık döviz rezervi erimesinin bilgilerini kamuoyuna paylaşarak istifa sürecine başlamasını ve Türkiye’de bir seçim sürecini başlatması gerekmektedir.
İçinde bulunduğumuz noktada Türkiye için en iyi çözüm milli iradeye başvurmaktır. Yarın TBMM’ye tek maddelik bir kanun teklifi vereceğiz. Bu teklif, ‘Merkez Bankası başkanları 5 yıl için atanır ve bu 5 yıl içerisinde hiçbir şekilde görevden alınamaz’ şeklinde bir kanun teklifini de Meclis’e vereceğiz.
“CANİKLİ’NİN OPTİMAL REEL FAİZİN NE OLDUĞU KONUSUNDA BİR ŞEY BİLDİĞİ YOK”
Eski Merkez Başkanı olan İYİ Parti’li Durmuş Yılmaz ise, AKP’de Ekonomi İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Nurettin Canikli’nin sosyal medya hesabından yaptığı, “Optimal pozitif reel faiz seviyesini belirlemede para politikası araçlarını rasyonel kullanmayan Merkez Bankası başkanını değiştirmek piyasalara meydan okumak değildir” sözlerini eleştirerek şunları söyledi:
Öyle irrasyonel, akıldışı sözler söyleniyor ki insan dayanamıyor buna cevap veriyor. Sayın Canikli’nin optimal reel faizin ne olduğu konusunda bir şey bildiği yok.
Sadece günü kurtarmak için bir tweet atmış ve burada söylenmek istenen şey, yurttaşı Türk Lirası’nda tutabilmek ve Türk Lirası’nın itibarını koruyabilmek için, kontrol edemediğimiz enflasyon üzerine bir miktar reel faiz vermek zorundayız ama biz bunu vermek istemiyoruz dolayısıyla Merkez Bankası’na bunu yaptırmak istemiyoruz. Bunun anlamı bu. Bütün bunlar birer sonuç. Şu anda her şey darmadağın.
Merkez Bankası’nın elinde bir takım araçlar vardı. O araçlarla hedefe varmak için ortaya çıkan problemlerle mücadele etti ama Merkez Bankası’nın en önemli aracı sözüydü. Bugün artık bu sözünde itibarı kalmadı. Bugün itibariyle kimse artık Merkez Bankası’na inanmaz ve Merkez Bankası’nın dediğini de kabul etmez.
“TÜRKİYE ERDOĞAN’IN YANLIŞ POLİTİKALARI NETİCESİNDE FAİZLE KUR ARASINA SIKIŞMIŞTIR”
Erhan Usta ise şunları söyledi:
Türkiye Erdoğan’ın yanlış politikaları neticesinde faizle kur arasına sıkışmıştır. Türkiye’de hiç kimse yüksek faizden memnun değildir ancak yüksek faiz bir sonuçtur.
Hükümet alması gereken kararları zamanında almadığı için reformları geciktirdiği ve güveni kaybettiği için, enflasyonu aşağıya çekebilmek için ve dolar Türk Lirası’ndaki aşırı değer kaybını önlemek için faiz artışı yapmak bir zorunluluk olmuştur.
Şimdi bu sorunların hepsi dururken ben yüksek faizden şikayet ediyorum demek milleti aldatmaktan başka bir şey değildir. Türkiye eğer bugün bu sıkışıklığa geldiyse bir yanda faiz, bir yanda kur arasında sıkışmışsa bu geçmişte Erdoğan hükümetinin yaptığı hatalardan kaynaklanmadır.