Akşener’den Erdoğan’a: Millete ‘sabret’ diyeceğine fantastik harcamalarını kıs
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” sözlerine yanıt verdi. Akşener, “Sayın Erdoğan; millete ‘sabret’ diyeceğine sen önce git 500 milyon dolarlık uçağını sat. Sarayın fantastik harcamalarını kıs” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Akşener açıklamasında, geçtiğimiz günlerde Saray’da düzenlenen Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” sözlerine yanıt verdi.
Akşener açıklamasında, “Sayın Erdoğan; millete ‘sabret’ diyeceğine sen önce git 500 milyon dolarlık uçağını sat. Sarayın fantastik harcamalarını kıs. Asıl sen önce biraz sabret. Ama edemezsin… İsrafa, lükse, şatafata, çok alıştın” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’a yönelik eleştirilerine devam eden Akşener, “Ballı ihaleye, yandaşa vergi affına gelince sabır yok, tenceresi kaynamayan analara, iş bulamayan gence gelince, siftah yapmadan dükkanını kapatan esnafa gelince ‘sabır’, bunları geçeceksin sayın Erdoğan. Cefayı bal eylemek millete, sefayı bal eylemek Saray’a… yok öyle yağma sayın Erdoğan” dedi.
“Doların yükselmesine aldırış etmeyen damat bakan 1 yılda doları frenleyebilmek için Merkez Bankası’ndaki dövizi satıp savdı” diyen Akşener, “Kayın pederinin övündüğü döviz rezervini eritti. Damat bakan eğer reklamlardan kalkıp gözünü dövize çevirseydi binlerce öğrencimize bilgisayar ve internet imkanı sunabilirdi” ifadelerini kullandı.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Hatay ve Kahramanmaraş’taki orman yangınları canımızı yaktı. Cennet doğamızı yakanları yüce Allah’a havale ediyorum. Bu işin arkasında hayata ve insana dair her şeye düşman olan terör örgütünün olduğuna dair şüpheler var. PKK’nın gerçek yüzünü bütün dünyaya göstermek en başta hükümetin işidir. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı trolleriyle bizi saldırıyorlar. Birçok elçimiz bir tweet bile atmamışlar.
Oysa bu alçaklık bütün dünyada yankılanmalıydı ama olmadı. Çünkü bunu yapmak için liyakat, devlet ciddiyeti, vatan sevgisi gerekir. Bu vesileyle vatan sevgisi gösterip alevlerle mücadele eden itfaiyelerimizi, orman işçilerini, sağlık görevlilerini tebrik ediyorum. Buradan iktidarı uyarıyorum milletimiz yangın felaketinin ardından rant felaketinden endişe duyuyor. O bölgelere dikilecek tek bir konutun, otelin vebali büyüktür. Bir an önce ağaçlandırma çalışmaları yapıp milletin endişelerini giderin.
“TÜRKİYE KURULACAK MASADA OLMALIDIR”
Moskova’daki ateşkes masasından kalktıktan birkaç saat sonra Gence’de sivillere saldıran bu gözü dünmüşlüğe bir son verilmeli. Artık Türkiye kurulacak bir masada olmalıdır. Sayın Aliyev, yaptığı açıklamada Türkiye’nin masada olmasını belirtmişti. Kardeşlerimizle olamamız gereken masa bizim için ar meselesidir. Daha haziran ayında Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosunu kaldıran Kanada, Ermeni diyasporasının baskısıyla yeniden ambargo uyguladı. Şüphesiz bundan sonra da başka masalar kurulacak. Türkiye, o masalarda kardeşiyle yan yana oturmalıdır. Bunu Azerbaycan’ın yanlık olmadığını dosta düşmana göstermek için yapmalıdır.
“500 MİLYON DOLARLIK UÇAĞINI SAT”
Ballı ihaleye, yandaşa vergi affına gelince sabır yok, tenceresi kaynamayan analara, iş bulamayan gence gelince, siftah yapmadan dükkanını kapatan esnafa gelince ‘sabır’, bunları geçeceksin sayın Erdoğan. Cefayı bal eylemek millete, sefayı bal eylemek Saray’a… yok öyle yağma sayın Erdoğan. Sen git sefa sürmeye devam et, gençlerimizin hayalleri yıkılsın, yok öyle yağma sayın Erdoğan.
Sayın Erdoğan; millete ‘sabret’ diyeceğine sen önce git 500 milyon dolarlık uçağını sat. Sarayın fantastik harcamalarını kıs. Asıl sen önce biraz sabret. Ama edemezsin… İsrafa, lükse, şatafata, çok alıştın.
