Hedefe konulan bilim insanlarından ortak mesaj: Doğrudan vazgeçmeyiz
Prof. Mehmet Ceyhan, Prof. Esin Davutoğlu Şenol, Prof. Sinan Adıyaman, Prof. Kayıhan Pala… Covid-19’a karşı halkı doğru bilgilendirmek için uğraştılar. Tehdit edildiler. Yine de bilimin ışığından ödün vermediler.
Sözcü Gazetesinden Zeynep KAPLAN’ın haberine göre;
Ankara Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Mehmet Ceyhan, Gazi Üniversitesi’nden Prof. Esin Davutoğlu Şenol, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi eski Başkanı Prof. Sinan Adıyaman, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Kayıhan Pala…
Onlar Covid-19 pandemisi boyunca halkı doğru bilgilendirmek, iktidarı uyarmak için çaba harcadı. Ancak söyledikleri nedeniyle hedef oldular. Halkı bilimin ışığında aydınlatmaya çalışırken, ‘terörist’, ‘vatan haini’ olarak yaftalandılar. Baskılara maruz kaldılar. Sosyal medyada, ‘tutuklansınlar’ çağrısı yapıldı, ölüm tehditleri aldılar. Haklarında suç duyurusu yapan da oldu, CİMER’e şikayet eden de…
Prof. Adıyaman, saldırılar için “Hükümet, pandemi yönetiminden bir başarı hikayesi yaratmaya çalışıyor ve bunun tersine şeyler söylendiği zaman da troller var, bizi itibarsızlaştırmak için girişimlerde bulunuyorlar” dedi. Hem Covid-19’la hem de baskı ve tehditlerle mücadele eden bilim insanlarının ortak bir mesajı var: “Doğru söylemekten hiçbir zaman vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz.” İşte onların anlattıkları:
‘Bilim düşmanlığıyla ilgi çekmek istiyorlar’
Tam kapanmayı eleştirdiği ve aşı konusunda önerilerde bulunduğu için hakkında tutuklanması için kampanya başlatılan Prof. Mehmet Ceyhan, şunları söyledi: “Bu insanlar bilim düşmanlığıyla, aşı düşmanlığıyla bir şekilde ilgi çekeceklerini düşünüyorlar. Aşıya, bilime karşı tavır sergilemenin verdiği zarar çok büyük. Aşı bilimsel keşiflerin en büyüğü olarak değerlendiriliyor. Beni, ‘Aşıları insanlara zorla yaptırıyor’ diye şikayet etmişler. Konunun muhatabı ben değilim. Ben ne bakanım ne bakanlıkta bir görevim var. Bunu önerenler kim? Bunu öneren devlet büyükleri, şikayet ettikleri onlar. Bunlar, benim dikkate alacağım insanlar değil. Bugüne kadar yaptığım gibi doğru bildiğim yoldan açıklamalarıma devam edeceğim.”
‘Yorulup üzülsek de görevimizi yapacağız’
Prof. Esin Davutoğlu Şenol, şöyle konuştu: “Türkiye’de ilk vakanın geç açıklandığını, bunun sakıncalı olduğunu söyledim, hedef gösterildim, evimin yerine kadar. Savcılığa başvurdum, ‘kovuşturmaya yer yok’ cevabı aldım. Bu kişiler başvurduğunda ise CİMER sizin o şikayete cevap vermenizi istiyor. Pandemi hastanelerinde çalışıyoruz, öğrencilerimizle ilgileniyoruz. Bir yandan da halkı bilgilendirmeye çalışıyoruz. Psikolojik şiddet ve tacize maruz kalarak işlevsiz hale getirmeye, sesimizi çıkarmamaya sürüklüyorlar. Dilerdik ki Sağlık Bakanlığı, ‘Bunun hukuken karşılığı var’ desin. Her işi bıraksak bilgilendirmeye devam etmek zorundayız, salgından tek çıkışımız bu. Yorulacağız, üzüleceğiz ama misyonumuzu sürdüreceğiz.”
‘Hakaret ve saldırılara gözümüzü kapatacağız’
Prof. Dr. Sinan Adıyaman, Sağlık Bakanlığı’na salgın sürecinde destek vermek için hazır olduklarını fakat bakanlıkla iletişim kuramadıklarını belirtip şu açıklamayı yaptı: “Hem TTB’ye hem de bana hakaretler, küfürler ediliyor. Türkiye’nin geldiği durum net. Bilim göz ardı ediliyor. Biz, ‘Bilimin yolundan ayrılmamamız gerekir’ diyoruz. ‘Salgınla, şeffaflık, akıl ve bilimin kılavuzluğunda mücadele etmemiz gerekir’ diyoruz, hiçbiri yapılmıyor. Doğru söyleyen bilim insanları, sosyal medyada hakarete uğruyor. Ancak şunun farkında değiller; her zaman gerçekler ortaya çıkar. Bilim insanları bu saldırılara gözlerini kapatacak. Doğruları söylemekten asla vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir zaman biat etmedik, etmeyeceğiz.”
‘Sonunda hep bilimin kazandığı bir süreç bu’
Verdiği demeçler sonrası halkı paniğe yönlendirdiği iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunulan Prof. Dr. Kayıhan Pala, “Bilim insanlarının topluma karşı sorumluluğu var, bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyorlar. Ben de öyleyim” dedi ve şunları söyledi: “Bunun karşısında, birtakım çevreler, birtakım iktidar odakları, bilim insanlarının söylediklerini sevmiyor, bundan hoşlanmıyor diye bilim insanları bu sorumlulukları yerine getirmekten vazgeçecek değil. Yoksa bilim insanı olamazlar. Dolayısıyla bu yüzyıllardır süregelen ama sonunda hep bilimin kazandığı bir süreçtir. İlk kez dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyenlere de itirazlar olmuştu ama o itirazların hayatta bir karşılığı yok, dünya yuvarlak ve dönüyor.”