Kılıçdaroğlu net konuştu: Yönetimi vermemezlik edemez, tıpış tıpış verecek!
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı canlı yayında önemli açıklamalarda bulunuyor.
Millet İttifakı’nın ortak Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tele1’de Merdan Yanardağ ve gazeteciler Evren Özalkuş ile Zeynel Lüle’nin sorularını yanıtlıyor.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Gençler umduğumuzdan daha fazla siyasetin içinde. Baskıcı bir yönetim istemiyorlar. 5 milyon 300 bin genç gidip oy kullanacak. Bu çok önemli. Mutfaktaki yangını da en çok hisseden kadınlar. Gençler ve kadınlar iktidarı yolcu edecekler.
Türkiye ikiye bölünmüş vaziyette. Bir yanda kadın ve erkek eşitliğini savunanlar, diğer tarafta kadını değersiz görenler. Bir tarafta demokrasi isteyenler, diğer tarafta demokrasi isteyenler. Hayatın her alanında farklılaşmayı görebiliriz. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir tablo yok. Biz dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalışıyoruz. Yoksulluğun buradan kaynaklandığını anlatıyoruz. Türkiye’nin yalnızlaştığını anlatıyoruz. Düne kadar hakaret ettiklerini kişinin ayağına gittiğini görüyoruz. Bunlara tanık oluyoruz. Bütün bunlardan çıkışın yolu sandık olacak. Her vatandaşımın pazar günü gidip oy kullanmasını ve sayımını izlemesini istiyoruz.
‘İLETİŞİM BAŞKANLIĞI AK PARTİ’NİN YASA DIŞI ORGANI GİBİ DURUYOR’
Eskiden çatışma olurdu karşılıklı. Şimdi çatışmadan özenle kaçınılıyor. Çünkü ne olduğunu biliyoruz, seçmen de biliyor. Seçmen tahriklere kapılmıyor. El broşürleri dağıtılıyor. Ya bunlarda Allah inancı, ahlak var mı? Demokrasi ahlak üzerine inşa edilir. Devleti yönetenler partiyi devletleştirdiler. Sanki Türkiye Cumhuriyeti yok AK Parti devleti var. İletişim Başkanlığı AK Parti’nin yasa dışı organı gibi duruyor. Bu ülkede halen bozulmamış bürokratlar var. Bürokratlar bize bilgi getiriyor. Her gelen bilgiyi hemen kullanmıyoruz. Ahlaksızlık yapan anlayışın iktidarda olması kabul edilemez. Bir şey söylenecekse TELE1 olur başka yer olur. Oturup konuşuruz. Ama toplum artık buna inanmıyor. Parayı verip matbaada bastırıyorlar.
MUHARREM İNCE AÇIKLAMASI: BU AHLAKSIZLIKTIR
Kimse montajcılara inanmasın. Bu ahlaksızlıktır. Bununla mücadele etmek de her vatanseverin görevidir. Çıkıp iftira atarlar. Türkiye’nin buradan çıkması lazım. Ahlaksız yapıları açığa çıkaracağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu gücü var. Dijital ortama iz bıraktığınız zaman bunu saptamak kolay.”
‘YSK VE AA YAYINLAMASA BİZ AÇIKLAYACAĞIZ’
YSK açıklamasın biz açıklayacağız. Bizim tarihimizde ilk kez bir buçuk yıldır seçim güvenliği için çalışıyoruz. Bütün ayrıntılar hesaplandı. Eğitimler verildi. Altyapılar oluşturuldu. Denemeler de yapıldı. Dün de deneme yapıldı. Diğer partiler de yapıyor. Bayram ahvası içinde sandığa gideceğiz. Büyük bir eğlence içinde gidin. Komşularınızı, yakınlarınızı alın. Geçmiş dönemde AK Parti’ye, MHP’ye oy vermiş olanları da ikna edin. Dijital altyapının güvenliğini aldık. YSK, AA yayınlamasa da, seçim sonucu dursa da biz hepsini tek yayınlayacağız.
‘ÇATIŞMA ORTAMI YARATMAK İSTEYEBİLİRLER’
AK Partili bazı unsurlar, ya da AK Parti’nin tahrik ettiği bazı unsurlar sokağa çıkıp ateş edebilirler. Bir çatışma ortamı yaratmak isteyebilirler. Kast ettiğim buydu. Yoksa herkes sonucu takip edecek.
‘MALVARLIKLARINI AÇIKLASINLAR’
En sonunda halkı darbeci yaptılar. Soğan üreticisini terörist, emekliyi terörist yaptılar. Şimdi de kalkıp vatandaşı darbeci yapıyorlar. Seçim tarihini belirlleyen bunlar YSK’yı, oy pusulasını belirleyen bunlar. Beğenmedikleri zaman vatandaş darbe yaptı diyorlar. Bunların halkla ilgisi kalmadı. Dünyalıklarını yurtdışına götürdüler. Binaları, gökdelenleri orada. Hepsini biliyoruz. Hepsini getireceğim. Korktukları bunlar. Kul hakkı yemedim, yedirmeyeceğim de. Malvarlıklarını açıklasınlar. Ya da gelsinler televizyon programında ben onlara her şeyi anlatayım.”
‘HALKIN İRADESİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE’
“Demek ki kazanacağımı o da kabul ediyor. Teslim etmez ne demek? Ne demek teslim etmez. Halkın iradesi her şeyin üzerinde. Parlamentoyu da Cumhurbaşkanını da belirleyen halk. Tıpış tıpış verecekler. Ben ondan tencere istemiyorum ki. Denemek istediler İstanbul’da. Seçim kurulundaki çetelerle halletmek istediler. Bizim hukuk tarihimizdeki en büyük rezaletlerden biridir. Ben onlara çete dedim dava açtılar. Bunun peşini bırakmayacağım.”