“AKP, MHP’siz kazanamaz”
“AKP, MHP’siz kazanamaz”
Murat Gezici ittifakı Cumhuriyet Gazetesinden Leyla Kılıç’a değerlendirdi.
Murat Gezici Cumhuriyet Gazetesinden Leyla Kılıç’a Yapmış olduğu değerlendirmede şu ifadelere yer verdi.
Fotoğraflar: Vedat Arık
AKP ve MHP’nin yerel seçimlerde de işbirliğine gideceğini açıklamasının ardından Gezici araştırma şirketi sahibi Murat Gezici ittifakı ve yerel seçim sürecini Cumhuriyet’e değerlendirdi. AKP’nin oy kaybetme nedenlerinin başında ekonomik sorunların geldiğini anlatan Gezici,“AKP’nin MHP olmadan İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli, Aydın, Muğla, Balıkesir ile Eskişehir gibi illeri alma şansı yok. AKP’nin tek başına alabileceği oy oranı yüzde 34-35 bandında. MHP ise oylarını yüzde 17 – 18’e çıkarmış durumda. O yüzden AKP, MHP ile işbirliği yapmak zorunda”dedi. Murat Gezici, ülke genelindeki Kürt seçmenin dini ve manevi duygularını tamamladığını düşünerek yüzde 65’inin ilk tercihinin AKP olduğunu, HDP’nin söylemleri nedeniyle ise oy vermediğini belirtti. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Gezici özetle şunları söyledi:
-AKP ile MHP arasında kopan iplerin ardından yeniden ittifakın sağlanmasının nedeni sizce nedir?
AKP’nin de oy oranının yüzde 40’ın altına düşmesi seçimi tek başına kazanamayacağı gösteriyor. Ekonomik sıkıntılar, terör sorununun çözüm bulmaması, eğitim sorununun devam etmesi, Suriyeli göçmenlerin giderek artması, işsizlik problemi, yargı ve hukukun işlemesi gerektiği gibi işlememesi gibi sorunlar AKP’nin oyunun düşmesine neden oldu. Bu sorunların devamlılığı AKP’yi yüzde 40’ın altında itiyor. AKP bu riski almamak için MHP ile işbirliği yapmak zorunda kaldı. AKP birçok dengeyi beraber götürmek zorunda olan bir parti. MHP ile Kürt seçmene yaklaşımları farklı. Özelilkle büyük şehirlerde AKP’nin oyu düşüyor. MHP’siz İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli, Aydın, Muğla, Balıkesir ile Eskişehir gibi illeri alma şansı yok. AKP’nin tek başına alabileceği oy oranı yüzde 34-35 bandında. MHP ise oylarını yüzde 17 – 18’e çıkarmış durumda.
Bu anlamda kritik oy oranına sahip olan MHP ile AKP arasında işbirliği kaçınılmazdı.Bu iki partinin şu anda toplam oy oranı ise yüzde 51-52 bandını oluşturuyor. AKP birçok dengeyi beraber götürmek zorunda olan bir parti. MHP ile Kürt seçmeni buna bir örnek. MHP’nin desteklediği ‘andımız’ meselesi de öyle. Cumhurbaşkanı Erdoğan andımız meselesinde verilen kararı neden eleştirdi? AKP’nin yerel seçime yönelik politikalarından biri buydu. MHP Türkçülük yaparsa benim Kürt seçmenim olumsuz etkilenir diye düşünüyor. Ancak geçen gün Rusya Devlet Başkanı Putin ile tanıttığı ‘Türk Akımı’ projesinin adının Türk olması kimseyi rahatsız etmedi. Aslında bu projede yerli ve milli hiç bir durum yokken ‘Türk’ ibaresi kullanılıyor. Türkiye’nin Rusya’dan Avrupa’ya doğalgaz aktaracağı bir projeye biz sadece lojistik destek sağlıyoruz. AKP, bir yandan MHP ile kaybettiği Kürt seçmeninin oyları andımız ile kazanmaya çalışırken bir yandan da Türk Akımı projesi ile Türkçülüğü vurguluyor.
-AKP’nin MHP ile ittifak yapması Kürt seçmeni etkiler mi?
Atlanmaması gereken bir gerçek, AKP ve MHP ittifakının İstanbul’daki Kürt seçmeni ürkütebileceği gerçeği. AKP burada stratejiyi doğru konumlandırmalı. AKP’ye oy veren Kürt seçmeninin Erdoğan’a olan bağlılığı konusunda bir sıkıntı bulunmuyor. Ancak MHP ile yapılacak olan ittifakın önemli bir oy değişimine sebep olacağı düşünülüyor. İttifakın özenli bir dil kullanması bu noktada çok önemli. Ülkenin genelinde Kürt seçmenin yüzde 65’i ilk tercih olarak AKP’ye oy veriyor. Muhafazakar Kürt seçmen HDP’nin marjinal dilinden dolayı oy vermiyor. HDP Türkiye partisi olma fırsatını değerlendiremedi.
