Maçoğlu ve Baş’tan yerel seçim mesajı: ‘Sorumluluk sosyalistlerde, hep birlikte başarabiliriz!’

Example HTML page

Fatih Mehmet Maçoğlu ve Erkan Baş, yaklaşan yerel seçimleri “sosyalist yerel yönetimlerin güçlenmesi” ekseninden değerlendirdi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş’ın, partisinin Hatay Milletvekili Can Atalay ve Gezi tutsaklarının hukuksuz şekilde tahliye edilmemesine karşı Hatay’dan başlattığı Özgürlük Yürüyüşü’nün 26. Gününe Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu da katıldı. Yerel seçimlere ilişkin konuşan Baş ve Maçoğlu, sorumluluğun sosyalistlerde olduğunu vurgulayarak “Hep birlikte başarabiliriz” mesajı verdi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Özgürlük Yürüyüşü’nün 26. gününde Ahiboz’dan Gölbaşı merkezine yürüdü. “Yerel yönetimlere özgürlük ve halkın her düzeyde yönetime katılması” için yürüyen Erkan Baş’a, çok sayıda belediye başkanı, belediye meclis üyesi, muhtar ve belediye emekçisinin yanısıra Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu da eşlik etti.

Yürüyüşe ikinci kez dahil olan Dersim Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş, güncel siyasi gündemler ve yaklaşan yerel seçimlerle ilgili değerlendirmelerini İleri Haber’e yapmış oldukları açıklamada;

Baş, haksız yere tutuklu bulunan Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından verilen “hak ihlali” kararının geç verilmiş olduğunu vurguladı. Cezaevinde halen haksız yere tutulan çok sayıda siyasi tutsağın bulunduğunu belirten Baş, Atalay hakkındaki kararın Hatay halkının ve milyonca yurttaşın kararlı duruşu sayesinde alındığını söyledi.

Maçoğlu’na ziyareti için teşekkür eden Baş, “Türkiye’de emekçilerin, yoksulların, halkın iyi günler için kimseye muhtaç olmadığı, kendi öz gücüne güvenerek kendi belediyelerini yaratabileceği bir süreci hep birlikte başaracağımızı umuyorum” ifadelerini kullandı.

Maçoğlu ise insan hayatının değersizleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde sosyalistlere büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı. Sosyalist yerel yönetimlerin güçlenmesinin ve sosyalist programın yaygınlaşmasının önemine dikkat çeken Maçoğlu, “Bir araya geleceğimiz, birlikte çalışacağımız yerel yönetim çalışması bu ülke için çok önemli” şeklinde konuştu.

‘ATALAY DERHAL TAHLİYE EDİLMELİ’

Baş ve Maçoğlu’nun açıklamaları şu şekilde:

Bugün Özgürlük Yürüyüşü’nün 26’ıncı günündeyiz. Dün AYM Can Atalay hakkında hak ihlali kararı verdi. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Erkan Baş: İlk söylenmesi gereken şey, geç kalmış bir karar olduğu. Zaten Gezi Davası politik bir davaydı, iktidarın toplumu susturma davalarından bir tanesiydi. Ordaki haksız tutukluluk. Özel olarak Can Atalay bahsinde ise, biz 5,5 aydır, 14 Mayıs’tan bu yana haksız biçimde cezaevinde tutulduğunu defalarca kez söyledik. Geciktirildi, geciktirildi, geciktirildi ama esas olarak Hatay halkının, Türkiye’deki milyonlarca yurttaşın kararlı duruşu sayesinde nihayetinde bu karar verilmiş oldu. Biz artık adaletin daha fazla gecikmemesi, Can Atalay’ın derhal tahliye edilmesi gerektiğini düşündüğümüz bir aşamadayız. Şöyle de okumadığımızı açıkça söylemem lazım, bu kararla birlikte artık Türkiye adaletin tecelli ettiği bir ülke haline falan gelmedi. Hala Türkiye’de haksız yere, hukuksuz şekilde cezaevinde tutulan binlerce, on binlerce arkadaşımız var. Türkiye’de hala en önemli gündem maddelerimizden birisi adalet ve özgürlük mücadelesi olmaya devam ediyor. Bizim amacımız, beklentimiz, hedefimiz, sevgili yoldaşımız Can’ın da katılımıyla hem adalet mücadelesini hem özgürlük mücadelesini hep beraber daha güçlü hale getirmektir.

‘SOSYALİSTLER, KOMÜNİSTLER BU GİDİŞATA ‘DUR’ DEMELİ’

Sayın Maçoğlu, sosyalist bir belediye başkanı olarak TİP Genel Başkanı Erkan Başın başlattığı özgürlük yürüyüşünde sizi ikinci kez görüyoruz. Yerel seçimler de yaklaşıyor. Sosyalistler olarak önümüzdeki yerel seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Somut bir hedefiniz var mı?

