Karamollaoğlu’ndan Yıldırım’a: Ayıp yahu!
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhalefet lideri gibi konuştuğunu söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhalefet lideri gibi konuştuğunu söyledi.
Karamollaoğlu, TBMM Başkanı ve AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın “Seçimler siyasi faaliyet değildir” açıklamasıyla ilgili “Ayıp yahu bu kadar olmaz. Seçim siyasi faaliyet değilse nedir? Seçimleri hobi olarak yapıyorsak bunu hepimiz bilelim ona göre davranalım!”dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Refah Partisi’nin kapatılmasının üzerinden 21 yıl geçtiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Ne yazık ki o gün bu hukuksuz karara imza atanlar destekleyenler bugün yaşanan gelişmeler akabinde bundan pişman oldular” dedi.
“Trump’a Kıbrıs Barış Harekatı’nı hatırlatalım”
Karamollaoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Kürtleri vurmaları halinde Türkiye’yi ekonomik açıdan çökerteceğiz” sözleriyle ilgili şunları söyledi:
“Malumunuz olduğu üzere hafta başında ABD Başkanı Trump son derece uygunsuz bir üslupla ülkemizi tehdit etti. Bu tehdit bir kere daha bizim her zaman söylediğimiz ABD’den stratejik müttefik olmaz sözümüzün haklılığını ortaya koymuştur. Trump başta olmak üzere herkes bilmeli ki Türkiye tehdit ile hizaya getirilecek müstemleke bir devlet değildir. Türkiye 5000 yıllık kadim bir tarihe ve devlet geleneğine sahiptir. Tehditlere, şantaja boyun eğecek bir devlet asla değildir. Bunun birçok örneğini saymak mümkündür ama biz kendisine Kıbrıs Barış Harekatı’nı hatırlatmakla yetinelim. Türkiye bağımsız bir devlettir ve milli çıkarları doğrultusunda hareket etme hakkına ver kararlılığına sahiptir. İktidar her ortamda Türkiye’nin bağımsızlığını vurgulamak, itibarını korumak mecburiyetindedir. Esas olan ise Türkiye’yi tehdit edilemeyecek bir hale getirmektir. Bu da ancak sanayi ve teknolojik gelişim ile mümkündür.”
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Refah Partisi’nin kapatılmasının üzerinden 21 yıl geçtiğini söyleyen Karamollaoğlu, “Ne yazık ki o gün bu hukuksuz karara imza atanlar destekleyenler bugün yaşanan gelişmeler akabinde bundan pişman oldular” dedi.
“Trump’a Kıbrıs Barış Harekatı’nı hatırlatalım”
Karamollaoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Kürtleri vurmaları halinde Türkiye’yi ekonomik açıdan çökerteceğiz” sözleriyle ilgili şunları söyledi:
“Malumunuz olduğu üzere hafta başında ABD Başkanı Trump son derece uygunsuz bir üslupla ülkemizi tehdit etti. Bu tehdit bir kere daha bizim her zaman söylediğimiz ABD’den stratejik müttefik olmaz sözümüzün haklılığını ortaya koymuştur. Trump başta olmak üzere herkes bilmeli ki Türkiye tehdit ile hizaya getirilecek müstemleke bir devlet değildir. Türkiye 5000 yıllık kadim bir tarihe ve devlet geleneğine sahiptir. Tehditlere, şantaja boyun eğecek bir devlet asla değildir. Bunun birçok örneğini saymak mümkündür ama biz kendisine Kıbrıs Barış Harekatı’nı hatırlatmakla yetinelim. Türkiye bağımsız bir devlettir ve milli çıkarları doğrultusunda hareket etme hakkına ver kararlılığına sahiptir. İktidar her ortamda Türkiye’nin bağımsızlığını vurgulamak, itibarını korumak mecburiyetindedir. Esas olan ise Türkiye’yi tehdit edilemeyecek bir hale getirmektir. Bu da ancak sanayi ve teknolojik gelişim ile mümkündür.”
“En tehlikeli özelleştirme usulü”
Sakarya Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirmesini eleştiren Karamollaoğlu, “Sayın Erdoğan geçtiğimiz günlerde bu konuda bir açıklama yaptı. Şaşırmak isterdik, ama ne yazık ki, artık bu açıklamaların hiçbirisi bizi şaşırtmıyor. Ne diyor Sayın Erdoğan; ‘Burada yapılan iş, özelleştirme değildir. Özelleştirme farklı bir şey. İşletme hakkının belli şartlar, belli süreler, belli kısıtlamalar dahilinde BMC’ye devredilmesidir. Olay budur.’ Peki bu bir özelleştirme değilse neden, Tank Palet ile alakalı Resmi Gazete Sayın cumhurbaşkanının imzası ile yayımlanan 481 sayılı kararda bunun bir özelleştirme olduğu ifade ediliyor. Siz kelimelerle oynasanız da bu bir özelleştirmedir. Bu özelleştirme usulü de en tehlikeli özelleştirmelerdendir. Çünkü özel sektör bir müddet sonra devlete geri devredeceği bir işletmeye tam manası ile yatırım yapmaz. Bu yapılan ister özelleştirme ister devir olsun. Ülkenin en stratejik kurumlarını tehlikeye atmaktır. Burada şu soruları sormak mecburiyetindeyim. Tank Palet ihalesi yapıldı mı, yapılmadıysa neden yapılmadı? Askeri personelin akıbeti ne olacak? Teknoloji nasıl korunacak?” diye konuştu.
Karamollaoğlu’ndan Binali Yıldırım’a: Ayıp yahu bu kadar olmaz
TBMM Başkanı ve AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın “Seçimler siyasi faaliyet değildir” sözlerini hatırlatan Karamollaoğlu, şöyle konuştu: “Biz kendisine bir tavsiyede bulunarak TBMM başkanlığından istifa etmesi çağrısında bulunmuştuk. Yasalar ve devlet teamüllerimiz ortadadır. Bu kadar duyarsızlık ve umursamazlık hakikaten endişe vericidir. Bu tamamiyle ‘ben yaptım oldu’ mantığıdır. TBMM Başkanlığı Twitter hesabından yerel seçimlerle alakalı tweet’ler atılmaktadır. Biz Binali Bey’den devlet adamlığına yakışır bir tavır takınmasını beklerken, O “seçim siyasi bir faaliyet değildir gibi” bir açıklama yapıyor. Ayıp yahu bu kadar olmaz. Seçim siyasi faaliyet değilse nedir? Seçimleri hobi olarak yapıyorsak bunu hepimiz bilelim ona göre davranalım!”
“Erdoğan muhalefet lideri gibi konuşuyor”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhalefet lideri gibi konuştuğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Malum yerel seçimler yaklaşıyor, Sayın Cumhurbaşkanı’da bu vesile ile yerel yönetimlere dair her ortamda konuşuyor. Fakat bu seçim sürecinde sayın Cumhurbaşkanı, iktidarın lideri gibi konuşmuyor. Adeta bir muhalefet lideri gibi konuşuyor. ” dedi..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Deniz kenarlarını, ormanları, yeşil alanları yok ettiler. Para uğruna ağaçları katlettiler ve oralara dikey mimariyle çok katlı binalar yaptılar” sözlerini hatırlatan Karamollaoğlu sözlerine şöyle devam etti: ” Bu söylediklerinizi kim yaptı? Ormanlarımızı kim katletti? Deniz kenarlarına gökdelenlerin ruhsatlarını kim verdi? Marmaris’te Okluk koyuna yazlık Cumhurbaşkanlığı sarayını kim inşa ediyor? SİT alanlarını kanunla SİT alanı olmaktan kim çıkardı? İşte şimdi Beykoz Belediye Başkan Adayımız Muharrem Bey’in ortaya koyduğu Beykoz Ormanları meselesi. 550 villa yapımı için ormanlık alana belediye meclisi imar izni vermiş. Bunları hangi iktidar yapıyor sormak istiyorum? Gelin, içiniz yanıyorsa bütün partiler bir araya gelelim. Bir komisyon kurup bu işin suçlularını ortaya çıkaralım. Bu komisyonun başkanı da siz olun! “Muhalefet” lideri gibi konuşan Erdoğan bunlardan şikayetçi ise gelsin bizimle bir çalışsın. Polis emrinde, yargı emrinde, mahkemeler emrinde, müfettişler emrinde. Hodri meydan!”
“En tehlikeli özelleştirme usulü”
Sakarya Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirmesini eleştiren Karamollaoğlu, “Sayın Erdoğan geçtiğimiz günlerde bu konuda bir açıklama yaptı. Şaşırmak isterdik, ama ne yazık ki, artık bu açıklamaların hiçbirisi bizi şaşırtmıyor. Ne diyor Sayın Erdoğan; ‘Burada yapılan iş, özelleştirme değildir. Özelleştirme farklı bir şey. İşletme hakkının belli şartlar, belli süreler, belli kısıtlamalar dahilinde BMC’ye devredilmesidir. Olay budur.’ Peki bu bir özelleştirme değilse neden, Tank Palet ile alakalı Resmi Gazete Sayın cumhurbaşkanının imzası ile yayımlanan 481 sayılı kararda bunun bir özelleştirme olduğu ifade ediliyor. Siz kelimelerle oynasanız da bu bir özelleştirmedir. Bu özelleştirme usulü de en tehlikeli özelleştirmelerdendir. Çünkü özel sektör bir müddet sonra devlete geri devredeceği bir işletmeye tam manası ile yatırım yapmaz. Bu yapılan ister özelleştirme ister devir olsun. Ülkenin en stratejik kurumlarını tehlikeye atmaktır. Burada şu soruları sormak mecburiyetindeyim. Tank Palet ihalesi yapıldı mı, yapılmadıysa neden yapılmadı? Askeri personelin akıbeti ne olacak? Teknoloji nasıl korunacak?” diye konuştu.
Karamollaoğlu’ndan Binali Yıldırım’a: Ayıp yahu bu kadar olmaz
TBMM Başkanı ve AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın “Seçimler siyasi faaliyet değildir” sözlerini hatırlatan Karamollaoğlu, şöyle konuştu: “Biz kendisine bir tavsiyede bulunarak TBMM başkanlığından istifa etmesi çağrısında bulunmuştuk. Yasalar ve devlet teamüllerimiz ortadadır. Bu kadar duyarsızlık ve umursamazlık hakikaten endişe vericidir. Bu tamamiyle ‘ben yaptım oldu’ mantığıdır. TBMM Başkanlığı Twitter hesabından yerel seçimlerle alakalı tweet’ler atılmaktadır. Biz Binali Bey’den devlet adamlığına yakışır bir tavır takınmasını beklerken, O “seçim siyasi bir faaliyet değildir gibi” bir açıklama yapıyor. Ayıp yahu bu kadar olmaz. Seçim siyasi faaliyet değilse nedir? Seçimleri hobi olarak yapıyorsak bunu hepimiz bilelim ona göre davranalım!”
“Erdoğan muhalefet lideri gibi konuşuyor”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhalefet lideri gibi konuştuğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Malum yerel seçimler yaklaşıyor, Sayın Cumhurbaşkanı’da bu vesile ile yerel yönetimlere dair her ortamda konuşuyor. Fakat bu seçim sürecinde sayın Cumhurbaşkanı, iktidarın lideri gibi konuşmuyor. Adeta bir muhalefet lideri gibi konuşuyor. ” dedi..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Deniz kenarlarını, ormanları, yeşil alanları yok ettiler. Para uğruna ağaçları katlettiler ve oralara dikey mimariyle çok katlı binalar yaptılar” sözlerini hatırlatan Karamollaoğlu sözlerine şöyle devam etti: ” Bu söylediklerinizi kim yaptı? Ormanlarımızı kim katletti? Deniz kenarlarına gökdelenlerin ruhsatlarını kim verdi? Marmaris’te Okluk koyuna yazlık Cumhurbaşkanlığı sarayını kim inşa ediyor? SİT alanlarını kanunla SİT alanı olmaktan kim çıkardı? İşte şimdi Beykoz Belediye Başkan Adayımız Muharrem Bey’in ortaya koyduğu Beykoz Ormanları meselesi. 550 villa yapımı için ormanlık alana belediye meclisi imar izni vermiş. Bunları hangi iktidar yapıyor sormak istiyorum? Gelin, içiniz yanıyorsa bütün partiler bir araya gelelim. Bir komisyon kurup bu işin suçlularını ortaya çıkaralım. Bu komisyonun başkanı da siz olun! “Muhalefet” lideri gibi konuşan Erdoğan bunlardan şikayetçi ise gelsin bizimle bir çalışsın. Polis emrinde, yargı emrinde, mahkemeler emrinde, müfettişler emrinde. Hodri meydan!”