CHP’li Arzu Altunay: ‘’Karanlık zihniyetler karşısında susmak bu cinayetleri onaylamaktır, susmayın, kimse susmasın…
CHP’li Arzu Altunay: ‘’Karanlık zihniyetler karşısında susmak bu cinayetleri onaylamaktır, susmayın, kimse susmasın…
Eyüpsultan Belediye Meclisi 9’uncu seçim 1’inci toplantı dönemi Ekim ayı 1’inci bileşimi Meclis 1’inci Başkan Vekili Av. Özgür Nemutlu Başkanlığında gerçekleşti.
Gündem maddelerinin görüşülerek ilgili komisyonlara havalesinin yapıldığı Ekim ayı 1’inci bileşiminde CHP Eyüpsultan Belediye Meclis Üyesi Arzu Altunay gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alarak Ekim ayı içerisinde Eyüpsultan ilçesinde 5 yıldır saplantılı olduğu devlet yetkilileri ve komşuları tarafından bilinen katilce işlenen Ayşenur Halil, İlkbal Uzuner ve Kayınpederi tarafından yaşamından edilen Kübra Güler cinayetlerine ilişkin görüş, düşüncelerini ve tepkisini dile getiren bir konuşma gerçekleştirdi.
Altunay yapmış olduğu konuşmasında: ‘’Karanlık zihniyetler karşısında susmak bu cinayetleri onaylamaktır, susmayın, kimse susmasın’’ ifadesinde bulundu.
Altunay sözlerine Şu ifadelerle devam etti.
4 Ekim Cuma günü ilçemizde büyük bir vahşet yaşandı. İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil bir cani tarafından vahşice katledildi. Tarifi ve tesellisi asla olmayan bu vahşetin acısı henüz yüreklerimizde taze iken Esentepe Mahallemizden gelen bir acı haber daha bizleri sözün bittiği noktaya getirdi.
‘’Kadın mezarlığına dönen ülkemiz de, kadın olmak zor, ama kadın ölmek kolay.’’
Kadın ayrılmak istediği için ölüyor, boşanmak istediği için ölüyor, kısa etek giydiği için ölüyor, hayır dediği için ölüyor.
Şunu gerçeği herkes kabul edecek. Kadın cinayetleri katliamdır. Çünkü kadını öldüren toplumu yok etmiş demektir.
Devletin asli görevi, çocuk ve kadınların yaşam haklarını korumak, hayat şartlarını iyileştirmektir.
Fakat devleti yönetenler kadın ölmek istemiyorum diye haykırırken, bir anne evladım çok acı çekmiştir keşke silahla öldürseydiler diye feryat ederken duymuyor. Şiddetle bağıra, bağıra gelirken bu cinayetlere göz yumuyorlar.
Psikolojik sorunlar, uyuşturucu kullanımı, erkekliğe hakaret gibi suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarla da suçlunun nasıl korunduğunu ve cesaretlendirildiğini görüyoruz.
‘’Kadın cinayetleri karanlık zihniyetlerin topluma dayattığı ‘’erkeğin üstünlüğü’’ gibi çağdışı olgunun evde, sokakta, işyerinde baskı ve şiddete, sömürüye kadını yok sayan emeğinin ve bedeninin üzerine çökerken orantısız gücün sonucudur.’’
‘’Ve bu cinayetin sorumluları kadın ve çocukların yaşam hakkını koruma altına alan ‘İstanbul sözleşmesini’ tartışmaya açarak etkin uygulanmasını engelleyenlerdir.’’
Bu cinayetin sorumluları, kadının ne giyeceğine, kaç çocuk doğuracağına, nerede çalışabileceğine, saat kaça kadar dışarıda olabileceğine karar veren karanlık zihniyetlerdir.
Bu cinayetlerin sorumluları kadını öldürme hakkını kendinde bulanlara iyi halden cezai indirimler uygulayarak cesaretlendirenlerdir.
Adalet hak edenin hak ettiğini almasıdır. Ancak burada kimin, kimlerin adaleti diye de sormak gerekiyor.
Bu vahşete tepki göstermek, dur demek, siyaset değil, vicdan işidir.
İnsani vasıflar taşıyan, vicdan sahibi olan herkes artık tek ses olmalı ve tepkisini göstermeli.
Karanlık zihniyet karşısında susmak bu cinayetleri onaylamaktır, susmayın, kimse susmasın dedi…