Baroların ‘Savunma Yürüyüşü’ başladı
İktidarın avukatlık yasasına ve baroların yapısına yönelik müdahale hazırlığına karşı, 80 baro başkanı bugün bulundukları illerden Ankara’ya doğru “Savunma Yürüyüşü”nü başlattı
AKP- MHP blokunun avukatlık yasasına ve baroların yapısına yönelik müdahale hazırlığına karşı, baro başkanları bugün bulundukları illerden Ankara’ya doğru “Savunma Yürüyüşü”nü başlattı.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Kartal’daki Anadolu Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasının ardından yürüyüşe başladı. Durakoğlu, İstanbul Tabip Odası ve Veteriner Hekimleri Derneğinin de destek verdiği açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşık bir ay önce avukatlık yasasının bazı hükümlerinin değiştirileceği sinyallerini verdiğini hatırlattı.
Türkiye’de ilk kez 80 baronun bir araya gelerek bu değişikliklere karşı olduğunu belirten Durakoğlu, “Mesleğimizin çok ciddi ve başka sorunlarının olduğunu, dolayısıyla bu teklifin geri çekilmesi gerektiğini, teklif geri çekildikten sonra müzakere edebileceğimizi, başka konular da olmak üzere hepsini kapsayacak Avukatlık Yasa Tasarısı hazırlanabilirse bu konuya katkı da verebileceğimizi, bunlar yapılmazsa eylemlilik sürecine gireceğimizi ilan etmiştik. Bugün de bu sürecin ilk parçası olan yürüyüşe geçiyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında bugün bu saatte baro başkanları Ankara’ya yürüyor. Bu eylemliliği ilan ettiğimiz çerçeve içerisinde de her gün biraz daha arttırarak devam edeceğiz” dedi.
“İHLALLERE SES ÇIKARMAYACAK BARO ARANIYOR”
Avukatlık yasa tasarısında yapılması düşünülen değişikliğin sadece avukatları ve baroları ilgilendirmediğine dikkat çeken Durakoğlu şunları söyledi:
“Birden fazla baronun getirilmesine ilişkin tasarı açık bir biçimde halkın hak arama özgürlüğüne getirilmiş bir sınırlamadır. Özellikle de insan haklarına yönelik olarak baroların yaptığı mücadeleyi geri itmeye dönük bir anlayıştır. Bu yine kadına karşı şiddet ve çocuk istismarları karşısında baroların verdiği mücadelenin etkisizleştirilmesi anlayışıdır. Ve bütün bu anlayışların ortaya çıkarabileceği sonuç netice itibariyle halka tesir eden bir sonuç olacaktır. Biz şimdi mücadelemizi aslında sadece kendimiz için, mesleğimiz için değil, onun ötesinde toplum için, halk için veriyoruz. Yani insan hakları ihlalleri olduğu zaman ona ses çıkarmayan baro aranıyor. Yani kadına karşı şiddet olduğunda onu duymayacak baro aranıyor. Yani çocuk istismar edildiğinde onun yanında durmayı beceremeyen baro aranıyor. Sarı baro aranıyor. Nazım bir dizesinde ‘yolculuk başlamaz yürek çağırmazsa’ diyor ya bu yolculuğumuz aslında basit bir yolculuk değil. Biz yürüyeceğiz belki ama inanıyorum ki bir yol açacağız aslında. Açabildiğimiz yoldan siyasal iktidar da gelebilirse eğer bizim gittiğimiz yer hukuk devletidir, yargı bağımsızlığıdır, savunmanın güvenliğidir, insanca yaşamaktır, onurlu yaşamaktır. İşte bunun için yürüyoruz.”