Umarım ki Öyle Olur Özlemini Çektiğimiz Ana Muhalefeti Görmüş Oluruz Bizlerde!
Ülkemiz de uzun süredir tartışılmak da olan uğruna da ağır bedeller ödediğimiz ve hala da ödemeye devam ettiğimiz deli zırvası başkanlık sistemi adamın biri çıkmış diyor ki 400 vekil verin bu iş bitsin..
Şimdi Erdoğan’ın bu sözleri tartışılıyor: 400 milletvekillini verin ve bu iş huzur içinde çözülsün..
Eee halk sana güvenmedi de vermedi de ..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7 Haziran seçimleri öncesinde Gaziantep’te yaptığı konuşmada Çözüm sürecinin bitireceğinin sinyallerini de vermişti. HDP’nin oylarını artırdığını gören ve “Başkanlık” için 400 milletvekili isteyen Erdoğan’ın, “400 milletvekillini verin ve bu iş huzur içinde çözülsün” sözleri bir tehdit olarak algılanmıştı.
Seçim sonrasında yaşanan olaylar ve peşi sıra gelen şehit haberleri sonrasında Şehirlerin yerle bir olması,terör olaylarının yaşamımızın her alanına sıçraması bu günkü yaşadığımız Beyazıt olayı da bu dayatmanın bir ürünü olduğu ortaya çıkmış oldu..
Ölüm kokar oldu 14 yıldır ülkeyi yönetenler sayesin de çiçek kokan güzel ülkemde..
Bu deli saçması 14 yıldır Türkiyeyi yönetiyor..
Geldiğimiz nokta tam anlamı ile bir yıkım Abdül Hamide özenmiş tam anlamı ile bir Vahdettin kılıklı adam gezinip duruyor ortalık da önüne gelene tehditler savurup duruyor..
Söylediği şeylerin hiç birinin kıymeti harbiyesi yok..
7 haziran seçimlerin de beceriksiz davranan muhalefeti halk 1 Kasım da cezalandırdı size fırsat verdik hükumeti bile kuramadınız kendinizi gözden geçirin öyle gelin karşımıza dediler..
Tabi ki anlayana..
7 Haziran seçimleri sonrası hükümletin kurulmamasında baş aktör olan Devlet Bahçeli henüz görünen o ki bir ders çıkaramamış gözükmek de neredeyse Başkanlık sistemine denk gelecek partili Cumhurbaşkanı teklifi ile ortaya çıkı verdi.. Kesinlikle bu bir intihar girişimidir..
Kuvvetler ayrılığı ilkesi demokratik parlamenter sistemlerin olmaz sa olmazlarıdır.
Aksi bir durum zaten diktatörlüktür demokrasiden bahsetmek mümkün değildir..
Son dokunulmazlık oylamasın da Hayır oyu kullanan Ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ona yakın duran vekiller Parti için de ki çalkantıları ve yükselen karşı çıkışları görmüşler..
Bu durumu telafi edebilirler mi henüz bir şey söylemek için çok erken ama kıvılcımlar da çakmıyor değil..
Öncelikle şunu beyinlerimize ciddi bir şekilde kazımamız gerekir,”Bir şeye karşı çıkmakla karşı olmazsınız ancak karşı çıktığınız şeyin karşılığını ortaya koyar iseniz karşı olmuş olduğunuz şey işte o zaman anlaşılır..” CHP’nin karşı çıkmış olduğu ve karşı çıkmak da haklı olduğu çok şeyler vardır gelmiş olduğumuz bu noktaya kadar.. CHP’nin eksikliğini duyduğu şey karşı çıktığı şeyin karşılığını ortaya koyamaması idi. Bunun da toplum nezrinde CHP her şeye karşı çıkıyor izlenimi yaratıyordu ki tam anlamı ile doğru bir tespit bu çünkü CHP’liler kendini topluma anlatmak da oldukça zorlanıyorlar idi..
Son günler de ortalık da dolaşan bilgiler ve çıkan haberlere baktığımız da CHP yönetimi Yapılan eleştirileri anlayabilme cesareti göstermiş gibiler..
