CHP’li Aylin Nazlıaka’dan AB Komisyonu Başkanı Leyen’e mektup
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Ankara ziyaretinde yaşadığı protokol sorunuyla ilgili olarak dayanışma mektubu gönderdi. Nazlıaka, mektupta, “Bize göre maruz bırakıldığınız küçük düşürücü hareket, kadınların değerinin her yerde yok sayıldığı bugünlerde, tüm kadınlara yönelik yapılmıştır” denildi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Ankara ziyaretinde yaşadığı protokol sorunuyla ilgili olarak “Kadın olarak incinmiş hissettim” diyen Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e dayanışma mektubu gönderdi.
Konuya ilişkin yazılı açıklama yayımlayan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, 6 Nisan 2021 tarihinde Ankara’da gerçekleşen ziyareti değerlendirdi.
Nazlıaka, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in 26 Nisan’da Avrupa Parlamentosu’nda bir konuşma yaparak olayın kökünde cinsiyetçiliğin yattığına işaret ettiğini belirtti ve şu hatırlatmalarda bulundu:
“Ursula von der Leyen; ‘Bir kadın olarak, bir Avrupalı olarak incinmiş ve yalnız hissettim’ dedi. Gördüğü muameleyle ilgili olarak Avrupa antlaşmalarında hiçbir gerekçe bulamadığını ve neden Sayın Michel’den farklı bir muamele gördüğüne anlam veremediğini belirten Avrupa Komisyonu Başkanı, ‘Bu yüzden bunun sadece kadın olduğum için yaşandığı sonucuna varmak zorunda kalıyorum’ ifadelerini de kullandı.”
Aylin Nazlıaka, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’e gönderdiği dayanışma mektubunda şu ifadelere yer verdi:
“Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadın üyeleri ve milyonlarca duyarlı yurttaş olarak, son Ankara ziyaretiniz esnasındaki uygunsuz ağırlanmaya ilişkin derin üzüntü duymaktayız. Size gösterilen tavrı kabul edilemez buluyor, yaşadığınız hayal kırıklığını paylaşıyoruz.
Bize göre maruz bırakıldığınız küçük düşürücü hareket, kadınların değerinin her yerde yok sayıldığı bugünlerde, tüm kadınlara yönelik yapılmıştır. Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923 yılından bu yana, Türk kadınlarının büyük adımlar attığını hatırlatmak isteriz. Ülkemizdeki kadınlar, birçok ülkeden önce, eşit vatandaşlık hakkına sahip olmuştur. Belediyelerde, muhtarlıklarda ve 1934 yılından itibaren parlamentoda seçme ve seçilme hakkımızı kazandık. Türk kadınları bugüne kadar, siyasetçi, bilim insanı, akademisyen, doktor, sanatçı, yazar ve mühendis olarak birçok alanda önemli toplumsal roller üstlendiler.
Kurtuluş mücadelesindeki kadınların bağımsız ve ilerici Türkiye vizyonu, bize bugün de ilham vermeye devam ediyor. Onların nesli olarak, Türkiye’yi hukukun üstünlüğüne dayalı, modern, ilerici, demokratik, laik bir ülke haline getirmeye kendimizi adadık. Toplumsal cinsiyet eşitliği, ilerici toplumun mimarisinde vazgeçilmez bir dayanaktır.
Dünyanın her ülkesinde kadınların eşit ve güçlü olduğu bir geleceği birlikte kucaklamayı dört gözle bekliyoruz.”