İmamoğlu, Baktılar ki bizim milletimize hizmetkar olma azmimiz, bunların iftiralarıdan ve tuzaklarından daha güçlü Şaşkına döndüler
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece halk buluşmasında konuştu. “İstanbul’un gündemi hayat pahalılığı” diyen İmamoğlu, “Bakanları işlerini, güçlerini bıraktılar, İstanbul’a dadandılar. Millet sizi, İstanbul seçiminde Ekrem’in ve İstanbulluların aleyhine çalışma yapın diye seçmedi. Memleketi batırdılar. 2023’te bu millet size oy verdi. Kabul ediyoruz. Ama siz bu işleri düzeltin diye, oy verdi. Ama ne yaptılar? Daha kötü yaptılar. Bugün daha kötü bir ekonomiyle karşı karşıyayız. Ama biz ne yapıyoruz? Ben her gün bir açılış yapıyorum. Sizin engellerinizi birer birer aştık. Kurduğunuz tuzakları teker teker bozduk. Baktılar ki bizim İstanbullulara hizmet aşkımız, bunların hile ve ortaya koydukları kötülüklerden daha güçlü; baktılar ki bizim milletimize hizmetkar olma azmimiz, bunların iftiralarından ve tuzaklarından daha güçlü; şaşkına döndüler. Aklı sıra beni yıldıracaklardı. Ben yılmam, yıldırırım” dedi.
HABER ETKİN – HABER MERKEZİ / KÜÇÜKÇEKMECE – İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Milletvekili Türkan Elçi ve Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ile gerçekleştirdiği semt pazarı ziyaretinin ardından, seçim otobüsüyle ilçe turu yaptı. Vatandaşlar, yol boyunca büyük ilgiyle karşıladıkları İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. Bazı noktalarda otobüsün önünü kesen kalabalıklara kısa konuşmalar yapan İmamoğlu, halk buluşması öncesinde de Küçükçekmece Belediyesi Fevzi Çakmak Emekliler Lokali açılışına da katıldı. Açılışın ardından Fevzi Çakmak Mahallesi’ne geçen İmamoğlu ve Çebi, meydanı hınca hınç dolduran coşkulu kalabalığa hitap etti.
“BU TEHDİTLERE PABUÇ BIRAKMAYIN”
Vatandaşların marteniçka bileklik hediye ettiği İmamoğlu, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:
“Bizim meydanlarımızda sevgi var. Biz bir aileyiz. Her siyasi görüşten, her etnik kökenden, her inançtan hep beraber buluştuk, buluşmaya devam ediyoruz. Sizlerle çok mutlu oluyoruz. İyi ki varsınız. Sizlerin enerjisi, duası, sevgisi her türlü musibeti bizim başımızdan uzak tutmaya yeter. (Alanda bulunan bazı dövizleri okudu.) ‘Bir Zaza’nın soğanı sevdiği kadar seviyoruz seni Eko Başkan.’ Çok tatlısın güzel abim ya. ‘Burası Küçükçekmece, İstanbul’u tanımayanlara oy yok’ diyor. ‘Yok bu işin sağı, solu, aklın yolu İmamoğlu.’ Teşekkür ederim. İnşallah bu güzel duygularınıza ben layık oldum, olmaya devam edeceğim. Bir süre önce sizi tehdit eden biri vardı. Biliyorsunuz değil mi? ‘Oy verirseniz hizmet yaparım. Oya göre iş yaparım’ dedi. Dedi mi? Ben ne dedim? ‘Bakın; bu tehditlere aldırış etmeyin. Bu tehditlere pabuç bırakmayın’ dedim. ‘Çünkü, o sizden korkuyor’ dedim, korkuyor. O sizi, onun için tehdit ediyor. Ne oldu? Bakın ne oldu? Hemen sözleri değişti, farkında mısınız? Hizaya gelindi.”
“BU MİLLETE EFELİK YAPMA DEVRİ, 29 EKİM 1923’TE BİTTİ”
“En tepeden tırnağa, kamu yöneticisi, bu milletin hizasında durmak mecburiyetindedir. Millete efelik yapmayacaksın. Bu millete efelik yapma devri, 29 Ekim 1923’te bitti. Bitti kardeşim. Bu memlekette Cumhuriyet var. Bu memlekette demokrasi var. Bu millet, kendisine efelik yapanı sevmez. Bakın bu millet, mutlaka ve mutlaka haddini bildirir. Demokrasinin en güzel had bildirme yeri neresi? Sandık. Öyle değil mi? Onun için bu milletin hizasına geldi. Bakalım kaç gün tahammül edecek. Bakalım kaç gün dişini sıkacak. Huylu huyundan vazgeçmez. Bugün, enflasyonu açıkladı bir kuruluş. Yüzde 130’a yakın enflasyon rakamları var artık bu ülkede. Üç haneli. Bu milletin cebindeki parayı pul ediyor. Bu milleti fakirleştiriyor. Bunun sebebi ne biliyor musunuz? Aklın ve bilimin dışında davranırsan, liyakatli insanlara işini emanet etmezsen, ekonomi politikaları çöker. Bakın; ağır bir faiz yükü ve döviz karşısında her gün değer kaybeden Türk Lirası sorunuyla uğraşıyoruz. Paramız pul oldu. Sevgili dostlar; en büyük paramız 200 lira değil mi? Bakın; 200 lira 14 sene önce 130 dolar alıyordu. Şu anda 6 dolar alabiliyor.”