CHP’den AKP’ye karşı Anayasa hamlesi ..
CHP, AKP’nin anayasa teklifini yaz aylarında TBMM’ye getirmesi durumunda, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dayalı kendi taslağıyla karşılık verecek.
Düşüncesi bile mükemmel bunun..
CHP, yeni hükumetin başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığını öncelikleri arasında sıralayan açıklamaları ve MHP’deki gelişmeleri göz önüne alarak, aylardır sürdürdüğü parti tüzüğü çalışmalarını erteledi ve kendi anayasa taslağına öncelik verdi.
İşte CHP bu dedirttirebilecek cinsiden bir şey bu alışık olmadığımız bir tablo bu..
Aynı zaman da Kılıçdar oğluna da en büyük yanıt bu demek ki parti için de birileri konuştuğu zaman doğru çözüm odaklı hamleler yapılabiliyormuş..
CHP, AKP’nin anayasa teklifini yaz aylarında TBMM’ye getirmesi durumunda, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dayalı kendi taslağıyla karşılık verecek. CHP Genel Merkezinde 3 akademisyen, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve hukuk sorumlusu PM üyesi Sera Kadıgil’den oluşan komisyon, daha önce TBMM’de kurulan uzlaşma komisyonunun mutabık olduğu 60 maddeyi de alarak, akademisyenlerin yazdığı bölümlerle birleştiriyor.
Yazım işlemi tamamlandıktan sonra anayasa profesörleriyle bir kez daha değerlendirme yapılarak taslağa son şekli verilecek. CHP’nin önerilerini ay sonunda kamuoyuna açıklanması planlanıyor.
Yani artık CHP sadece karşı çıkmakla kalmayacak çözümlerini de ortaya koyacak..
Umut ediyorum ki daha başarılı çalışmalar için de olacaktır CHP çıkış ve hareket noktası bu olduğu sürece..
Cinsel Yönelim Vurgusu..
Partideki çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti, ‘laik, demokratik, özgürlükçü, hukukun üstünlüğüne dayalı, sosyal devlet’ olarak tanımlanıyor. Böylece mevcut Anayasadaki devletin 4 niteliği ‘özgürlükçülük’ ile 5’e çıkarılıyor. Anayasanın giriş metninde her tür ayrımcılık yasaklanırken ‘dil, din, ırk ve cinsel yönelim’ tanımları yer alıyor. Sosyal devlet boyutu güçlendirilirken, asgari ücretten vergi alınmaması, parasız eğitim ve parasız sağlık hakları düzenleniyor. Türkiye’nin temel ihtiyaçları göz önüne alınarak özgürlükler rejimi, yargı bağımsızlığı, etkin bir hukuk devleti ve güçlendirilmiş parlamenter demokrasi tanımlanıyor.
Bu noktadan hareketle yargı sil baştan yeniden ele alınıyor..
CHP, şu aralar taslağın yargı bölümünü oluşturuyor. Bu bölümde Anayasa Mahkemesi üzerindeki siyasi etkinin kaldırılması amacıyla üye ve başkanlarının hukukçular tarafından seçilmesi öneriliyor. Ayrıca ‘Hakimler Kurulu’ ve ‘Savcılar Kurulu’ olmak üzere iki kurul tanımlanırken, hakim ve savcı atamaları da liyakat esasına dayalı bir sisteme bağlanarak HSYK ve yürütmenin kontrolünden çıkarılıyor. Ayrıca kuvvetler ayrılığını güçlendirecek denetim mekanizması da taslakta yer alacak.
Henüz elde bir şey yok ama gördüğüm bir şey var ki CHP Yönetim kurulları bu kez gösterilen rengi kırmızıya doğru giden kartı görmüş..
Bu yöntemden hareketle yeni stratejiler geliştiren CHP hem iktidar olur aynı zamanda uçurumun kıyısına gelmiş Ülkemizi bu deli saçması AKP iktidarından kurtarır..
Sevgilerimle
Ramazan Yiğit /07.06.2016