-CHP ile İYİ Parti arasında da ittifak görüşmeleri yapılıyor. Bu ittifakı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeni cumhurbaşkanlığı sistemi yüzde 50 oy oranını zorunlu hale getirdi ve bu nedenle benzer çizgilerdeki siyasi partilerin bir araya gelme durumu ortaya çıktı. AKP ve MHP tabanı ile CHP ve İYİ Parti tabanının kendi içindeki birbirine yakınlığı ve geçişlerinin kuvvetli olması sebebiyle ittifaklar bir siyasi zorunluluk haline geldi. CHP-İYİ Parti cephesinde de bundan sonraki dönemde ittifak devam edecektir. Ancak İYİ Parti içinde ittifakı istemeyen yöneticiler var. Bu durum gelecekte parti içinde çatışmaları doğurabilir. CHP’nin HDP ile dirsek temasını kesmesi İYİ Parti için önemli. Çünkü HDP, İYİ Parti’nin kırmızı çizgisi. İYİ Parti Ankara’da ısrarcı da olsa CHP orayı veremez çünkü oy oranı Türkiye genelinde çok düşer. Mersin’i İYİ Parti’ye verebilirler. Doğu illerinden özellikle kayyım atamalarının yapılmış olduğu birkaç önemli ilde AKP lehine değişiklik yaşanabilir. Tunceli özelinde de CHP lehine bir belediye değişimi olabilir. Bunun yanı sıra İstanbul ve Ankara’da HDP seçmeninden iktidar bloğunun karşısındaki adaylara sonuçları etkileyebilecek oranda oy geçişi olabilir.
-Millet İttifakı seçim sürecinde nasıl bir yol izlemeli?
Millet İttifakı Muğla, Adana, Manisa ve Eskişehir’de doğru adaylar çıkaramazsa kazanamaz. Mevcut oylarının da altına düşerler. Eğer ki doğru adayla çıkarsalar İstanbul ve Ankara’yı da alabilirler. CHP her seçimde Türk milliyetçisi ve muhafazakar bir aday gösterirsem seçmeni kendime çekebilirim diye düşünüyor. Ancak bu bir tuzaktır. Metropol şehirlerde bu profilde aday çıkarırsa kaybeder ki CHP bunu her seçimde deneyen bir parti. Üsküdar’da bir müftüyü aday olarak göstermişti ve 40 bin seçmen sandığa gitmedi. Seçmenini küstürüyor. Seçmen ulaşılabilir ve şeffaf belediye ister, adayların hangisinin daha dindar olduğunu bilmesi onun için bir şey ifade etmez. Önce vatandaşın sorunlarını konuşmaları gerekiyor. Millet İttifakı’nın çerçevesinden bakılacak olursa ana propagandanın ekonomik kriz ve halk üzerindeki yansımaları ile hukuk ve demokrasi alanında meydana gelen sıkıntıların dile getirilmesi olmalı. Ayrıca dış politikada meydana gelen hataların ülkemizdeki yansımaları gibi hususlarda meydanlarda dile getirilecektir. CHP-İYİ Parti ve HDP’nin üçlü ittifak yapması merkez seçmeni olumsuz anlamda etkiler. Türkiye’nin böyle bir ittifaka henüz hazır olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
-Yerel seçimlerde HDP’nin rolü ne olacak?
Türkiye’de kendisini Kürt olarak tanımlayanların oranı yüzde 20’dir. Bu oranın yüzde 65’i halen AKP’ye oy verirken sadece yüzde 25’i HDP’ye oy veriyor. Geriye kalan kısım ise diğer partilere dağılıyor. Millet İttifakı, HDP seçmenini kazanabilmek için marjinal bir dil kullanıldığında merkez seçmeni ürküttüğü aynı zamanda AKP ve MHP’nin içinden de oy alamadığı görülüyor. HDP Türkiyeleşememiştir. Kendi tabanının ihtiyaçlarına karşılık veremiyor. Örneğin, seçmeninin büyük bir kısmı dindar ve muhafazakarken HDP, 7 Haziran seçim beyannamesinde iktidar olursak “Diyaneti kaldıracağız” dedi. Referandum yapsak topluma sorsak yüzde 95’i Diyanet kapatılmasın der. Ülkenin değerleri üzerinde siyaset yapması değil toplumun ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Bunu yapamadığı için HDP dar bir alana sıkışıyor. Kürtleri esasen temsil edemiyor. Dini ve manevi duygularını AKP’nin tamamladığı düşünen kürt seçmen oyunu AKP’ye veriyor.