Türkiye Belediyeler Birliği TBB’nin 6’ncı başkanı Ekrem İmamoğlu oldu

Example HTML page

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2005 yılında bugünkü statüsüne kavuşan TBB’nin 6’ncı başkanı oldu. “İş birliğinin, ortak aklın, hep birlikte çalışmanın, hep birlikte düşünmenin, farklı düşüncelerin aynı masada olması bilincinin temsilini, sizlerin huzurunda söz veriyorum ki, görevimin sonuna kadar yerine getireceğim” diyen TBB Başkanı İmamoğlu, “Bu konuda örnek davranışlarla her belediyemize giden, her belediyemizle konuşan, her belediyemize ziyarette bulunan, onların dertlerini dinleyen ve muhalefet-iktidar demeden; bir yerde bir haksızlık varsa, hukuksuzluk varsa ona temas eden, hakkını arayan bir anlayışın temsilcisi olacağım ‘Hukuk bana göre şöyle, bir başkasına böyle uygulansın’a asla ve asla sessiz kalmayacağız. Aynı zamanda ben sizlere; dayanışma, gayret ve adalet vadediyorum. TBB’nin en adil, en demokrat yöneticisi olma vaadim gibi, aynı şekilde en çalışkan, en çok iş üreten dönemi olmasını vadediyorum” ifadelerini kullandı. İmamoğlu, TBB’nin Çankaya’daki genel merkez binasını yeni sıfatıyla ilk kez ziyaret etti.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, toplam 868 delegenin oy kullandığı Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanlığı seçimin, oyların 515’ini alarak kazandı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın da aldıkları 505’er oyla, TBB Meclis 1. ve 2. Başkanvekili olarak seçildi. İmamoğlu, TBB’nin en yaşlı üyesi sıfatıyla Divan Başkanlığı görevini yürüten Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk tarafından, teşekkür konuşması yapmak üzere mikrofona davet edildi. Konuşmasına, “Çok kıymetli bir anın başlangıcındayız” sözleriyle başlayan İmamoğlu, özetle şu ifadeleri kullandı:

GENÇ’E “PARTİ BİRLİĞİ” YANITI: “TBB ENCÜMENİNDE DİĞER PARTİLERDEN TEK BİR KİŞİ YOK”

“DEMOKRATİK ÇABALARIMIZA DÖNÜŞ YAPILMAMIŞTIR”

“DOĞRU SÖYLEDİĞİ BAZI ŞEYLER DE VARDI…”

“BELEDİYECİLİK TARİHİMİZİN, YENİ VE UMUTLU BİR DÖNEMİNE ADIM ATIYORUZ”

“Belediyecilik tarihimizin, yeni ve umutlu bir dönemine adım atıyoruz. Bu yeni dönem, siyasetçiler ve bu salonda bulunan yerel yöneticilerden çok fazla beklentisi olan bir dönem. Özellikle yine bu dönem, milletimizin 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde ortaya koyduğu irade şekliyle şekil bulmuştur ve süreci imza altına almıştır. Bu iki seçimde de vatandaşlarımız, ülkemizi uzunca bir süredir esir almış bulunan, ağır ve bunaltıcı siyasi kutuplaşma atmosferinin dışına çıkmayı başaran bir ortamı bize sunmuştur. Vatandaşlarımıza minnet duyuyorum. Yerel siyasetin kendine özgü dinamikleri, bu seçimlerde güçlü biçimde işlemiş, hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, 86 milyon vatandaşımızın tercihi, reel ve rasyonel bir zemin üzerinde şekillenmiştir. Herkesin birbirine saygı duymak zorunda olduğunu tescil etmiştir. Bugün artık siyasi kutuplaşmanın dinamikleriyle yereli anlayabilmek ve etkileyebilmek mümkün değildir.”

“MİLLET BİZE SANDIKTAN FERYAT FERYAT BAĞIRDI”

