HABERETKİN

Cindoruk’tan Kavala tepkisi: İçeride bir esir tutmak ancak bir diktatöre yakışır

Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, AKP’ye ve Başkanlık Sistemi’ne sert eleştirilerde bulundu. Osman Kavala davasına da değinen Cindoruk, “Osman Kavala’yı rehin almışsınız. İçeride bir esir tutmak ancak bir diktatöre yakışır ya da bir otoriter idareye” dedi.

Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devletin tek bir kişiye teslim edildiğini, ülkede ciddi bir rejim krizi ve öngörülebilir, önlenebilir nedenlere bağlı pek çok sorun yaşadığını söyledi. Cindoruk hem ABD hem Rusya’yı aynı anda karşısına almayı beceren Türkiye’nin, artık demokrasi ile yönetilen ülkeler arasında görülmediğini belirtti.

Türkiye’yi dünyada yalnızlaştıran, demokrasi ve hukuk sistemini ortadan kaldıran kararlardan birinin de iş insanı Osman Kavala’yla ilgili olduğunu söyleyen Cindoruk, “Osman Kavala’yı rehin almışsınız. Esir gibi düşmüş ortanıza. İçeride bir esir tutmak ancak bir diktatöre yakışır ya da bir otoriter idareye. Avrupa Konseyi de bizi bekleme odasına aldı. Güzel bir şey mi” dedi.

Aynı zamanda hukukçu olan eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, ANKA Haber Ajansı’na konuştu.

Cindoruk, Türkiye’nin temel tüm kurumlarını ortadan kaldıran, devleti tek bir kişiye teslim eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tutmadığını ve bugün ülkede çok ciddi bir rejim sıkıntısı yaşandığını söyledi. Bu sistem tutmadığı için de bugün hem iktidar hem de muhalefet partilerinin tamamının anayasa değişikliği hazırlığında olduğuna dikkati çeken Cindoruk, sistemdeki en önemli sıkıntılardan birinin bütçede kendini gösterdiğini dile getirdi.

Cindoruk, satır başlarıyla şunları söyledi:   

“KILIÇDAROĞLU EGEMEN HALE GELDİ, ÇOK GÜZEL ŞEYLER SÖYLEDİ”

“Atanmışlar, geldiler Meclis’te, seçilmiş olanlara karşı bir bütçe konuşması yaptı; ama dikkat ederseniz söylemler havada kaldı. Çünkü seçilmiş, halkın temsilcisi olanlar sorularıyla konuşmalarıyla, parti geçmişleriyle öne çıkıyorlar ve Meclis’teki tartışmaların karşılığı olan bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı yok. Amerika’da da cumhurbaşkanı (devlet başkanı) yardımcısı var, Madam Harris. Ama onu halkı seçmiş, Biden ile beraber seçilmiş. Arkasında irade-i milliye var. Bizdekinde hiçbir şey yok. Bizim Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nı tayin etmişler, getirmişler; bir bürokrat. Ve tabii söyledikleri şeylerin çoğunda da ne söylediğini de tam bilemiyor. Çünkü aidiyeti yok. Bir siyasi partiden gelmişliği, siyasi geçmişi yok. Siyasette yoğurulmuş, bilgilenmiş, yaşamış gözükmüyor. Ve en son Sayın Kılıçdaroğlu’yla münakaşasını dinledim. Çok zayıf kaldı. Kılıçdaroğlu, egemen hale geldi ve çok güzel şeyler söyledi.”

“REJİM BİR KİŞİYE TESLİM EDİLDİ, ONUN İÇİN DE PATLAK VERDİ”

“CUMHURBAŞKANI BU İMTİYAZI KÖTÜYE KULLANMIŞTIR”

“MİLLİ İRADEYİ TEMSİL EDEN 600 KİŞİ HAVAYA ATEŞ ETMİŞTİR”

“BU ELBİSE OTURMADI, BÖYLE BİR ELBİSE YOK”

“O GEVEZELİK TOPLANTISI OLUR, OTURUR KURABİYE YERLER, ÇAY İÇERLER”

“O KARALARIN HEPSİ GAYRİMEŞRUDUR, ANAYASA’YA AYKIRIDIR”

“BİR DEVLET MEKANİZMASI YOK”

“Tek adam da yok ortada. Tek adamın da ortaya çıkardığı bir devlet mekanizması yok. Şimdi düşünün ki devletin en önemli kurumları ortadan kalkmış. Nedir onlar? İşte en başta Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) yok. DPT, yatırımların önceliğini, niteliğini, geçerliliğini ve maliyetlerini hesap ediyordu. Peki bütçeyi ve yatırımları denetleyecek organ var mı? Hayır yok. En son Devlet Denetleme Kurulu’nu da öyle bir hale getirdi ki Sayın Cumhurbaşkanı, aşağı yukarı dernekleri dahi denetleyecek, ama devleti denetlemiyor. Sayıştay ne halde? Bizim zamanımızda Sayıştay Meclis’in denetleme, muhasebe organıydı. Çünkü devletin sarf yerleri, bir muhasebesi, bütçesi var. Bunları kim denetleyecek? Sarfların isabetli olduğunu kim tespit edecek? Sayıştay. Parayı sarf eden hükümet icra organı, onu denetleyen de millet adına Sayıştay. Meclis adına Sayıştay. E şimdi de bunun sonucu şu: Sayıştay’ı devreden çıkardığın zaman Meclis’i devreden çıkarıyorsun. Meclis’i devreden çıkardığın zaman irade-i milliyeyi devreden çıkarıyorsun. İlk Meclis’in iradesi Kuvayı Milliye’den geliyor. Bugünkü Meclis’in kuvveti de irade-i milliyeden geliyor. Onlar yok ortada. Yani dayanağı kalmamış. Tek partili dönemde dahi tek partinin hiç olmazsa kendi anayasasından gelen bir meşruiyeti vardı. Burada hiçbir şey yok. Ve bunun farkına vardığı için Cumhurbaşkanı da bir anayasa değişikliği teklif ediyor.”

“İKTİDAR GRUP BAŞKANVEKİLLERİ SADECE POLEMİK YAPIYORLAR”

“HULUSİ AKAR BİR KEP GİYİYOR, İZCİ OYMAĞI GİBİ”

“STANDARTLARINIZI KAYBEDİYORSUNUZ, NATO’DA SİZİ KÜÇÜMSÜYORLAR”

“BUGÜN SIKINTI PATATES, DOMATES FİYATLARINI AŞIYOR”

“AVRUPA KONSEYİ TÜRKİYE’Yİ BEKLEME ODASINA ALDI”

“OSMAN KAVALA’YI TUTMUŞ REHİN ALMIŞSINIZ”

“BU SİSTEM YÜRÜMEZ, MUHALEFET BİR ARAYA GELİP ÖNCELİKLERİNİ BELİRLEMELİ”

“HEM ABD’YLE KARŞI KARŞIYA GELDİK HEM RUSYA’YLA, BÜYÜK MARİFET”

“20 SENEYİ BOŞA HARCAMIŞTIR TÜRKİYE”

“TÜİK KAPISINI KAPATABİLİR AMA O KAPININ ARKASINDA OLAN BİTENİ BÜTÜN DÜNYA BİLİYOR”

“DEVLETİMİZİN SIRLARI BİR BAŞKA ÜLKENİN ELİNE GEÇMİŞTİR”

Exit mobile version