Türkiye’de Mart ayında 28 kadın erkekler tarafından katledildi
Türkiye’de Mart ayında 28 kadın erkekler tarafından katledildi. 19 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Katledilen kadınların 7’si kendi hayatlarına dair karar almak isterken öldürüldü.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Mart ayı raporuna göre, 28 kadın erkekler tarafından katledildi, 19 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 28 kadından 20’sinin ‘hangi bahaneyle’ öldürüldüğü tespit edilemezken, 1’i ekonomik, 7’si de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.
Rapora göre, Mart ayında öldürülen 28 kadının 13’ü evli olduğu erkek, 4’ü tanıdık birisi, 3’ü birlikte olduğu erkek, 3’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si akraba, 2’si kardeşi, 1’i eskiden birlikte olduğu erkek tarafından öldürüldü.
KADINLAR EN ÇOK EVLERİNDE ÖLDÜRÜLDÜ
Kadınların 18’i evinde, 6’sı sokakta, 1’i ıssız yerde, 1’i arazide, 1’i arabada, 1’i parkta öldürüldü. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 64’ü evlerinde öldürüldü.
14’ü ateşli silahlarla, 9’u kesici aletle, 3’ü boğularak, 1’i yakılarak öldürüldü. Bir kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilemedi.
“KARARI GERİ ÇEK, SÖZLEŞMEYİ UYGULA”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle ilgili raporda yaptığı açıklamada ise şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de kadınlar vahşice öldürülmeye, şiddet görmeye devam ederken, eşitsizlik ve ayrımcılık bu kadar derinken yıllardır uygulanması için mücadele verdiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden imza geri çekildi. İstanbul Sözleşmesi, tam ve etkin uygulandığında kadınların eşit ve özgür yaşamasını sağlayacak kadın kurtuluş mücadelesinin en büyük kazanımlarından biridir.
Temmuz ayından beri “eşcinsellik özendiriliyor, değerlerimiz yok sayılıyor” diyerek İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açılmıştı. Şimdi ise siyasi iktidar LGBTİQ+’lara yönelik ayrımcılık yaparak toplumu kutuplaştırma siyaseti izliyor. Bu kutuplaştırmayı da İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekerek yapmaya çalışıyor. Ancak yapılan araştırmalardan da görülüyor ki toplumun sadece çok küçük bir kesimi bu kararı onaylıyor. Zannedildiği gibi toplumun eğilimlerinin eşitsizlik ve ayrımcılık yönünde olmadığı görülüyor. Ancak bu ayrımcı politikalar LGBTİQ+ların şiddet görmesinin önünü açıyor.
Bu ay İzmir’de, cansız bedeni dairesindeki çekyat içinde, battaniyeye sarılı halde bulunan trans kadın Miraş Güneş’in, kafasına sert bir cisimle vurularak öldürüldüğü belirlendi. Faili ise hala bulunmadı. Öldürülen kadın trans ise failinin bile bulunmadığı, adaletin sağlanmadığı bir süreç ile karşılaşıyoruz. Bu olayın ardından, Aydın’da Fırat Delikanlı olarak bilinen Fırat Kaya, E.E.’ye eşcinsel olması bahanesiyle ağır şiddet uyguladıktan sonra görüntüleri sosyal medyadan paylaştı. Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi sebebiyle şiddete ve ayrımcılığa maruz kalan LGBTİQ+’ları hedef gösterenler suça ortaktır.
Kadın cinayetleri görmezden gelindiği yıllarda her ay yayınladığımız kadın cinayeti raporu gerçeği açığa çıkarma mücadelemizin önemli bir parçası olmuştu. Bununla birlikte kadın kurtuluş mücadelesini toplumun her kesimiyle birlikte sistemli bir şekilde büyüttük. Şimdi ise yok sayılan LGBTİQ+’lara yönelik ayrımcılığı açığa çıkarmak için kararlı bir şekilde mücadele edeceğiz.”