HABERETKİN

TGS (2019-2020)Basın Özgürlüğü Raporu açıkladı

Türkiye Gazeteciler Sendikası açıklamış olduğu (2019-2020) raporun da şu ifadelere yer verildi; 1 Nisan 2019 – 1 Nisan 2020 döneminde, medya özgürlüğüne yönelik korkunç ihlâllerin özeti bile, içinde bulunduğumuz durumun vahametini gözler önüne seriyor

Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor ifadelerini kullandı. 

Açıklamanın devamın da şu ifadeler yer aldı;

2020 Türkiye’sinde gazeteciler kalemlerini özgürce kullanamıyor. Son 10 yılda medya çalışanları üzerindeki baskının sadece parmaklıkların ardıyla sınırlı olmadığını, medya sahipliğinin yandaşlaştırıldığını, davalar ile gazetecilerin yıldırılmak istendiğini, medya çalışanlarına fizikî saldırılarla gözdağı verildiğini herkes biliyor.
Gazeteciler özgürlüğünü yitirirken toplumumuz haber alma hakkını, ülkemiz de demokrasisini kaybediyor. 
1 Nisan 2019 – 1 Nisan 2020 döneminde, medya özgürlüğüne yönelik korkunç ihlâllerin özeti bile, içinde bulunduğumuz durumun vahametini gözler önüne seriyor:

Rapordan detaylar:

  1. Ailesi farklı şehirde ikâmet eden gazeteciler, ekonomik zorluklar ve benzeri nedenlerle aileleri ile ancak ayda bir görüşebildiklerini belirtmişlerdir. Van, Diyarbakır, İzmir ve Elazığ’da görüştüğümüz gazeteciler uzun süredir ziyaretçilerinin olmadığını aktarmıştır.
  2. Sohbet hakkı, sosyalleşme açısından tutuklular için son derece önemli ve vazgeçilmez bir haktır. Ancak neredeyse ziyaret ettiğimiz tüm gazetecilerin sohbet hakkı, “spor saatinde kullanılıyor” denilerek kullandırılmamaktadır. Gazeteciler hobi hakkından yararlandırılmamakta spor saatleri ise kısaltılmaya çalışılmaktadır.
  3. Kronik rahatsızlığı olan çok sayıda gazeteci cezaevinde tutulmaktadır. Görüşmelerden edindiğimiz izlenime göre cezaevlerinde sağlığa erişim hakkı ihlâl edilmektedir. Gazeteciler revire çıkarılma konusunda sorun yaşadıklarını, hastane sevklerinin haftalar hatta aylar sonra yapıldığını aktarmıştır. 
  4. Yaptığımız tüm görüşmelerde 10 kitap sınırlamasının katı bir biçimde uygulandığı anlaşılmıştır. Kimi gazeteciler ise kitaplarına postada el konulduğunu belirtmiştir.
  5. Gazeteciler koğuşlarda bulunan televizyonlardan ancak cezaevi yönetiminin izin verdiği kanalları izlemek mecburiyetinde bırakıldıklarını belirtmişlerdir.
Exit mobile version