EMEP: Tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart’ı kutlu olsun! Başka bir sağlık sistemi mümkün!
İlk kez 1919 yılında İstanbul işgal altında iken tıp öğrencileri tarafından işgali protesto etmek amaçlı kutlanan 14 Mart, işgale karşı direnişin bağımsızlık özgürlük isteğinin cisimleştiği sembolleştiği tarih olarak hekimlerin, sağlık emekçilerinin mücadele tarihinde anlamını korumaya devam ediyor. Hekimlerin, sağlık emekçilerinin, sağlıkta dönüşüm programı adıyla dayatılan ticarileştirilmiş piyasacı sağlık sistemine karşı uzun yıllardır sürdürdüğü mücadele bu yıl başka bir sağlık sistemi mümkün diyerek devam ediyor. 14 Mart 2025 tarihi de bir kez daha taleplerin dillendirildiği bir mücadele günü olarak tüm sağlık kurumlarında iş bırakılarak karşılanacak.

Sosyalizmin geçici yenilgisinden güç alan kapitalist ülkeler ve onların temsilcileri sağlık alanını da hızla piyasanın hizmetine açmaya koyuldular. Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP), uygulamaya başlanmasından bu yana, Türkiye’de sağlık ortamını birçok açıdan etkilemiş; sorun çözme iddiası ve çeşitli vaatlerle gelen bu program sağlık alanında birçok yeni soruna açmış, sağlık emekçilerinin çalışma ortamlarını bozmakla kalmamış daha düşük ücretlere güvencesiz kuralsız esnek çalışmalarına zemin hazırlamıştır. Emekçiler açısından sağlık ve sosyal güvenlik alanında kazanılmış haklarının büyük bir kısmının kaybıyla süren program günümüzde bütün vahşiliğiyle çocuk-bebek ölümleriyle, şiddet olaylarıyla, piyasa koşullarının getirdiği her türlü rezaletiyle sürüyor.
SDP, kamu hastanelerinin yapısını değiştirerek, onları “idari ve mali özerkliğe sahip” biçimde yapılandırarak rekabete açık sağlık işletmeleri haline getirdi… 2004 yılında Sağlık Bakanlığı hastanelerinde “performansa dayalı ek ödeme sistemi ”ne geçilmesiyle başlayan bu süreç, kapitalist ülkelerde bile vazgeçilen ve milyarlarca lira harcanarak yapılan şehir hastaneleriyle devam ederken, halkın sağlık sorunlarına zerrece çözüm üretilmiyor. Yüzbinlerce sağlık emekçisine de daha düşük maaş ve daha ağır çalışma koşulları, esnek, kuralsız güvencesiz çalışma dayatıldı. Şehir hastaneleri sermayenin at koşturduğu bir alan haline getirildi.
Aslında halka yeni bir vergi salmanın adı olan 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan Genel Sağlık Sigortası (GSS) sistemi ise çoktandır ayakta durmaya zorlanıyor. Ekonomik yıkımında etkisiyle sigorta kapsamı dışında kalanların, bu nedenle kamusal sağlık hizmetlerinden yararlanamayanların sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Yurttaşlar aylık olarak ödenen GSS primi dışında, hastaneye başvurulduğunda ayrıca, muayene katılım bedeli, ilaç katılım bedeli, tıbbi malzeme katılım payı gibi 14 ayrı kalemde sağlıkta katkı payı ödemek durumunda kalıyor. Özel hastanelerin sağlık hizmet sunumundaki payı giderek artarken her gün yeni bir skandal haberle buralarda dönen ticaretin iğrenç yüzü ortaya saçılıyor. Özel hastanelerde hekimlerin ve sağlık emekçilerin ücretli köleliği üzerinden dönen ticaret sağlık turizmi, bilim dışı uygulamalar vb ile katmerlenerek büyüyor.
SDP’nin bir diğer ayağını 13 Aralık 2010 tarihinde tüm Türkiye’de uygulanmaya başlanan aile hekimliği sistemi oluşturuyor. Aile hekimine kayıtlı nüfusa dayalı sağlık hizmetinin verildiği, performans sistemi üzerinden sözleşmeli çalışmanın dayatıldığı, aile hekimlerinin koruyucu sağlık hizmetlerinden uzaklaşılıp polikliniklere hapsedildiği bu sistemde, sorunlar giderek artıyor. Aile Hekimliği çalışanlarının son bir yıldır giderek artan sayıdaki eylemleri buradaki sorunların devasa boyutlarını göstermesi yanında sağlık ortamındaki sınıfsal çelişkilerin keskinleştiğini göstermesi açısından önemli veriler sunuyor.
14 Mart’ın gerçek bir bayram olarak kutlanabilmesi için bu günü bir mücadele gününe döndürerek iş bırakan hekimlerin, sağlık emekçilerinin talepleri karşılanmalıdır.
Emek Partisi olarak hekimlerin, hemşirelerin, ebelerin teknisyenlerin, tüm mesleklerden sağlık emekçilerinin haklı taleplerini destekliyoruz. Tüm sağlık emekçilerinin özlük hakları iyileştirilmeli, emeklerinin karşılığı olan, emekliliğe yansıyacak, kadrolu güvenceli, görev tanımına ve liyakata uygun, tek işte çalışarak insanca yaşamaya yetecek şekle dönüştürülmelidir. Çalışma koşulları iyileştirilmeli, çalışma saatleri düşürülmeli, emek ve meslek örgütlerinin yönetimlere aktif katılımı sağlanmalıdır. Şiddet ortamını oluşturacak tüm sorunlar çözülmeli, sağlık çalışanlarını hedef gösteren politikalardan vazgeçilmelidir. Halkın öncelikli sağlık sorunları bilimsel yöntemlerle halkın tüm kesimlerinin katılımıyla tespit edilip ivedilikle çözülmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Herkese eşit ücretsiz nitelikli, kamusal, anadilde bir sağlık hizmeti sunulmalıdır. Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunumuna kadar her aşamada halk kesimlerinin aktif katılımı sağlanmalıdır.
Tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutluyor, halkımızın sağlık sorunlarının çözüldüğü, özgür, bağımsız, sömürüsüz bir gelecekte, barış içinde bir yaşam diliyoruz.
EMEK PARTİSİ
GENEL MERKEZİ