Kadın düşmanı iktidara karşı, öfkemizi örgütlülüğümüzde birleştirelim
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı Selma Gürkan Cumhurbaşkanı ”aile yılı ve kadın cinayetlerine ilişkin bir yazılı açıklama gerçekleştirdi.

Gürkan yapmış olduğu yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Cumhurbaşkanının “aile yılı” ilan ettiği 2025 yılının ilk dört ayında 98 kadın öldürüldü. Bu kadınların 58’i aileleri içindeki erkekler tarafından öldürüldü. Tüm cinayetlere rağmen AKP, kadınların kendi iktidarlarında “özgür ve rahat” bir biçimde yaşadığını savunuyor. Kadınların haklarının, emeklerinin, yaşamlarının gasbedildiği aile yılını öve öve bitiremiyor .
Oysa kadınların yaşamı, eğer katledilmiyorlarsa, ya katledilme korkusuyla ya şiddetle ya yoksullukla çevrili. Cumhurbaşkanının aile yılı, kadınların ailenin tüm yükünü üstlenmek zorunda bırakıldığı, bu yükü taşırken ya da taşıyamaz hale geldiğinde ise şiddetle bastırıldığı, bu şiddetin iktidar tarafından alkışlarla karşılandığı bir yıl oluyor.
Gün başına neredeyse bir kadının öldürüldüğü aile yılında, kadınlar değil, failler korunuyor. Kimi zaman “sadakat yükümlülüğü” kimi zaman başka sebepler bir kadın cinayeti davasında indirim sebebi olabiliyor. İktidarın kukla gibi oynadığı yargı, cinayetleri değil, kadınların yaşamlarını soruşturuyor.
Aile yılı öyle bir yıl ki henüz öldürülmesinin üzerinden bir hafta geçmeden Bahar Aksu’nun katledildiği video başka kadınları tehdit ederken kullanılıyor ve bunu kullanan failler serbest bırakılıyor!
Pınar Gültekin’i canlı canlı yakarak katleden failin ağırlaştırılmış müebbet hapsi Yargıtay tarafından “canavarca his yoktur” denilerek bozuluyor; kadınlar, şiddete uğradıklarında sözde arkalarında olan kolluk kuvvetleri tarafından tacize, cinsel saldırıya ve işkenceye uğruyor ve bunlar da cezasız kalıyor. Hatta bu şiddeti meşrulaştırmak için devlet elinden geleni ardına koymuyor.
Kadınlar sağlıkları, hakları gözetilmeden temel görevleri buymuşçasına çok çocuk yapmaya zorlanıyor, doğan çocuklar ise kâr uğruna ölüme terk ediliyor! İktidarın çok çocuk isteğinin sebebi, MESEM’lerde, atölyelerde, fabrikalarda çalışan çocukların yaşadıkları iş kazalarından, iş cinayetlerinden anlaşılıyor. Sermayenin Ucuz emeğe duyduğu ihtiyaç çocuğundan emeklisine herkesi güvencesiz bir yaşama sürüklüyor.
Kadınlar, eğer devlet tarafından korunmadığı için şiddete uğrayarak, sağlık hakkına erişemediği için hastalıktan, rant uğruna kâğıttan evlerde yaşadığı için depremde ölmüyorsa emeğini üç kuruşa satmak zorunda kaldığı iş yerlerinde ölüyor, uzuvlarını kaybediyor. Kendisini, çocuklarını şiddetten korumak, hayatta tutabilmek için güvencesiz bir şekilde saatlerce çalışarak kendini tüketiyor. Kadınların içine sıkıştırıldığı tüm bu güvensiz yaşam koşulları ve eşitsizlik kadınların esnek, güvencesiz bir biçimde daha fazla sömürüye maruz bırakılmalarıyla sonuçlanıyor.
İktidarın etkinliklerde, programlarda, toplantılarda överek anlattığı aile yılı kadınlar için işte bu. Sermayenin ve onun temsilcilerinin iktidarını sürdürmek adına milyonlarcamızı, gözünü bile kırpmadan mezara sokmaya hazır olanların yılı, aile yılı.
Ancak, yıl boyu süren insanca yaşanılabilir bir ücret ve çalışma koşulları için çıkılan grevlerdeki kadın işçilerin ısrarı, demokrasi talebi için kampüslerini ve sokakları terk etmeyen genç kadınların cesareti, Türkiye’nin dört bir yanındaki işçi, emekçi, genç kadınların öfkesi bize gidilecek yolu gösteriyor. Böyle bir aile yılına; güvencesizliğe, cinayetlere, sömürüye karşı kadınlar mücadelesine ve birbirlerine sarılıyor. Artık bulunduğumuz yerlerde sermayeye ve onun iktidarına karşı örgütlenerek bu mücadele ateşini daha fazla harlama zamanı!
Yaşamak için, güvenceli bugün ve gelecek için öfkemizi örgütlülüğümüzde birleştirelim! dedi.
Selma GÜRKAN
Genel Başkan Yardımcısı