“Özellikle 2024 yerel seçimleriyle birlikte milletimiz, bu ülkenin her görüşten tüm siyasi kadrolarına net bir mesaj vermiştir: ‘Kutuplaştırma siyasetini bir kenara bırakın, vatandaşın gösterdiği bir arada yaşama istek ve kararlılığını, siz de gösterin.’ Bu millet, her yerde bir arada yaşıyor; mahallede bir arada yaşıyor ama salonda bir arada olamayacak, kurullarda bir arada olamayacak. ‘Bunu unutun’ diye millet, bize sandıktan feryat feryat bağırdı. Ben bu sesi duyuyorum. Bugün geldiğimiz noktada artık hepimiz çok iyi biliyoruz ki, birbirini adeta yok etmeye kararlıymış gibi davranarak yapılan siyasetle seçim kazanmak, asla mümkün değildir. Milletimiz, ülkemizdeki bütün siyasilere, hatta bütün dünyaya inanılmaz bir demokrasi dersi vermiştir. Seçim bu şekilde kazanılsa dahi, ülkenin geleceğinin kaybedileceğini bilerek, o endişeyle inanılmaz bir demokrasi iradesi ortaya koymuştur. O bakımdan hep birlikte esas olanın geleceği kazanmak olduğunun bilinmesi gerekir.”

“VATANDAŞIN TALEBİ, SİYASETİN İMTİYAZ VE ÇIKAR KAVGASI OLMAKTAN ÇIKARILMASIDIR”

“Bu aziz millet, yerel seçimlerde belirli bir siyasi partiyi değil, belirli bir siyasi anlayışı öne çıkarmış ve onu talep etmiştir. Vatandaşın talebi, siyasetin imtiyaz ve çıkar kavgası olmaktan artık çıkarılmasıdır. Vatandaşın talebi, büyük ve can yakan sorunlara karşı, tüm siyasi ve idari aktörler arasında güç birliği ve dayanışmanın tesis edilmesi isteğidir. Vatandaş refahını, mutluluğunu arttırmayı merkeze alan, gelişme ve kalkınma odaklı bir siyaset talep etmektedir. Vatandaşın bizlere tanımladığı görev; sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir demokrasi ve sürdürülebilir özgürlüklerin yeniden inşasıdır. Bizler, yerel yöneticiler olarak, vatandaşlarımızın bu taleplerini, en hızlı ve etkili biçimde yerine getirebilecek konumlardayız. Bu görevimizi yerine getirir, gelişme ve kalkınma odaklı bir anlayışla halktan yana belediyeleri hayata geçirirsek, 86 milyon yurttaşımız geleceğe çok daha güvenle bakacaktır. Bu yolda atacağımız ilk adımın, kendi aramızda yüksek iş birliği ve dayanışma mekanizmaları kurulması olduğuna yürekten inanıyorum. Bunu acil ve öncelikli olarak, her siyasi partiden seçilmiş yerel yöneticiler arası bir görev olarak kabul ediyorum.”

“VATANDAŞIMIZIN ÇIKARINA KONUŞUYORUZ”

“Ben, İstanbul’da 39 ilçenin tamamını gezerek, önümüzdeki 5 yılın stratejik planını, siyasi parti ayrımı yapmaksızın beraber dizayn ediyor, onlarla beraber hazırlıyorum. O bakımdan hassas olmalıyız. Ama elbette, bu aziz ülkenin ve milletin geleceğini iyileştirmekle görevli insanlar olarak, iş birliği ve dayanışma iklimini, yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasında da hakim kılmanın bu işi tamamlayacağını biliyoruz. Yerel yönetimler ve merkezi yönetim arasındaki ilişki, kamu kaynaklarını en verimli şekilde kullanmanın, şehirlerimizin sorunlarını etkili ve hızlı şekilde çözebilmenin başka bir yolu yok. Dolayısıyla, vatandaşımızın çıkarına konuşuyoruz.”

“TBB’NİN GÖREV TANIMININ HİÇBİR YERİNDE PARTİZANLIK YOKTUR”

“Aslında yapmamız gereken şeyler, TBB’nin de varlık ve kurulma sebebidir. TBB, belediyeler arasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirerek, belediyeciliği fikren ve fiilen geliştirerek, vatandaşlarımızın refahını arttırmayı hedefleyen bir kurumdur. Bu görev tanımı; bir yandan tecrübe aktarımını, diğer yandan da birlikte çalışmayı kapsar. Bu görev tanımının hiçbir yerinde partizanlık yoktur, olamaz. Yani siz seçildiniz, encümen de sizin üyeleriniz diye, sadece kendi partinize mensup belediyelere katkı sunmayı, onlarla diyalog kurmayı harekete geçirirseniz, milleti bölersiniz, üzersiniz. O bakımdan bu görev tanımının hiçbir yerinde gündelik siyasi hesaplar da yoktur, olamaz. Vatandaşları, oy verdiği partiye göre ayıran bir yerel yönetim anlayışını kabul etmediğimiz gibi, belediye yönetimlerini partilerine göre ayıran bir anlayışı da kabul etmemiz asla mümkün değildir. TBB’yi, hiçbir mensubuna ayrımcılık hissi yaşatmayan bir kurum haline, hep birlikte getirmeliyiz. Sizlere söz; hızlıca getireceğiz.”

“TBB TAMAMEN EŞİTLİKÇİ VE DEMOKRATİK BİR ANLAYIŞLA ÇALIŞMALIDIR”

“Gerek belediyeler, gerekse merkezi ve yerel yönetim arasında iş birliğine zarar verecek davranışlar, doğrudan ülkeye, vatandaşa ve demokrasimize zarar verir. Herkesin bu konuda çok hassas ve özenli olacağı bir döneme girdiğimize inanıyorum. TBB de yeni dönemde, tamamen eşitlikçi ve demokratik bir anlayışla çalışmalıdır. Birliğimiz, daha çok ve daha kaliteli iş üretmeye, vatandaş lehine daha fazla sonuç almaya odaklanmalı. Birlik olarak, kendimizden başlayarak, yerel yönetimlerin kurumsal yapılanmasının yenilenmesini sağlamalıyız. Yerel yönetimlerin de aktif katılımıyla, merkezi ve yerel yönetim dengesini kuracak, yerelliği güçlendirecek bir reformu, hep birlikte hayata geçirmeliyiz. Yapılacak iş ve iş birliklerinde ‘yerindenlik’ ilkesi gözetilerek, belediyelerin yerel kalkınma ve refah devleti işlevlerine odaklanmasına olanak verecek, bir görev ve yetki paylaşımı modelinin ortaya çıkması şehirlerimiz için çok hayatidir. Yetki ve kaynak kullanımında kentleri temsil eden yerel yönetim birimlerinin en üst düzeyde etkili hale getirilmesi sağlanmalı, merkezi yönetimin partizanlığa varan keyfi müdahalelerine son verilmelidir.”

“ETKİLİ ÇÖZÜMLER ÜRETECEĞİZ”

“Yerel yönetimlerin, bölgesel ve küresel ölçeklerde kent diplomasisi iş birliği ve ortak çalışmalar yürütebilmesine yönelik yetkilerinin de genişletilmesi şarttır. Ana hatlarını tarif etmeye çalıştığım bu yerel yönetim reformu, TBB’nin en önemli gündem maddelerinden biri olmalıdır. Keza yerel demokrasinin geliştirilmesi, vatandaşın yerel yönetimlerin kararlarına doğrudan ve daha etkin şekilde katılabileceği ortam ve araçların geliştirilmesi için mekanizmaların kurulması da bu reformun olmazsa olmazı olarak kabul edilmelidir. Öte yandan çeşitli komisyonlarla, TBB’nin daha etkin, daha verimli, daha katılımcı bir şekilde çalışmasını sağlamalı, ülkemizdeki bütün şehirlerimizin sorunlarına temas eden güçlü bir çalışma modelini geliştirmeliyiz. Bu komisyonların katkılarıyla birlikte, yenilikçi modeller geliştireceğiz. Daha hızlı, daha etkili çözümler üreteceğiz ve kaliteli hizmet döneminde, bütün belediyelerimizi destekleyeceğiz.”

“BELEDİYELERİMİZİN BİLGİ PAYLAŞIMI DAHA ÜST SEVİYEYE ÇIKACAK”

“Kuracağımız; ‘Afet Risk Yönetimi ve Dayanıklılık Komisyonu’, ‘Kentsel Hareketlilik ve Ulaşım Komisyonu’, ‘İklim Krizi ve Çevre Komisyonu’, ‘Tarım Hayvancılık ve Gıda Güvenliği Komisyonu’, ‘Göç ve Uyum Komisyonu’, ‘Yerel Yönetim Reform Komisyonu’ ve ‘Sosyal Politikalar Komisyonu’, TBB’yi güçlendirecek. Daha enerjik ve daha yoğun bir sürece hep birlikte adım atacağız. Böylece kentlerimizdeki sorunlara da hızlı ve etkili çözümler üreteceğiz. Toplumun her kesimine, daha kaliteli hizmetler sunma konusunda belediyelerimizin bilgi paylaşımı daha üst seviyeye çıkacak. Birlikte hareket ederek daha güçlü, daha dayanıklı ve daha yaşanabilir kentler oluşturabiliriz.”

“HAKSIZLIĞA KARŞI SUSANIN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLEN BİRİSİYİM”

“Ben, bütün bu hedeflerin ulaşılabilir olduğunu bildiğim ve bu yolculuğu koordine etme beceri ve tecrübeme güvendiğimden ötürü, bugün sizlerle bir aradayım. İş birliğinin, ortak aklın, hep birlikte çalışmanın, hep birlikte düşünmenin, farklı düşüncelerin aynı masada olması bilincinin temsilini, sizlerin huzurunda söz veriyorum ki, görevimin sonuna kadar yerine getireceğim. Bu konuda örnek davranışlarla her belediyemize giden, her belediyemizle konuşan, her belediyemize ziyarette bulunan, onların dertlerini dinleyen ve muhalefet-iktidar demeden; bir yerde bir haksızlık varsa, hukuksuzluk varsa ona temas eden, hakkını arayan bir anlayışın temsilcisi olacağım. ‘Hukuk bana göre şöyle, bir başkasına böyle uygulansın’a asla ve asla sessiz kalmayacağız. Haksızlığa karşı susanın ne olduğunu çok iyi bilen birisiyim. O bakımdan, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı da son derece üstün bir dirençle, bütün yerel yöneticilerin hakkını ve hukukunu koruma konusunda temsilciniz olacağıma hepinizin huzurunda söz veriyorum.”

“BU ÜLKENİN BİRLEŞTİKÇE YÜKSELDİĞİNİ, AYRIŞTIKÇA KÜÇÜLDÜĞÜNÜ BİLEN BİR BAKIŞ AÇISIYLA HİZMET EDİYORUM”

“Tabii aynı zamanda ben sizlere; dayanışma, gayret ve tabii ki az önce söylediğim gibi adalet vaat ediyorum. TBB’nin en çalışkan, en adil, en demokrat yöneticisi olma vaadim gibi, aynı şekilde en çalışkan, en çok iş üreten dönemi olmasını vadediyorum. Önce ilçe, sonra da Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 10 yılı aşkın süredir İstanbul’da görev yapıyorum. Her iki görevimi de farklı bir partiden devraldım. Ama bizden önceki yönetimlerin görevde olan ve işini güzel yapan, uyumlu ve başarılı, gayret içerisinde olan hiç kimseyi yok saymadım ve birlikte çalıştım. Birlikte çalışma gayretinde bulundum. O bakımdan TBB’de, seçilmiş tüm siyasi partilerin belediye başkanlarıyla da aynı bilinçle, en güçlü seviyede çalışacağım. Çünkü ben, bu ülkenin birleştikçe yükseldiğini, ayrıştıkça küçüldüğünü bilen bir bakış açısıyla ve tarih bilinciyle hizmet ediyorum. Sadece tarihi okumalar ve literatür bilgisiyle değil, kişisel tecrübeleriyle de bu noktaya gelmiş bir arkadaşınızım. Karşısında, gayretli ve adaletli bir yönetim gören herkesin, sürecin bir parçası olmak, elini taşın altına koymak için nasıl heves duyduğunu çok iyi bilirim. Hep birlikte TBB’ye gayretli, adaletli ve bereketli bir dönem yaşatacağımıza, her bereketi hep birlikte ülkemizin bütün şehirlerine, sokaklarına ve hanelerine yansıtma gayreti içerisinde emek sarf edeceğimize yürekten inanıyorum. Yolumuz açık olsun.”

 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı seçilmesinin ardından TBB binasını ziyaret etti. İmamoğlu binadaki odaları gezerek encümenlerle birlikte kısa bir toplantı gerçekleştirdi. Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İmamoğlu şöyle konuştu:

“Aslında bir nezaket buluşması. Sonuçta resmi süreç devam ediyor. Belediyeler Birliği binamızı ziyaret ettim. Çünkü daha önce gelmemiştim açıkçası. Bir davet de almamıştım. Benim bir programım da olmamıştı. Ama geldim. Zaten binayı çok beğenerek yıllardır takip ediyorum sadece belediyeler birliği döneminden değil. Şekerbank döneminden ödüllü bir bina olarak bildiğim özel bir bina. Yapının içini görmek istedim. Ki bu işin en başında kurum olarak kazandırılmış Türkiye Belediyeler Birliği’ne o dönemde de emeği geçenlere teşekkür ederiz. Hızlıca kurumsal yapısının analizini yapıp önümüze bakacağız inşallah. Güzel hizmetler üretme konusundaki karar birliğimizi ve gönül birliğimizi paylaştık encümendeki arkadaşlarımızla. İnşallah çok güzel olur.

Meclis’e de tam kapı komşusu gibi. Yoğun bir bina olacağını düşünüyorum. Halkla ilişkileri, kurumlarla ilişkileri, belediye yönetimleriyle başkanlar ayrım yapmaksızın hatta daha kapsayıcı toplantıları da burada yaparak ve davetleri daha da ısrarlı yerine getirerek buranın kim gelirse gelsin Türkiye’deki bütün yerel yönetimlere ait olduğunu hissettiren çok özel bir çalışmayı sürdürüyor olacağız. Komşuluğumuzda da iyi bir diyaloğu inşallah sağlarız Türkiye yerel yönetimlerin daha çok gelişmesi adına.”

“MÜZAKEREYLE YAPILAN MÜCADELE DAHA GÜZEL SONUÇLAR VERİR”

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Meral Akşener görüşmesinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

“Tabii bahsettiğiniz son görüşmenin gündemi hakkında bir fikri sahibi olmam mümkün değil. Muhtemelen bu sorunuzun cevabını onlar verecektir. Şahsımla bir ilgisi yok. Ama tekrar birçok yerde söylediğim gibi bu adı yumuşama veya başka bir şey bilemem herkes farklı bir sıfatla tarifliyor. Ama her zaman söylediğim gibi müzakere kadar güzel bir şey yok. Müzakereyi en son anına kadar korumak lazım. Müzakereyle yapılan mücadele daha güzel sonuçlar verir. Bu bağlamda ben de her türlü müzakereden toplumun fayda göreceğini düşünüyorum. Yeter ki iyi niyetli ve iyi arayışlarla sürsün. Toplum bundan faydalanır, kaldı ki son yerel seçim kayıtsız şartsız müzakerenin talimatı verdi zaten bütün siyasilere. Biz o talimatı aldık, vatandaşımızın talimatını yerine getirmek adına da yoğun bir biçimde çalışıyoruz.

“BU MİLLET YARGI SİSTEMİNE GÜVENMEK İSTİYOR”

İmamoğlu, kayyum tartışmalarının sorulmasını da şöyle yanıtladı:

“Ben açıkçası tabii bugün yargı sürecinin devam ettiği bir husus diye biliyorum yani mahkemesi var. Bir net bir bilgi sahibi değilim. Evet karar çıktı. Gerekçeli karar nedir vesaire ben tabii o detaya hakim değilim ama kavramlar üzerinden şunu net söyleyebilirim; bu millet yargı sistemine güvenmek istiyor. Bu millet karar alma düzenine güvenmek istiyor. Dolayısıyla görevden alma nasıl olur, görevden almanın koşulları, a kişisine göre şöyle b kişisine göre şöyle böyle olmaz. Bu ülkenin her insanı bizim her kurumumuza en üst seviyede güvenmek zorunda. Yani güvenmeli, zorunda demeyeyim yanlış oldu. Onlara güven duyacakları zemini hazırlamak zorundayız biz yöneticiler olarak. Bu bakımdan kişiye göre, partiye göre kayyum ata yada kayyum ata birini yolla oraya meclisini yok say. O kadar yanlış peş peşe geliyor ki. Bu sefer toparlayamıyoruz işin sürecini. O bakımdan ben süreci çok ciddi kaygıyla izliyorum. Üzülüyorum. Ve bu bizi çok büyük sıkıntıya sokuyor. İtibar kaybı.

”DÜNYA ÇAPINDA İTİBAR KAYBI”

Dünya çapında itibar kaybı. Ben dünyanın bütün olimpiyat komite başkanları temsilcilerine sunum yapacağım yarın ve öbür gün Romanya’da. Avrupa’nın bütün ülkeleri orada, komite başkanları orada, sporla ilgilenen insanlar… Onlar bile bu durumu bize soruyorlar. Bu hoş bir durum değil. Hukuk, yargı, Anayasa, kanunlar her şey Ekrem’e göre ne ise Hakkari Belediye Başkanına da öyle, Gaziantep Belediye Başkanına neyse İzmir Belediye Başkanı’na da öyle, Trabzon Belediye Başkanı’na neyse Mersin Belediye Başkanı’na da aynı olmak zorunda. Bunu sağladığımız gün gerçekten herkes kurumlarına da hukukuna da yargı sistemine de Anayasal zemine de güven duyar. Verimli yegane talebim budur. Şu andaki süreçte kötü gidiyor nokta.”

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir