EMEP, Savaş ve sömürü bütçesine hayır!

Example HTML page

”Sermayeye, silaha, savaşa değil halk için bütçe” 

2024 yılı için hazırlanan bütçe, yoksuldan alıp zengine veren, tekellere, silah tacirlerine ve savaş baronlarına milyarlar akıtacak bir bütçedir.  Bütçenin gelirleri halktan toplanacak dolaylı, dolaysız vergiler, zamlarla halkın sırtına yıkılırken, kaymağı yine sermayenin olacak. Önceki dönemlerde olduğu gibi sermaye için hazırlanmış, tekellerin kasalarını doldurma bütçesidir. 

2024 bütçesinde, sağlık ve eğitime ayrılan pay yetersizdir. Yoksulluğu derinleştirecek bir bütçedir. Bu bütçede, işçiye, üreticiye, küçük esnafa kaynak yok. Kimler var! Yerli ve uluslararası tekellere, yandaşlara var. 2024 bütçesi, üç yıllık OVP, beş yıllık kalkınma planı ile birlikte işçi ve emekçilere saldırı bütçesidir.

Emekçiler 2024 yılında da yine KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin yanısıra 1 Trilyon 188,9 milyar lira da gelir vergisi ödeyecek. Ticari kurumların ödeyeceği kurumlar vergisi ise 1 trilyon 275,7 lira öngörüldü. Süreç içinde yapılacak teşvikler ve istisnalarla bu miktarın daha da azalacağı şimdiden bellidir. Çünkü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da patronlara destek için 376,5 milyar lira kaynak ayırdıklarını açıkladı, üstelik işsizlik fonu ve sigorta primleri üzerinden sermayeye sağlanan teşvikler bu miktarın içinde değildir.

Savunma ve güvenlik harcamaları adı altında silah tüccarlarına ayrılan bütçe 1 trilyon 133,5 milyar lira olarak tespit edildi. Bu savaşçı ve çatışmacı politikalarda ısrar eden iktidarın barışı tehdit etmeye devam edeceğini göstermektedir.

1 milyon 200 bin eğitim emekçisiyle, 18 milyona yakın öğrenciye eğitim hizmeti verilen MEB için ayrılan pay sadece 1 trilyon 92 milyar liradır. Bunun büyük bir çoğunluğu ise personel gideri olacaktır. Proje ve protokollerle tarikatlar, cemaatler ve vakıflara aktarılacak kaynaklar da bu bütçeye dahil. Görüldüğü üzere eğitim hizmetlerinin yükünün yine velilerde olacağı bir yıl olacaktır 2024.

Diyanet İşleri Başkanlığı 2023’ü yıl ortasında talep ettiği ek bütçeyle kapatmıştı. Önümüzdeki dönem için Diyanete ayrılan bütçe 91 milyar 824 milyon lira ile yine rekor kırıyor.  Bütçe ayrıca yaygın din eğitimi hizmetleri için de 79 milyar 718 lira öngörmektedir.

Büyük bir bölümü garantili ödemelere ve sağlık şirketlerine gidecek olan sağlık hizmetleri bütçesi ise 1 trilyon 650 milyon lira, sosyal yardımlar için 497 milyar lira.

Bu rakamlar, bütçenin halkın ihtiyaçlarını gözetmediğini, 2024 yılında da emekçileri yoksulluğun beklediğini göstermektedir.

Emekçi halk çocuklarını MESEM’lere, meslek liselerine, imam hatiplere, tarikat ve cemaatlere yönelten, öğrencilere bir öğün ücretsiz yemeği çok gören iktidar sermayeye ve yandaşlarına para saçıyor.

Bu bütçe yine savaş bütçesi, yağma ve talan bütçesi ve yine halktan kıs zengine ver bütçesidir.  

Kamu emekçisine %14-15 zammı, asgari ücrete açlık sınırının altında kalan artışı, emekliye sefalet maaşını reva gören saray sağlık ve eğitim hakkını da fiilen iptal ederek halkın bütçesinde bir delik daha açmaya devam ediyor. Bu arada saray harcamaları da %70’e yakın artmış durumda.

Üstelik henüz örtülü ödenek miktarı belli olmadı. Kesinleşen bütçede netleşecek olan örtülü ödeneklerin nereye harcandığı ve harcanacağı ise halkın her zaman bilgisi dışında.

Bütçe yakın zamanda açıklanan Kalkınma Planı ile Orta Vadeli Planın çıkardığı strateji doğrultusunda hazırlanmıştır. Bu özetle emekçilerin ölümüne çalıştırılmaları, Maliye Bakanı’nın yüksek enflasyonun 2026 yılına kadar devam edeceği beyanına bakılırsa yoksulluğun derinleşmesi anlamına geliyor. Yeraltı ve yer üstü kaynaklarının talanı, kent yağması bu bütçenin eşlikçisidir. Türkiye kapitalizminin yöneticileri halktan boyun eğmesini bekleyerek ağır sömürü şartlarının çerçevesini çizmişlerdir.  

Emekçilerin insanca yaşayacağı bir tablo bu bütçede yoktur. Çalışma ve yaşam koşullarını kötüleştirilmesine karşı, savaş politikalarına karşı demokratik haklar ve siyasal özgürlükler için mücadelemiz sürecektir. Halkın ihtiyaçlarını gözeten bütçe ancak bu mücadelelerin kazanımı olacaktır.

Hazırlanma ve planlama aşamasında, işçi sınıfı ve emekçilerin, sendikaların, bir bütün olarak halkın ve temsilcilerinin görüşlerine başvurulmayan bütçe süreci demokratik değildir, bir dayatmadır. Bu bütçe de TÜSİAD, MÜSİAD ve benzeri sermaye örgütlerinin beklentisine uygundur.

Bu yüzden; yağma ve talan bütçesine hayır, sermayeye ve savaşa değil halk için bütçe talebinde ısrar edeceğiz, bunun için mücadele edeceğiz.

SELMA GÜRKAN

EMEP Genel Başkanı

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir