Bir metrobüs şoförünün gönlünden kopanlar kaleme düştü, "Mürekkep Sızıntıları" oldu.
En zor mesleklerden biridir şoförlük. Hele de İstanbul'da. Her gün milyonlarca İstanbulluyu şehrin bir ucundan diğerine taşırsınız. Metrobüs şoförleri de bu yorucu tempodan en çok etkilenen kişilerdir.
Onun adı Atik Altınsoy. Metrobüs şoförü. Onu diğerlerinden ayıran çok önemli bir özellik var. O da Altınsoy'un aynı zamanda bir şair olması. Çocukluk yıllarında başlamış Altınsoy'un şiir ile irtibatı. Türkçe öğretmeni onu sürekli şiir yazmaya teşvik etmiş. O da sürekli yazmış. 30 yıllık birikimin sonunda bir metrobüs şairinin gönül sızıntıları "Mürekkep Sızıntıları" isimli bir kitaba dönüşmüş.
İETT'nin Edirnekapı'da bulunan garajında görüştük Altınsoy'la. Tıpkı bir şairde olması gerektiği gibi çok akıcı bir Türkçesi ve çok güzel bir gönlü var. Hakkında çıkan bir rapora şiir ile karşılık vermişliği de var, savaş sırasında Bosna'da küçücük bir Boşnak kızın yaşlı gözlerinden etkilenip şiir yazmışlığı da.
Altınsoy garaja zamanından önce girdiği bir gün hakkında çıkan rapora şiirle nasıl karşılık verdiğini şöyle anlatıyor:
"Bizde garaja erken girdiğimizde rapor çıkar. Öyle bir rapor çıktı. Ben de bu rapora bir dörtlük ile cevap verim dedim.
Yolcular tatile gitti
Kalanı da yolda bitti
Rüzgar da yardım etti
O gün iş erken bitti
Gereğinin yapılmasını arz ederim."
Altınsoy devam ediyor:
"Ayrıca bir de çift tatil istemek için müdürümüze gitmiştim. Müdürümüzün ismi Hacı Kurban İli'ydi. Herkes çift tatil istiyormuş. Ben de bir dörtlük yazarak gittim müdürümüzün yanına.
Hacı Kurban İli
Tatlandırmak istersen dili
Ver çift tatili
Yarın terkedeyim ili."
Altınsoy yorucu mesai süresinde bütün stresini akşam kağıt kalemle dertleşerek azalttığını söylüyor. Onun en sevdiği şair ise Necip Fazıl Kısakürek.
Altınsoy'un şimdilerde en büyük hedefi ise 2 yıl sonra gelecek emekliliğinden sonra yeni şiir kitapları çıkarmak.