EMEP’ten, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na tepki

Example HTML page

Çevreyi şehrin çevresi görürken, şehri betona, tarım ve ormanlık alanları da maden sahasına çeviren  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı imar aflarıyla evleri de tabutluğa çevirdi. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bağlı kuruluşlarla birlikte bütçeden alacağı payın yaklaşık 284 milyar TL olduğu açıklandı. TOKİ, İller Bankası ve Emlak Katılım Bankası gibi diğer kuruluşların bütçeleri de eklenince pek çok bakanlıktan büyük bütçeye sahip bir bakanlıktır.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kamusal hizmetlerin ticarileştirilip özelleştirilmesi ve devletin şirket gibi yönetilmesinin vurgun, talan ve tahribatın en bariz örnekleri bu bakanlık üzerinden yürümektedir. İş güvenliği ve yapı denetimleri gibi asansör denetimlerini de kamusal hizmet alanından çıkartıp ticari şirketlere açan düzenlemeler yine bu bakanlık eliyle yürütülmektedir. O nedenle başta Aydın KYK olmak üzere pek çok yurtta ölüm ve yaralanmalara yol açan asansör çakılmalarının bir sorumlusu da bu bakanlıktır. 

Başta nehir ve ırmaklar olmak üzere su havzalarının yanı başına sanayi tesisleri kurduran, ormanların içine taş ocağı, çimento fabrikası izni veren, tarım alanlarını maden, enerji ve inşaat şirketlerinin talanına açanda bu bakanlıktır. Ordu ilinin toplam arazisinin yüzde 74’ünü maden arama sahası ilan ederek, tarım alanlarının yüzde 76’sına, orman alanlarının yüzde70’ine, meraların yüzde 64’üne maden ruhsatı vererek tarım ve ormanlık alanları maden şirketlerine peşkeş çeken bu bakanlığın adının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olması da ayrı bir çelişkidir.

Evden başlayarak çöpü yerinde ayrıştırmak üzere bir çabası olmayan bu bakanlığın sıfır atıktan anladığı market poşetini 25 kuruşa sattırmaktır. Başta Adana ve Mersin olmak üzere atık ithalatıyla ülkeyi Avrupa’nın çöplüğü haline getirinde yine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıdır.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığının, yaptıkları sosyal konut projeleriyle konut ve kiralarda görülen artışı durdurduğu iddiası da koca bir yalandır. 2002’de nüfusun yüzde 73’ü kendi evinde otururken 2019’da bu oran yüzde 58,8’e inmiştir. Ev sahipliği değil kiracılık artmaktadır. AKP iktidarında yaşayacak konut, bir hak olmaktan çıkıp yatırım aracına dönüşürken hem konut fiyatları hem de kiralar aşırı yükselmektedir. Bir yanda küçük bir azınlık tapu üstüne tapu dizerken diğer yanda milyonlar aldığı maaş kadar kiray yatırmaktadır. 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İller Bankası üzerinden belediyelere verdiği hibe ve kredilerde ayrımcılık yapan bir bakanlıktır. 2021 Yılında yüzde 100 hibe verilen 191 belediye projesinden 188’i (yani yüzde 98,4’ü) Cumhur İttifakı ve kayyum belediyelerine aittir. 2019-2021 yılları arasında 994 belediyeye yaptığı 2.628 araç yardımının yüzde 97’si Cumhur İttifakı ve kayyum belediyelerine gönderilirken günlük masrafı 15 milyon lira olan saraya bile 5 araç alarak, halktan toplanan vergilerle oluşturulan bakanlık bütçesi iktidarın harcamaları için kullanılmıştır.

Aralıklı olarak çıkarılan imar afları devlete gelir kaynağı olarak görülürken, gerekli kontroller yapılmadan depreme karşı dayanıklılığı denetlenemeyen, pek çok hasarlı yapı para karşılığı bu bakanlık eliyle yasal statüye kavuşturulmuştur. 2018’de çıkarılan imar affıyla 7 milyon 86 bin kaçak yapı ruhsatlandırılmıştır.

1999-2022 arası toplanan 83 milyar 621 milyon 941 bin TL (yıllık ortalama kurla 38,2 milyar dolar) deprem vergisinin “deprem dirençli kentler” oluşturmak yerine duble yol, köprü vb yerlere harcanmasına yol verende bakanlıktır. Kentsel dönüşüm adı altında yapılan rantsal dönüşümler yargıya takılınca devreye riskli alan tespitini sokarak önce riskli alan ilan edip, sonrada kentsel dönüşüm adı altında rantsal dönüşüme başlayan yine bu bakanlıktır.

İnsanları en temel hakları olan sağlıklı bir çevre, ucuz insanca yaşanılabilir konut hakkından mahrum bırakan bir iktidarın şehircilik politikası emekçi halkı değil başta inşaat tekelleri olmak üzere enerji, sanayi ve maden şirketlerini korumaya hizmet etmektedir. Bu düzen değişmelidir.

Emek Partisi olarak emekçi halkımıza çağrımızdır

KYK yurt asansörlerinde gençlerimizin ölmediği,

Tarım ve ormanlık alanların maden, enerji ve inşaat şirketlerine peşkeş çekilmediği,

Ülkeyi Avrupa’nın çöplüğü haline getiren atık ithalatının durdurulduğu,

Depremlerde can vermeyeceğimiz, deprem dirençli kentlerin oluşturulması için kaynak ayrıldığı,

İnsanca yaşayacak sağlıklı sosyal konutlar için ucuz kredi ve kira koşullarının sağlandığı,

Bakanlık ve bağlı kuruluşların bütçesinin iç edilmediği bir ülke için mücadeleyi yükseltelim.

Sedat Başkavak

Genel Başkan Yardımcısı

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir