Kılıçdaroğlu’ndan ‘Kızılay’ tepkisi, yetkililere seslendi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu yetkililere seslenerek, “Deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz” dedi.
CHP Genel Başkanı partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Murat Ağırel, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki “yetersizliğiyle” gündem olan Kızılay’ın, depremin üçüncü gününde AHBAP Derneği’ne 46 milyon lira karşılığında çadır sattığını ortaya çıkarmıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kızılay’ın çadır skandalının ardından yetkililere çağrı yaparak, “Deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Acı günler yaşıyoruz. Ciddi sorunlarla karşı karşıyayız, evet ama hiçbir vatandaşımın umutsuzluğa kapılmasına gerek yok. Güzel bir ülkeyiz. Güzel insanlarımız var. Bazen yanlış tercihler nedeniyle ülke krizlere girebiliyor. Bugün yaşadığımız gibi derin bunalımların içine milyonlar sürüklenebiliyor. Ama kısa sürede toparlanmak hepimizin görevi. Millet olarak güçlüyüz. Birimizin burnu kanasa kimliğine, inancına, yaşam tarzına bakmadan hemen yanına koşuyoruz. Siyaset kurumun ayrıştırıcı yönü milletimizde yok. Bu CHP olarak bizim en büyük güvencemiz.
Çadır ihtiyacı hâlâ var. Cumhuriyet ile yaşıt olan bir kurum Kızılay, çadır ticareti yapıyor. Kızılay yetkililerine sesleniyorum; deponuzda kaç çadır varsa getirin kardeşim, hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir?
Devlet dediğiniz kurum bütün risklere önceden hazırlık yapan kurumdur. Ordumuz niye vardır? Bir savaş çıkarsa ordu harekete geçecek. Savaş çıkmazsa hiçbir sorunumuz yok ama ordu savaş karşısında her an hazırdır. Devlet hastaneleri niye yapar? Bir hasta çıkınca baksın diye. Devlet bütün risklere karşı hazırlık yapmak zorundadır. Bu iktidar yani enkazın altında kalan bu iktidar deprem konusunda efendim tahminleri yanlış olmuş. İstanbul’da bekliyorlarmış… Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden uzak, devleti tanımayan bir iktidarı ilk kez görüyoruz. Deprem raporlarında her şey söylenmiş. Hangi önlemlerin alınması gerektiği konusunda her şeyin altı çizilmiş. Bilmeyenler kim? Devleti yönetenler. Devleti yönetenlerin bunlardan haberi bile yok. Bunlar bir kısmı. Üniversitelere gidin dünya kadar görürsünüz. Liyakat dediğiniz kavramı tamamen yok ederseniz devlette, devletin kolonlarını kestiler. Bu iktidar, sağlıklı, saat gibi çalışan devletin en temel kolonlarını kesti. Devletin direği adalettir, çürüttüler. Devletin kolonlarını keserseniz böyle bir tabloya mahkum olursunuz. En yetkin insanları kapının önüne koydular. Devlette liyakati değil, sadakati esas aldılar. Aksi düşünceyi mahkum ettiler, farklı düşünceye kulaklarını kapattılar.
ERDOĞAN’A TEPKİ
Helallik istiyor. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Kastettiniz siz, bilerek yaptınız siz. AFAD’ın raporları olmasaydı, üniversite hocalarının raporları, bilimsel makaleleri olmasaydı ‘Bilmiyordum’ diyeceksiniz. TBMM’nin defalarca yayınladığı deprem araştırma raporları olmasaydı ‘Bilyordum’ diyeceksiniz. Biliyordunuz! 50 bin yurttaşımızın ölümüne neden oldunuz. Daha acı olanı, büyük bir kısmı donarak öldü! Güçlü silahlı kuvvetlerimiz var, bölgenin en önemli gücü. Düğmeye basıldığı anda en geç 6 saat içinde Türkiye coğrafyasında ulaşamayacakları hiçbir yer yoktu. Kutup çadırları soğuğa karşı, sahra hastaneleri, sahra mutfakları, her şeyi ilk 6 saat içinde tamamı yapılabilirdi. Yaptırmadılar? İnsanların ölümünü beklediler. Nasıl bir helallik anlayışı? Donarak ölen vatandaştan neyin helalliğini isteyeceksin?
11 MADDE İLE AÇIKLADI
‘Ortak Mutabakat Metni’nde de var. Çünkü bir depreme karşı hiçbir hazırlık yapmadıklarını görüyorduk. Orda da kurallar koyduk. Bu konuda nasıl çalışacağımızı da belirledik. Şimdi devletin yeniden inşa edilmesi ve bu konuda sağlıklı bazı kararların alınması gerekiyor. 11 madde bunları sayacağım.
1. Müteahhitliğin bir kriteri, temel ilkeleri olmalı. Elini, kolunu sallayan ben müteahhitim diye geziyor. Apartman yapıyorsun, bir Allah’ın belli bir eğitim olmalı demiyor.
2. Müteahhitler için mesleki sorumlu sigortası getireceğiz. Hata yaptığın zaman daireyi alan dava açabilmeli. Sigorta o parayı karşılamalı.
3. Yapı denetim elemanları var. Onlar için de mesleki yeterlilik belgesi getireceğiz. Yapı denetim elemanları için de mesleki sorumlu sigortası olması lazım.
5. Yapılacak bütün yapıların bir kimliği olacak. Yapı kimlik belgesi olacak. Tapuya kağıdı olacak. Bina yapıyorsunuz izleyen yok. Deprem oluyor yıkılıyor, kimse önlem alalım diye düşünmüyor.
6. Okullar, hastaneler, AVM’ler, konser salonları içinde deprem güvenliği sertifikası olacak.
7. Kızılay, AFAD, DASK gibi kurumlar yeniden yapılandıracak. Eski ruhlarına kavuşacak.
8. Merkezi ve yerel yönetimlerle işbirliği objektif kurallara bağlanacak. Bu depremde bir acıyı daha gördük. ‘CHP’li belediye aman orada olmasın, engel çıkaralım’ Belediye, deprem için senin yapamadığını yapıyor. Bu depremde hepimiz oturup kalkalım, CHP’li belediyelere teşekkür edelim. Ulaşılamayan her yere ulaşıldı. İnsanda biraz vicdan olur ya. Enkaz altında vatandaş bekliyor, ‘Ben gideceğim, sen gidemezsin’ diyor. Niçin? CHP’li belediye olduğu için.
9. Deprem dolayısıyla özel ihtisas mahkemeleri açılması lazım. Bir an önce sonuçlanması lazım. Varsa bir haksızlık kurarsanız, vereceksin kararı.
10. TSK, afet sırasında neler yapacak, bu konuda bir protokol hazırlanacak. Dünyanın bütün demokrasilerinde böyle bir olayla karşılaşıldığında ilk hareket eden askerdir. 99 depreminden sonra özel bir tabur kuruldu, nerede bu tabur?
11. Toplanma alanları asla ve asla imara açılmayacak.
Bu 11 kural, devlette yeni bir paradigma değişikliğine ihtiyaç duyuyoruz. Büyük felaketler karşısında bu toplumun nasıl hareket etmesi konusunda bir paradigma değişikliğine gidiyoruz. Devleti yönetemiyorlar, devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini bütün dünyaya anlatmak istiyoruz. Herkesin can ve mal güvenliğinin güvence altında olduğu bir devleti inşa etmek istiyoruz. Herkesin deprem karşısında yıkılmayacak sağlam binalarda oturmasını istiyoruz. Hiç kimse enkaz altında kalmayacak ve kimse ‘Nerede bu devlet’ demeyecek. Topyekün depreme karşı hazırlık yapacağız.
50 bine yakın insan hayatını kaybetti, Allah rızası için bir kişi ben işin sorumlusuyum diye istifa etmedi ya!
CHP’DEN ACiL YAPILACAKLAR LİSTESİ
Saray iktidarı her şeyi not ediyoruz diyor, 11 temel ilkeyi açıkladım. Acil olarak yapacağımız şeyler var:
-Kentte evi veya iş yeri yıkılan veya yıkılacak olan tüm hak sahipleri bankalardan veya esnaf kooperatiflerinden aldıklarını kredilerin ana paraları ve faizlerini silin. Zaten evi başına yıkılmış vaziyette, hâlâ para mı istiyorsunuz? Bir bankamız gayet güzel örneğini verdi, diğerlerinden de istiyoruz.
-Yeni konut ve iş yeri yapımında depremzedelerden hiçbir bedel alınmasın. Sosyal devlet zor günde kendisini gösterir.
-Yıkılan konutların ve projeleri onaylanması ve maliyetlerinin onlardan alınması lazım. Mahkemeye vereceğiz onları.
-Kamu alacakları var, bunların faizsiz ve uygun koşullarla taksitlendirilmesi lazım. Kırsalda evi ve çiftliği olan kredilerinin faizleri ve ana paraları silinmeli.
-Üreticisiyse ilaç, yem, gübre, sulama desteği nakden ödeyeceksin. Ekilmesi gerekiyor tarlalarının.
-Üreticilerin elektrik borçlarını kamu ödeyecek ya da elektrik dağıtım şirketleri. Depremde evi yıkılmış hâlâ oradan elektrik parasını kesiyor.
-Deprem yönetmeliklerine uygun olarak güçlendirilmesi gereken tüm yapıların güçlendirilmesi için hak sahiplerine uygun koşullu ve uzun vadeli finansman sağlansın.
-Oluşturulacak hasar tespit komisyonlarında çalışanlara güvence ve sorumluluk verilsin.
-Konutları veya iş yerleri yıkılan ya da yıkılacak tüm ailelerin yeni yaşam alanlarındaki internet hizmeti kamu tarafından karşılansın. İnternet bir insan hakkıdır.
-Depremde otomobil, kamyon, kamyonet, TIR, motosiklet, traktör gibi ulaşım ve hizmet araçlarını kaybeden depremzedelere yeni araç alımlarında faizsiz, uzun vadeli kredi sağlansın. MTV ve ÖTV’ye tabi araçlardan da vergi alınmasın.
-Deprem bölgesinde işçi olarak çalışanların ücretleri bir yıl süreyle vergi dışında bırakılsın. Deprem bölgesine dönüp çalışabilirler.
-Depremzede ailelerinin üniversitelerde okuyan çocuklarından harç ve yurt ücreti alınmasın.
-Deprem bölgesindeki yerel yönetimlerin yıkılan veya kullanılmaz hale gelen altyapı inşaatlarını merkezi hükümet yapsın. Bu maliyetin altından yerel yönetimler kalkamaz.
-Özellikle kırsal bölgelerdeki kamu personellerinin lojman ihtiyaçları var, süratle karşılanması lazım.
-Deprem bölgesinin yeniden yapılanmasında kamudan ihale alan firmalara bölgede yürüteceği işlerde kullanacağı personelin en az yüzde 25’inin o bölge halkından olma zorunluluğu getirilsin. Bunlar acil yapılması gereken düzenleme yapılmalı. Onlar çadır satmakla meşguller, Kızılay kanını satmakla meşguller, devletin kolonlarını kesmek.”