Fatih Mehmet Maçoğlu: Öncelikle teşekkür ediyorum, sayın başkana da teşekkür ediyorum.  Gerçekten de çok uzun ve mücadeleyle dolu bir yürüyüş. Türkiye’deki milyonların da dikkatini buraya çekti. Bunu da demokrasi ve özgürlük için yaptı, o anlamda teşekkür ediyorum. Evet, sosyalist belediyecilik ile ilgİli geçmişten bir Fatsa örneği, Amed örneği var, Hozat ve Mazgirt var, ama hep böyle azınlık kaldı. Sayıca söylediğimizde tek kaldı. Biz de şöyle düşünüyoruz, yani bugün dünya çok kötü yönetiliyor, zulüm çok fazla, soykırıma varan katliamlar var. Hemen yanıbaşımızda çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor Filistin’de. Yine yaşadığımız ülkede bilim akademilerinde üniversite gençliği asansörden düşerek ölüyor. Sadece küçücük bilgilenmeyle yapılabilecek şeylerle, insanların hayatının bu kadar ucuz olduğu bir dönemde sosyalistlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Bütün sosyalist kurumlara… 26 Eylül’de yaptığımız ve önümüzdeki süreçte yapacağımız, bir araya geleceğimiz, birlikte çalışacağımız yerel yönetim çalışması bu ülke için çok önemli. Şöyle düşünün, hepimizin bu halka karşı bir sorumluluğu var. Bizim de halktan talebimiz ve isteklerimiz var. Sosyalistlerin, komünistlerin, gerçekten devrimcilerin, yani insani değer taşıyan bütün anlayışların artık bu gidişata ‘dur’ demesi lazım. Bizler de önümüzdeki süreçte sosyalist partilerin, komünist partilerin birlikte bu ülkenin geleceğine dair sosyalist yerel yönetimleri daha güçlendirmesini ve bu toplumda aslında sosyalistlerin programının yaygın şekilde görülmesini istiyoruz. Bu ülkede gelecek kaygısı olan herkesin şunu iyi bilmesi lazım, hakikaten sosyalistlerin bu ülkenin geleceğini daha özgür kılacağını, daha insani bir programla ülkeyi güzelleştireceğini düşünüyorum.

‘EMEKÇİLERİN, KENDİ BELEDİYELERİNİ YARATABİLECEĞİ SÜRECİ BAŞARACAĞIZ’

Erkan Baş: Ben de başkana bir kez daha teşekkür ediyorum, ikinci kez bizimle. Galiba, şöyle değerlendirebiliriz, yanlışım olursa düzeltsin, ilk dayanışmaları destekledi, Sosyalist Belediyeler Meclisi’nden yoldaşlarla birlikte olmuştu ve galiba da TİP’e ilk destek onlardan olmuştu. Bu açıdan çok kıymetliydi bizim için. Bugünse Özgürlük Yürüyüşü’nün her gününü bir konuya ayırıyoruz ve Türkiye’de özgürlükler mücadelesinin bütününe işaret etmeye çalışıyoruz. Kuşkusuz yerel yönetimlerin özgürleşmesi de bu başlıkta önemli bir yerde duruyor. Şunu ifade etmemiz lazım bizim, seçimler sadece seçim sathı mahalinde sürdürülecek bir mücadeleyle kazanılabilecek alanlar değil. Biz hep şunu savunduk, toplum genel olarak siyasallaşmalı ve mücadelenin bir parçası haline gelmeli. Halk siyasete daha fazla katılmalı, bunun sonucu olarak seçimlerde başarı elde edilebilir. Ama bu şu anlama gelmiyor, biz Özgürlük Yürüyüşü’nde seçimleri görmüyoruz, seçimlerle ilgilenmiyoruz noktasında değiliz. Özgürlük Yürüyüşü ülkenin özgürleşme mücadelesi için sürdürülen bir yürüyüştür. Bunun bir adımı olarak da yerel seçimlerde olabilecek en etkin pozisyonu almak istiyoruz. Bu kapsamda bugün başkan bir belediye başkanı olarak yanımızda, başka belediye başkanı arkadaşlarımız var, belediye meclis üyelerimiz var, muhtarlarımızla beraber büyüdük. Bugün kayyum siyasetine karşı, halkın siyasette söz, yetki ve karar hakkının gaspedilmesine karşı bu özgürlük mücedelesini hep beraber büyüttük. Kuşkusuz burada hepimize düşen görevler, sorumluluklar var. Hep beraber Türkiye’de insanların hak ettikleri gibi yönetilebilecekleri, hak ettikleri gibi yönetime katılabilecekleri yeni bir modeli daha güçlü hale getirmemiz lazım. Fatih Başkan’ın bugüne kadarki pratiği, deneyimi, çalışmalarını bu açıdan hem bize güç veren, enerji veren hem de Türkiye toplumu açısından, sosyalistlerin yönetim anlayışı açısından çok önemli bir örnek olarak değerlendiriyoruz. Bunu yaygınlaştırmak, bunu güçlendirmek, bunun sayısını artırmak görevimiz. Artık Türkiye’de emekçilerin, yoksulların, halkın iyi günler için kimseye muhtaç olmadığı, kendi öz gücüne güvenerek kendi belediyelerini yaratabileceği bir süreci umuyorum hep birlikte başaracağız. Hepinize teşekkür ederiz.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir