Usta sanatçı Edip Akbayram’a veda: ‘Seni saklayacağım baba…’

https://askidafatura.ibb.gov.tr/

“Güzel Günler Göreceğiz”, “Hasretinle Yandı Gönlüm” ve “Aldırma Gönül” gibi şarkılarıyla sevenlerinin gönlünde taht kuran usta sanatçı Edip Akbayram, 75 yaşında hayata gözlerini yumdu. Akbayram için Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konsere Salonu’nda veda töreni düzenlendi. Ailesi, dostları, sanatçılar, sevenleri Akbayram’ı alkışlarla uğurladı.

Türk müziğinin usta ismi Edip Akbayram tedavi gördüğü hastanede 75 yaşında hayatını kaybetti. Akbayram, yataktan düşme sonucu iç kanama şüphesiyle yaklaşık iki aydır hastanede tedavi görüyordu.

Akbayram için Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda veda töreni düzenlendi.

Törene, müzisyenin ailesinin yanı sıra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zülfü Livaneli, MESAM Başkanı Recep Ergül, DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, müzisyenler Sadık Gürbüz, Suavi, Ferhat Göçer, Kubat, tiyatro sanatçı Orhan Aydın ve ressam Bedri Baykam’ın da aralarında bulunduğu sanat ve siyaset dünyasından çok sayıda isim katıldı.

Kürsüye çıkan Zülfü Livaneli, şu ifadeleri kullandı:

“Çok hüzünlü bir törendeyiz, inanamıyoruz… Yıllardır Türkiye’ye katkısı olan, ülkenin harcına mayasına karışmış bir insanın kaybını kolay kolay kabul edemiyoruz. Ve ona olan saygımızı, sevgimizi bir kez daha göstermek üzere onu uğurlamak için buraya geldik. Edip Akbayram’ı çeşitli yönleriyle anlatmak mümkün. 

Bir kere adı gibi insandı. Edip, “Edepli, terbiyeli, güzel söz söyleyen” demektir. Hakkikaten adına yakışır bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz. Böyle insanlar, namuslu yaşadılar ve namuslu gidiyorlar… 

Hiçbir lekesi olmadı, gölge düşmedi ona… Polislerin lincine uğradı, TRT yasaklamaları, bir takım kötü yayınlar, hakaretler… İnsan bunu düşünüyor bu ülkemizde bu kadar ne oluyor böyle. Milyonlarca güzel insana rağmen bir de karanlık var. Bu karanlık yıllardan beri devam eder gelir? Niye bu ülke kendi evladına, sanatçısına TRT’sini, radyosunu, televizyonunu yasaklar? Bu ülkenin polisi türkülerini dinleyip coşacağı sanatçıları döver, linç eder? Niye Sivas’ta bu kadar canımız yakılır? 

Edip hayatının her günü mücadele etti. Her gün yüreğindeki dürüst tavrı, hem sanatıyla hem yaşamıyla hem de sözünü hiç esirgemeden söyledi. Bunun sonu ne olur diye düşünmedi. Belki ailesine çok büyük servetler bırakmadı. Halkın sanatçıları zaten bırakamaz. Ama halkın gönlünde öyle bir sevgi  bıraktı ki bu sevgi de hiçbir hazineyle ölçülemez…”

“SENİ SAKLAYACAĞIM BABA…”

Veda töreninde kürsüye çıkarak konuşma yapan Edip Akbayram’ın kızı Türkü Akbayram, şöyle konuştu:

“Çoğunuzun Edip abisi ama benim babam. Canıma can katan, yoluma inanılmaz bir ışık tutan… Ne söylesem onun bu ülkeye kattığı değerden anlamlı olmayacak, eksik kalacak. Onun zarafeti, yüreğini anlatmaya yetmeyecek. Doğduğu andan itibaren hayatı direniş ve mücadeleyle geçen bir ömür… İlkeleri, dimdik duruşu, sarsılmaz devrimci Atatürkçü kimliğiyle bu ülkeye bir Edip Akbayram geldi, ama asla geçmeyecek. Babam birimizin memleket hasretinde, birimizin sevdasında, birimizin kavgasında, birimizin umudunda hep yaşayacak. Seni saklayacağım baba, önce kendim için, sonra herkes için seni sesimde yaşatacağım. Bir evlat olarak ömrüm boyunca seninle gurur duydum, seninle gurur duymaya devam edeceğim. Hoşça kal babacığım.”

“ZAMANSIZ SANATÇILAR VARDIR…”

İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatın her evresinde, heyecan duymak istediğinde, sevdasını hissetmek istediğinde ya da bir haksızlığa karşı kendini güçlü hissetmek istediğinde, ya da hak mücadelesi veren insanların onurlu duruşunda, mücadelesinde öyle güçlü bir ses çıkardı ki insanların tüylerini diken diken ederdi. Bu ülkenin onurlu, vicdanlı ve ülkesini çok seven bir insan olması, aynı zamanda bu halkın istekleri, duyguları, düşünceleri, türkü olup, hepimizin ruhuna işleyen o sesinden, milyonların hayatına dokundu. Açıkçası, sesi gibi yüreği de güzel bir insandı. Tanımaktan da onur duyduğum ve her zaman insandan, sevgiden, eşitlikten yana, onurlu duruşundan da taviz vermedi Edip Akbayram.

Edip Akbayram’ın ismini yaşatmak elbette boynumuzun borcudur ve bunu mutlaka en güzel şekilde var edeceğiz. Zaten duygularımızda yaşayacak olan Edip Akbayram’a, borcumuzu ödeyeceğiz, ödemek için uğraşacağız.

Tabii, zamansız sanatçılar vardır. Zamanı geçmez hiçbir zaman. Edip Akbayram öyle bir insan. Zamansız sanatçılar, ama aynı zamanda bir de cesaretiyle var olan sanatçılar vardır. Cesurdurlar. Her koşulda konuşurlar, her koşulda sesini çıkartırlar ve insanlar sessiz, sükun içinde kaldıkları bir ortamda onun sesiyle ayağa dikilirler ve aslında var olan ama göstermekten çekindikleri cesaretini daha yürekli bir biçimde gösterirler.

“CESARETİ VE SESİ HER DAİM YAŞAYACAK”

Ne yazık ki ülkemizin cesur duruşa, cesarete, kendi içindeki savunmalara ya da kötülüklere karşı bu tür duruşlara sıklıkla ihtiyaç duyulmakta. O bakımdan ihtiyaç duyulduğu anda sesini duyduğumuzda bize hissettirdiği cesaret bakımından çok az sanatçılardan birisiydi Edip Akbayram.

Eminim toplumda cesur sanatçılar, cesur duruşlu insanlar hep var olacaktır. Ama Edip Akbayram’ın o zamansız ve her zaman yanımızda olacak olan cesareti ve sesi her daim yaşayacaktır. Bu toprakların en güzel türküleri, onun sesiyle nesilden nesile aktarılmaya devam edecektir.”

Törenin ardından Akbayram’ın cenazesi, Teşvikiye Camii’nde öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecek.

EDİP AKBAYRAM KİMDİR?

Usta sanatçı, 29 Aralık 1950 tarihinde Gaziantep’te dünyaya geldi. Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalanan Akbayram, çocukluğunu hastalığın pençesinde geçirdi. Ancak müziğe olan tutkusu da o yıllarda başladı.

Müzik kariyerine Gaziantep’te başlayan ve bir süre orada devam eden Akbayram’ın ikinci durağı ve sahneye çıktığı şehir ise Adana oldu.

Akbayram, 1968 yılında liseyi bitirmesinin ardından İstanbul’a giderek, doktor olma hayali için sınavlara girdi ve diş hekimliği bölümünü kazandı.

Diş hekimliği bölümü ile müzik arasında seçim yapmak zorunda kalan Akbayram, müziği seçerek 1971 yılında Altın Mikrofon Yarışması’na katıldı. Usta sanatçı, yarışmada, Aşık Veysel’in şiirinden esinlenerek hayata geçirdiği ilk bestesi olan “Kükredi Çimenler” ile birinci oldu.

Dostlar Orkestrası’nı 1974 yılında kuran Akbayram, Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri oldu.

“Kara Kuzu”, “Deniz Üstü Köpürür” ve “Garip” adlı eserleri hafızalara kazınan, “Aldırma Gönül” ve “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlı parçalarıyla satış rekorları kıran usta sanatçı, geniş bir hayran kitlesi kazandı.

Aldığı ödüllerin arasına Altın Plak’ı da yazdıran sanatçının 250’ye yakın ödülü bulunuyor.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir