Öfkeyi umuda dönüştürmek, Yarına dair ilkeli adım atmakla mümkündür…
Nerede Kalmıştık…
Ramazan Yiğit
Öfkeyi umuda dönüştürmek Yarına dair ilkeli adım atmakla mümkündür…
İlkeniz soldan değil ise acıklı arabesk bir yaşama mahkum olursunuz yada asıl güç olmayı başaramazsınız. Büyük hikayenin parçası da olmayı başaramazsınız küçük hikayelerinizle debelenip durursunuz ne siz olabilirsiniz ne de biz. Bunun da bireylere hiçbir katkısı olmaz günün sonun da savrulup gidersiniz.
Gelelim günün konusuna siyaset bireylerin kendisini ifade etme sanatı olduğu kadar, toplumsal sorunların çözümüne katkı sunma sanatı olarak da algılayabiliriz.
Temel olarak da örgütlü olunca bir anlam ifade eder aksi taktirde kıymeti harbiyesi yoktur.
Siyasal partiler de ya seçimlerde yada kongrelerde ortaya çıkan küçük hesaplar için de kendini dahi ifade edemeyen yapılanmalar toplumsal sorunların çözümüne bir katkı sunamadığı gibi büyük hikayenin parçası olmaktan hayli uzak kalırlar.
Her seçim yada kongrelerde yaşadığımız süreci maalesef 2019-31 Mart seçimlerine giderken de tekrarlamaktan geri bir türlü duramıyorlar.
Siyaseti ya kendi iç dünyasının hesaplaşma aracı olarak görüyorlar yada intikam duygusu ile siyaseti kendi mecrasından çıkararak büyük hikayelere zarar vermekten öteye gidemiyorlar.
Akıl ve Bilimle yapılmayan siyaset, erinde gencinde kendisini mahkum etmekten başka hiçbir şey üretemiyor.
Her seferin de duvara toslayan yapılar yıllardır bu durumdan bir türlü ders de çıkaramıyorlar.
Hem toplumsal değerlerde tahribata yol açıyorlar,hemde savunduğunu sandıkları ilkelerden her seferin de uzaklaşıyorlar. Bu tutum da o siyasal örgütlenme için de ciddi bir erozyona neden oluyor.
Toplum katmanların da kendisini değersizleştirdiği gibi savundukları ideolojilerini de değersizleştiriliyor.
İnandırıcılıklarını ortadan kaldırıyorlar .
Siyasette yakın tarihimiz de son çeyrek yüzyıldır iktidar olamadıkları gibi iktidara alternatif de oluşturamıyorlar.
Her adımların da hüsranla karşılaşıyorlar.
Yapmış oldukları değerlendirmelerinde de toplumun kendilerini anlamadığından dem vurmaya devam ediyorlar.
Bu da kendilerini mevcut iktidara daha çok benzeşmeden alı koymuyor.
Mevcut iktidarla aralarında ki mesafe her gün biraz daha kapanıyor.
Gelmiş olduğumuz günümüzde devşirme kişilerle günü kurtarma yoluna gitmelerine sebebiyet veriyor bir türlü kendileri olmayı başaramıyorlar.
Mevcut iktidar onları kısır döngü içine hapsediyor.
Mevcut iktidarın belirlediği çizgiler için de hareket ediyorlar.
Mevcut karşısın da alternatif oluşturamıyorlar.
Savunmuş oldukları ideolojik tüm değerleri nerede ise türlü bahaneler ile rafa kaldırıyorlar.
İdeolojik değerleri savunanları ise ya partiden uzaklaştırıyorlar ,yada itibarsızlaştırılması yolunu deneyerek kendi imparatorluklarını korumaktan başka hiç bir şey üretmiyorlar.
Dikensiz gül bahçesi hayalleri mevcut iktidarın ekmeğine yağ sürmekten ileri gitmiyor.
Liyakat yok sayılıyor,emek yok sayılıyor,siyasal örgütlenmenin karar verme hakları ellerinden alınıyor.
Her neden ise kendilerini seçen örgütün aday belirlemeye gelince hata yapacağı savını ortaya atarak uydurma devşirme yöntemler ile örgütlü mücadelenin sevkini ,arzularını,hayallerini her saferin de kırarak yenilgiler silsilesini devam ettirmekten geri durmuyorlar.
Nasıl bir hırstır,egonun bu kadar tavan yaptığı bir yer de başarının gelemeyeceğini akıl bile edemiyorlar.
21’inci yüz yılda iletişim ve bilimin hızla ilerlediği koşullar da insan aklının bu kadar bariz hataları neden yapar sorusunu kendimize sormaktan geri kalamıyoruz.
AKP iktidarının bu denli bariz hatalarına rağmen kendisini sol, Sosyaldemokrat idolojinin merkezi olarak gören ,üstüne üstlük çağdaş,laik demokratik Cumhuriyeti kuran kurgulayan CHP’si kendini topluma nasıl anlatamaz ve iktidar olamaz?
Yarın: CHP Nerede Hata Yapıyor…