“YANDAŞA VERGİ AFFI KOY, ESNAF KREDİ BORCU ALTINDA EZİLSİN”
Esnafın birine 7 bin birine 50 bin lira kredi verdiler. Neye göre verdiler belli değil. AK Parti kodamanlarının eşi dostu yardımlar da bile yukarı yazılıyor. Çiftçi mazotun, yemin gübrenin altında ezilsin, sen git, ithal malla elin çiftçisini zengin et. Yok öyle yağma sayın Erdoğan. O meşhur müteahhitlerden biri vergi affı aldı. Öncesinde yine ballı bir ihale aldı. Resmi Gazete’de yayınlanan vergi affı 9 milyar lira. Sen yandaşa vergi affı koy, sonra esnaf kredi borcu altında ezilsin. Yok öyle yağma sayın Erdoğan.
Millet sabrının sonuna geldi Sayın Erdoğan. Doların yükselmesine aldırış etmeyen damat bakan 1 yılda doları frenleyebilmek için Merkez Bankası’ndaki dövizi satıp savdı. Kayın pederinin övündüğü döviz rezervini eritti. Damat bakan eğer reklamlardan kalkıp gözünü dövize çevirseydi binlerce öğrencimize bilgisayar ve internet imkanı sunabilirdi. 1,5 milyon çocuk uzaktan eğitime erişemiyor. Çünkü bilgisayar ve interneti yok. Hiç değilse 1,5 milyon öğrencimize bedava internet ve bilgisayar verseydin fena mı olurdu.”
Aile ve Çalışma Bakanı 2 yılda 674,5 milyar lira emekli maaşı ödedi. Eliniz mecbur be. Sanki hayır yapmışlar. Bu millet 1 cente muhtaçken bile emekli maaşını ödedi. Siz ne kadar zamandır insanımızdan bu kadar uzaksınız? Utanır insan bunu söylemeye. Bu büyük millet yutkunmayı değil konuşmayı, yokluğu değil, mutluluğu hak ediyor. Bir yanda faizlerdeki, kurdaki artışlar, gün yüzü görmeyen esnafımız, KOBİ’lerimiz, sanayicilerimiz var. Diğer yandan tıkır tıkır dolarla parasını alan yandaşlar var. Bizim kürsümüz KOBİ’lerimize milletimize, sanayicilerimize açık. Ülkemizde 3 milyon 200 bin KOBİ var. İstihdamın 3’te 2’sini yaratıyorlar.
“KOBİ’LERİMİZ DÜNYA İLE REKABET EDEMEZ HALE GELDİ”
Bir iş yerinde sordum. İçerde 20 bin liralık mal kalmış. Bu kardeşimizin banka borcu ise 90 bin lira. Vergisini, SGK’sını bile ödeyememiş. Kapatacak mısınız diye sordum. “3 aile buradan ekmek yiyor. Dayanabileceğimiz kadar dayanacağız” dedi. Türk milleti darda kalana koşar, kimseyi aç ve açıkta bırakmaz. Bu millet ne varlığa sevinir ne yokluğa yerinir, mayasını alnının teri ile yoğurur. Bizim ticaret erbabımızı ihale muslukları kapanınca veryansın edenlerle bir tutmayınız. “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” demez. Siz bu vicdana hiç sahip olmadınız. Bir zamanlar dünyanın her yerine çatır çatır mal satan KOBİ’lerimiz dünya ile rekabet edemez hale geldi.
Yolsuzlukla, yoksullukla, yasaklarla mücadele edeceğim diye geldin, bir yüzüğüm var dedin, geride hayal kırıklığından başka bir şey bırakmadan gidiyorsun. Yazıktır. Bunu ben demiyorum, ilçe ilçe dolaştığım Anadolu kulağıma fısıldıyor.
Bir selam borcum da meydanlara. İstanbul ve Bursa il başkanlıklarımız bu hafta muhteşem bir işe imza attılar. İktidara medya sizinse meydanlar bizim dediler. Ama Bursa’da arkadaşlarımıza ekran koymaya müsaade etmemiş Vali bey. Eminim Ramazan başkanım konuşurken TRT bizim yayınımızı kesmiştir. Burası bizim değil ki sizin, benim konuşmamı kes be kardeşim ama Ramazan Kaya’nın konuşmasını kesmeye hakkın yok. Millet orada, bu kürsünün sahibi de millet millet! Kadıköy’e, Beşiktaş’a, Bursa’daki arkadaşlarıma da selam olsun.”