“ÇIKTIK BU GERÇEKLERİ MEYDANLARDA KONUŞTUK, TARTIŞTIK”
“Bu milletin evlatları, kötü ekonomik koşullarda geçim sıkıntısı yaşıyor. En önemlisi, çok ağır bir hayat pahalılığı altında eziliyoruz. Başta emeklilerimiz olmak üzere, milyonlarca aile Cumhuriyet tarihinin en sefil ekonomik koşullarına mahkum edilmiştir. Emekli için istenen bir maaş artışında ise, hemen kıyamet kopardı. Doğru değil mi? Neymiş efendim? ‘7 bin lira verirsek 1,4 trilyon lira yük olur. 10 bin lira verirsek, 1,9 trilyon lira yük olurmuş’ dedi. Doğru mu? Zaten bütçeye yük, hep nedense bu emeklilere verilince aklına geliyor. Başka koşullarda aklına gelmiyor. Bu kural hiç değişmedi yıllardır. İhtiyaç sahipleri ne zaman, ‘Biraz zam alayım da yüzüm gülsün’ dese hep, ‘Dur; sen yüksün.’ Böyle dediler mi? Böyle dediler. Biz ne yaptık? Çıktık bu gerçekleri meydanlarda konuştuk, tartıştık. Size anlattık, anlatacağız.”
“3 GÜNDE TAVRI DEĞİŞTİ”
“Niye anlatıyorum bunları biliyor musunuz? Onları kendine getirmek için anlatıyorum. Bunları boş bıraktın mı sabah kalkıyorlar Ekrem İmamoğlu; öğlen Ekrem İmamoğlu; akşam Ekrem İmamoğlu. Başka bir şey yok. Aşağı Ekrem İmamoğlu, yukarı Ekrem İmamoğlu. Ben de ona gerçek görevini hatırlatıyorum. ‘Elinin tersiyle emeklilerin sıkıntısını itemezsin’ dedik. Bu insanlar, bu yaşta ucuz ekmek, ucuz gıda kuyruklarına sabah ezanı vakti giriyor mu? Saatlerce sıra bekliyor mu? Bunu görmezden gelemezsin kardeşim. Onun için 3 günde tavrı değişti farkında mısınız? ‘Yük’ dediği emekliye, bugün okuduğum haberler doğruysa, bayramda 10 bin lira ikramiye verecekmiş. İnşallah verir, versin. Ama seyyanen zam konusunu da atlatamaz. Emeklinin ihtiyacı olan zammı da verecek. Gücünüzü bilin istedim. Milletin gücü hem oy üzerinden yaptığı efeliği yendi hem de ‘yük’ diye tabir ettiği milyonlarca insana istemese de zamlı ikramiye vermek zorunda kalacak. Rahmetli dedem çok güzel bir söz söylemişti çocukluğumda. ‘Oğlum, makamın büyüdükçe boynun eğilecek’ dedi. Bu anlayış, makamı büyüdükçe milletine yukarıdan bakmayı kendine yol biçmiş. Boynunu bükmezsen, bu millet o boynu bükmeyi bilir kardeşim, bilir.”
“NE BU İLÇELER İLÇESİNİ UNUTANLARI KABUL EDER, NE BU ŞEHİR İTHAL ADAY KABUL EDER”
Rakibi Murat Kurum’un daha önce katıldığı bir programda Küçükçekmece ile Büyükçekmece’yi karıştırmasına gönderme yapan İmamoğlu, “Küçükçekmece’yi seviyorum. Çünkü benim hayatım buralarda geçti. İlçelerin ismini bırak karıştırmayı, Küçükçekmece’yi mahalle mahalle bilirim. Ne bu ilçeler ilçesini unutanları kabul eder, ne bu şehir ithal aday kabul eder” dedi. Küçükçekmece’den geçecek Sefaköy-Beylikdüzü metro hattının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılmayan imza ile engellendiğini hatırlatan İmamoğlu, “O imzayı tam 1,5 yıldır atmıyor. Bu millet, o imzayı da attıracak. Hiç boşuna direnmesin. Nasıl attıracak biliyor musunuz? 31 Mart’ta bize vereceğiniz oy katlanacak, 2 hafta içinde o imza atılacak göreceksiniz. Millete hizmeti, bir ülkenin başındaki yönetici engelleyebilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Bakın; desem ki bugün, ‘Kanal İstanbul’u yapalım’, ne var, ne yok her şeyi bir günde imzalar çatır çutur. Ama buradan söyleyeyim: Sen o işi unut kardeşim. Kanal İstanbul’u unut. Bu milletin geleceğini yok edecek böyle bir rant projesine, bu millet evet demeyecek.”
“MADEM ÖYLE İDDİALISIN; ÇIK KAMERALARIN KARŞISINA DE Kİ, “KANAL İSTANBUL YA-PIL-MA-YA-CAK.’”
“Bu konuda en çok rakibimin cevaplarına gülüyorum” diyen İmamoğlu, “Neymiş? İstanbul’un gündeminde olmayan konu, onun da gündeminde olmazmış. Açıkçası en doğru kurduğu uzun cümle de bu. Gündemini sen belirleyemiyorsun ki? Senin böyle bir yetkin yok. İstanbul’da, reklamlarında, senden çok başkalarının fotoğrafları var. Senin gündemini de o belirliyor. Madem öyle iddialısın; çık kameraların karşısına de ki, “Kanal İstanbul ya-pıl-ma-ya-cak.’ Diyebilir mi? Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olmayanlar, kendi gündemini belirleyemez de ondan diyemez. Bir kişi ne diyorsa, onu yapmaya mahkumdur. 16 milyon İstanbullu ne derse desin, onun bir kişinin ağzına bakacağını biliyoruz” şeklinde konuştu.
“BAKANLAR İSTANBUL’A DADANDI”
“İstanbul’un gündemi hayat pahalılığı” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Hayat pahalılığını gündemlerine alsın. Bakanları işinden koparıp, İstanbul’a siyaset yapmaya yollamasınlar. Hepsi işlerini, güçlerini bıraktılar, İstanbul’a dadandılar. Ya bırakın İstanbul’u İstanbulluya, gidin asıl işlerinize bakın. Millet sizi, İstanbul seçiminde Ekrem’in ve İstanbulluların aleyhine çalışma yapsın diye seçmedi. Memleketi batırdılar. 2023’te bu millet size oy verdi. Kabul ediyoruz. Ama siz bu işleri düzeltin diye, oy verdi. Ama ne yaptılar? Daha kötü yaptılar. Bugün daha kötü bir ekonomiyle karşı karşıyayız. Ama biz ne yapıyoruz? Ben her gün bir açılış yapıyorum. Sizin engellerinizi birer birer aştık. Kurduğunuz tuzakları teker teker bozduk. Baktılar ki bizim İstanbullulara hizmet aşkımız, bunların hile ve ortaya koydukları kötülüklerden daha güçlü; baktılar ki bizim milletimize hizmetkar olma azmimiz, bunların iftiralarından ve tuzaklarından daha güçlü; şaşkına döndüler. Aklı sıra beni yıldıracaklardı. Ben yılmam, yıldırırım.”
“SİZ BİZİ BİR DE GÜÇLÜ BİR HALK MECLİSİYLE GÖRÜN. ASIL HİZMET O ZAMAN BAŞLAYACAK”
“Adaylarıyla ilgili fazla konuşmayacağım. Vallahi ne dediğini ben de anlamıyorum. Arkadaşlarım bazen diyorlar ki, ‘Bazı konuşmaları var işte bunu dinleseniz mi falan…’ Dinlemek bile istemiyorum. Tuhaf konuşmalar yapıyor. Allah yardımcısı olsun. Tuhaf konuşmalardan sonra, o da kendine gülüyor. İşin garip tarafı da o. Bakın onlara bir hatırlatma yapayım. Milletimiz notunu sessizce veriyor. Sonra da seçimde o notu ne yapacak? Oy pusulasının altına o mührü basacak. 31 Mart akşamı notlarına görecekler. Ne yapacağız? Büyükşehir Belediyesi seçiminde Ekrem İmamoğlu isminin altında mührünüzü görecek miyiz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde, yine Cumhuriyet Halk Partisi Küçükçekmece Meclis listesinin altında mührünüzü görecek miyiz? Küçükçekmece Belediye Başkanlığı seçiminde, Kemal Çebi isminin altına mührü basacak mıyız? Siz bizi bir de güçlü bir halk meclisiyle görün. Asıl hizmet o zaman başlayacak.”