Saraçhane’de 100 Kara gün eyleminde konuşan Özgür Özel: Bin yerde operasyon yapsan bin yerde direneceğiz, bin kere direneceğiz”

Example HTML page

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da 100 gündür süren hukuksuzluğun bugün İzmir’e sıçradığını belirterek, “Buradan sana açıkça meydan okuyoruz. Bir yerde, iki yerde, on yerde değil bin yerde operasyon yapsan bin yerde direneceğiz, bin kere direneceğiz” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunun 100’üncü günü nedeniyle İstanbul Saraçhane’de düzenlenen “Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingi”nde yaptığı konuşmada, “Biz bu yargı darbesine direnirken birisi de çıkmış, ‘Ben şiir okudum diye ceza aldım, hukuk mücadelesi verdim, yargıyı tanımıyorum demedim’ diyor. O dönem Türkiye’de hukuk varmış ki hukuk mücadelesi verdin. O dönem Yargıtay’dan karar kesinleşene kadar kimsenin aklından seni tutuklamak geçmemiş, bir de çıkmış hukuk hatırlatması yapıyorsun. O gün başsavcıyla konuşan var mıydı, o gün Bülent Ecevit, o gün Mesut Yılmaz her akşam başsavcıya telefon açıyor muydu, başsavcılar gelip cumhurbaşkanıyla, başbakanla direkt konuşup onlara sana verdikleri gibi tekmil veriyorlar mıydı? Senin gibi yargıya talimat veriyorlar mıydı? Ancak şu kadarına söyleyeyim. Utanmadan sıkılmadan ‘ben yargıyı tanımadım demedim’ diyorsun. Daha geçen sene en üst mahkemeyi, Anayasa Mahkemesi’ni ‘kararına uymuyorum, saygı da duymuyorum’ diyen sen değil miydin, hiç utanmıyor musun” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:

“Bu adaletsizlik ekonomiye zarar veriyor”

“Maalesef hukuksuzluğu bugün de İzmir’e sıçrattılar. 100 kara günü anlatacağımız bugünde yine bir şafak operasyonuyla adaleti lekelediler. Erdoğan, daha 5 gün önce başka şehirlere de sıçrayacağını söylüyordu. Sen gizli dosyaların savcısı mısın, yargıcı mısın? Bunların hepsini bilip siyasete alet ediyorsun. Ve sanıyorsun ki bizim mücadelemizi İzmir’de bir iş yaparak İstanbul’da zora sokacaksın. Buradan sana açıkça meydan okuyoruz. Bir yerde, iki yerde, on yerde değil bin yerde operasyon yapsan bin yerde direneceğiz, bin kere direneceğiz.

Yapılan bu adaletsizlikler ekonomiye zarar veriyor. Ekmeği küçültüyor. Asgari ücretliye zam için bulunamayan paranın 120 katını darbe için bulanlar var. Tarımda çiftçinin borcuna faizi bile kaldırmayanlar, bu faiz yükünün 20 katını Ekrem Başkana darbe için kullanıyorlar. Öğrencilere yurt veremeyenler, burs vermeyenler darbeye para buluyorlar. Buradan bu güzel meydandan söylüyoruz, and olsun ki bu haramilerin saltanatı bitecek. And olsun ki emekçiler kazanacak, öğrenciler kazanacak, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak. Biz bu sloganları atınca Tayyip Erdoğan şöyle diyormuş: ‘İyi oldu, 12,5 milyon üyemiz var, korkarlar. CHP gelirse bizden hesap soracakmış derler, evladının işinden korkar, torununun mülakatından korkar, CHP’den korkar, döner yine bize oy atar diyormuş. Buradan AKP’nin seçmenine, yoksulluğu sömürülerek üye yapılanlara, torununun mülakatı hatırına kaydolanlara, başka sebeple yazılanlara ya da ‘İyi olur’ diye düşünüp, televizyona bakıp aldanıp ama bugün pişman olanlara diyoruz ki; bundan sonraki seçim Cumhuriyet Halk Partisi’nin kazanacağı ama kimsenin kaybetmeyeceği seçimdir.

“Bu milleti bu iktidardan derhal kurtaracağız”

AK Parti’ye oy vermiş, kaydolmuş kimse korkmasın. Bir tek hırsızlar korksun, yolsuzlar korksun, çeteler korksun. Talimat verenler, talimatı alıp da adaleti katledenler korksun. Onlardan hesap soracağız. Biz emekliye zam isteriz. ‘Para yok.’ Asgari ücrete zam isteriz. ‘Para yok.’ Memur emeklisine zam isteriz. ‘Para yok.’ Çiftçiye destek isteriz. ‘Para yok.’ Darbeye gelince para var. Biz bugün bu meydandayken, evlerde kullandığımız doğalgaza yüzde 25 zam yaptı Erdoğan. Geçen ay 2 bin lira gelen doğalgaz faturası, bu ay 2 bin 500 lira gelecek ve bunun bir tek sebebi var. O da bu darbedir, bu darbecilerdir. Bu darbecilerden hesap soracağız. Bu milleti bu iktidardan derhal kurtaracağız.

“Terörsüz, çetesiz ve mafyasız bir hukuk devleti istiyoruz”

Birileri ‘Terörsüz Türkiye’ diyor. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi de tarihsel bir tutarlılıkla ‘Terör bitsin, barış gelsin. Analar ağlamasın. Kimsenin anasının gözünden yaş akmasın. Bu ülkenin parası teröre değil; hizmete, emekliye, emekçiye, öğrenciye, esnafa, çiftçiye gitsin istiyoruz. Ancak sadece ‘Terörsüz Türkiye’ demekle olmuyor. Terörsüz ve demokratik Türkiye istiyoruz. Terörsüz, çetesiz ve mafyasız bir hukuk devleti istiyoruz. Biz milletin birliğini, huzurunu savunuyoruz. Ama bu yapılanlar birliği bozuyor, huzuru kaçırıyor. Biz adalet istiyor, hukuk istiyoruz. Bu adaletsizlikler esas iç cepheyi zayıflatıyor. Birileri iç cepheyi kuvvetlendireceğine, Silivri’nin iç avlularını kuvvetlendiriyor. Artık birlik için, beraberlik için, zenginlik için adalet istiyoruz. ‘Hak’ diyoruz, ‘hukuk’ diyoruz, ‘adalet’ diyoruz. Bir yandan Türkiye’nin görmediği mitingleri yaparken, diğer yandan dünya siyasi tarihinin en büyük imza kampanyasını yapıyoruz. Sizlerin emeği, gayretiyle imza sayımız 20 milyonu geçti. Emeklerinize sağlık. Hedefimiz; Erdoğan’ın aldığı oydan fazla imzayla, ona dünyanın gözü önünde dünya siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oyunu vermek. Bu milletin karşısına çıkamayacak halde olan Erdoğan’a seslenmek istiyoruz: Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.

“CHP’nin başında butlan yoksa…”

Size söz veriyorum. O sandık gelecek, Erdoğan gidecek. İktidar gelecek, huzur gelecek, adalet gelecek. Bir talep, bir çağrı, bir meydan okuma sonra da bir teşekkürüm var. Talebimiz şunadır. Diyoruz ki; biz birbirimize güveniyoruz, babamıza, eşimize, belediye başkanımıza güveniyoruz. Arkadaşlarımıza güveniyoruz. Erdoğan’a sesleniyorum: Eğer sen de o savcına, o başsavcına güveniyorsan kaçma, yargılamaları TRT’den canlı yayınlayın. Biz buradayız, kendimize güveniyoruz. TRT’den verin ki millet iftirayı da duysun, cevabını da görsün. Biz buradayız, hodri meydan. 19 Mart’ın 104’üncü, 23 Mart’ın 100’üncü gününde bugün buradaysak, Türkiye’de 30 dev miting yaptıysak, bu binada bir kayyım değil de İstanbul’un seçtiği bir belediye başkanvekili oturuyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi’nin başında bir kayyım, bir butlan yoksa bunların hepsini o 19 Mart günü, ‘Ne olacaksa bugün burada, bu gece burada olacak’ deyip de çağırdığımızda, sabahın erken saatlerinde Vatan Emniyet’in önünde toplanan Cumhuriyet Halk Partililer ve İstanbul’un bütün demokratları ve o gün üniversitesinin önünde Beyazıt Meydanı’nda toplanan İstanbul Üniversiteliler, bariyerleri yıkıp da geldiniz, omuz omuza geldiniz, buraya gelip, bu tarihi binanın önünde ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz’ diye seslenerek sloganlarla, ‘İstanbul buraya’ dediniz. Teşekkürler İstanbul Üniversitesi. Teşekkürler Boğaziçi. Teşekkürler Yıldız Teknik Üniversitesi. Teşekkürler Marmara Üniversitesi. Galatasaray Üniversitesi’ne teşekkür, Mimar Sinan’a teşekkür. Teşekkürler İstanbul Teknik Üniversitesi. İstanbul’un dört bir yanından koşup gelen, vakıf üniversitelerinin öğrencilerine bu sesi başta Ankara’da duyan ODTÜ’lülere, Gazililere, bütün Türkiye’nin gençlerine teşekkür ediyoruz. Geleceğinize sahip çıktınız. Sizi seviyoruz, her birinize yürekten teşekkür ediyoruz. O gün Beyazıt’tan buraya yürüyenler yine burada mı? Yürümeye devam edelim mi? İktidara hep birlikte gidelim mi? Haramileri yollayıp halkın iktidarını hep birlikte kuralım mı? Hazır mıyız? Hazır mıyız? O zaman yürüyelim arkadaşlar. Hep beraber yürüyelim.”

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir