Pamuk, Gümrük Birliği kapsamından çıkarılmalı

Pamuk, Gümrük Birliği kapsamından çıkarılmalı

Dünya piyasalarında sübvanse edilmiş pamuklarla rekabet edebilmesi, pamukta sürdürülebilirliğin sağlanması ve kalitesinin artırılabilmesi için pamuk üreticisinin mutlaka desteklenmesi gerekiyor

Hazırlayan: Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Necdet Oral/ Kaynak Bir Gün Gazetesi ;

Pamuk, işlenmesi açısından çırçır sanayisinin, lifi ile tekstil sanayisinin, çekirdeği ile yağ ve yem sanayisinin, linteri ile de kâğıt sanayisinin hammaddesidir. Ayrıca çekirdeğinden elde edilen yağ, giderek artan miktarda biyodizel üretiminde hammadde olarak kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra nüfus artışı ve yaşam standardının yükselmesi ile pamuk bitkisine olan talep de artmaktadır.

Üreticinin kaderi bu yıl da tüccarın insafına bırakıldı Üreticinin kaderi bu yıl da tüccarın insafına bırakıldı
2017/18 sezonu tahminlerine göre dünyada en çok pamuk üreten ilk beş ülke sırasıyla; Hindistan, Çin, ABD, Pakistan ve Brezilya olmuştur. Tüketimde ise ilk beş sırayı Çin, Hindistan, Pakistan, Türkiye ve Bangladeş almıştır.

Dünya pamuk tüketiminden en büyük payı 8,1 milyon ton (yüzde 31 pay) ile Çin almakta; bu ülkeyi Hindistan ve Pakistan izlemektedir. Türkiye ise tahmini olarak 1,5 milyon tonluk tüketim değeri ile en çok pamuk kullanan 4’üncü ülkedir.

2017/18 sezonunda dünya pamuk ithalatının 8,4 milyon ton olacağı ve bu dönemde dünya ithalatından en büyük payı Vietnam’ın alacağı öngörülmektedir. Öngörüde bu ülkeyi sırasıyla Çin, Bangladeş ve Türkiye izlemektedir. Dünya pamuk ithalatının yaklaşık yüzde 9,4’ü (792 bin tonu) ülkemiz tarafından yapılmaktadır. Genel itibariyle dünya ithalatının yaklaşık yüzde 62’si ülkemizin de içinde yer aldığı bu dört ülke tarafından gerçekleştirilmektedir.

Alanlar daralıyor
Ülkemizde uygulanan yanlış tarım politikaları nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksek, Ege ve Çukurova Bölgelerinde alternatif ürün çeşidinin fazla olması ve ABD gibi ülkelerin uyguladığı politikalar sonucunda pamuk ekim alanları zaman içerisinde daralmıştır. 2002 yılında 721 bin hektar olan pamuk ekim alanları 2017 yılında 502 bin hektara düşmüş; yani yüzde 30 oranında daralmıştır. Öte yandan 2002 yılında 988 bin ton olan lif pamuk üretimi 2017 yılında 882 bin tona düşmüş, yani yüzde 11 oranında gerilemiştir.

Pamuk ekim alanlarındaki değişim maliyet, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkilidir. Üretici alternatif ürünlere yönelip üretim alanları azalınca, pamuk üreten kayıtlı çiftçi sayısı da 2004-2015 yılları arasında 120 binden 45 bine düşmüştür.

Yüzde 40’ı Urfa’dan
Ülkemizde pamuk tarımının tamamına yakını Ege Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Çukurova ve Antalya yörelerinde yapılmaktadır. 2017 yılında 1995 yılına göre Güneydoğu’da pamuk ekim alanları yüzde 43 oranında genişlerken; Ege’de yüzde 57, Çukurova’da yüzde 67, Antalya’da yüzde 81 oranında gerilemiştir. Özellikle Ege ve Çukurova’daki gerileme yalnız oransal olarak değil, hektar bazında da ciddi rakamlara karşılık gelmektedir.
2017 yılında ekim alanlarının genişliği bakımından ilk sırayı yüzde 58’lik payı ile Güneydoğu Anadolu almakta; bu bölgeyi yüzde 21’lik payı ile Ege, yüzde 17’lik payı ile Çukurova ve yüzde 1’lik payı ile Antalya gelmektedir.
Söz konusu dönemde bölgeler itibariyle üretim miktarları da ekim alanlarına paralel bir seyir izlemektedir. 2017 yılında pamuğun yüzde 56’sı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, yüzde 22’si Ege Bölgesinde yüzde 18’i Çukurova ve yüzde 1’i Antalya yöresinde üretilmiştir.

2017 yılında üretilen 882 bin tonluk lif pamuğun yüzde 42’si (370 bin ton) Şanlıurfa’da, yüzde 13’ü (119 bin ton) Aydın’da, yüzde 11’i (96 bin ton) Hatay’da üretilmiştir. Bu üç ilin lif pamuk üretimindeki payı yaklaşık yüzde 66 civarındadır.

Gümrük Birliği olumsuz etkiledi
Üretim maliyetlerinin yüksek olmasına rağmen verilen desteklerin yetersiz kalması, alım güvencesinin olmaması ve AB Gümrük Birliği Anlaşması pamuk üretimini olumsuz yönde etkilemiştir.

Taraf olduğumuz DTÖ Tarım Anlaşması ile belirlenen çerçevede ithalata getirilen önlemlerle üreticiler korunmaktadır. Ancak, pamuk ithalatında koruma önlemi bulunmamaktadır. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşması’nda pamuk sanayi ürünü olarak işlem görmekte, AB ile Türkiye arasında serbest dolaşıma tabi olmakta ve herhangi bir gümrük vergisi ile korunmamaktadır.

Nüfus ikiye katlandı buğday yerinde saydı Nüfus ikiye katlandı buğday yerinde saydı
Pamuk üretimi ihtiyaca yetmiyor
1980’li yıllarla birlikte ekonomide liberalleşmenin ve ihracata dayalı büyüme modelinin benimsenmesi tekstil ve hazır giyim sektörünün ön plana çıkmasında etkili olmuş; Türkiye tekstil ve hazır giyim sektöründe önde ihracatçı bir ülke haline getirmiştir. Sektördeki gelişmeye paralel olarak pamuk talebi de artmıştır. Artan pamuk talebinin daha düşük fiyatla ülke dışından karşılanmak istenmesi, pamuğun yurtiçi üretimini etkilemiştir. Dünya piyasalarında pamuğun fiyatının düşük olmasına pamuğa sağlanan yüksek destekler kaynaklık etmektedir.

Merkez ülkelerin (ve özellikle ABD’nin) pamukta uyguladığı iç destek ve ihracat sübvansiyonları dünya pamuk fiyatlarının olması gerekenin altında seyretmesine yol açmaktadır. ABD dünya pamuk fiyatlarında ortaya çıkan düşüş eğilimlerinde üreticilerinin olumsuz etkilenmesini engellemek için çeşitli destekleme politikaları izlerken, ülkemizde tarım desteklerinin reel olarak azaltılmasına yönelik politikalar uygulanmaktadır. ABD ve AB özellikle Türkiye tekstil sektörünün pamuk talebini de göz önüne alarak sektörü yönlendirmekte ve desteklemektedir. AB ithalatını sınırlı tutmak, Türkiye pazarına pamuk satabilmek ve ABD ile rekabet edebilmek için yüksek destekler vermektedir.

Türkiye net ithalatçı
Son 30 yıllık dönemde lif pamuk üretimi yüzde 50 artarken, tüketimdeki artış yüzde 190’a ulaşmıştır. Türkiye pamuk üretiminde dünyada sekizinci, tüketimde ise dördüncü sıradadır. İthalatta ise Bangladeş, Vietnam ve Çin’in ardından dördüncü sıradadır.

Türkiye’nin dünya pamuk ihracatındaki payı 1976 yılında yüzde 9,4, 1978 yılında yüzde 6,2, 1981 yılında yüzde 4,8, 1985 yılında yüzde 3,0 iken; günümüzde yüzde 1’in dahi altına düşmüştür. Buna paralel olarak Türkiye’nin dünya pamuk ithalatındaki payı 1970’li yıllarda ve 1980’li yılların başlarında neredeyse yüzde 0 düzeylerinde iken, günümüzde yüzde 8 düzeylerine çıkmıştır.

İthalata 19 milyar dolar ödendi
2017 yılında 914 bin ton lif pamuk ithal edilerek, karşılığında 1,7 milyar dolar ödeme yapılmıştır. 2003-2018 yılları arasındaki 16 yıllık dönemde yaklaşık olarak 12 milyon ton lif pamuk ithal edilmiş; karşılığında 20 milyar dolar ödenmiştir.

Türkiye’nin pamuk ithalatında ilk sırayı yüzde 42’lik payla ABD almaktadır. İthalatın yüzde 70’i üç ülkeden (ABD, Brezilya ve Türkmenistan) yapılmaktadır. Pamuk ithal ettiğimiz ülkeler üretimlerini büyük ölçüde sübvansiyonlarla desteklenmektedir.

Ayrıca ABD’den yapılan pamuk ithalatında İhracat Kredi Garanti Programı çerçevesinde ucuz ihracat kredisi (GSM) sağlanmaktadır. ABD kökenli tarım ürünlerinin yabancı ülkelere teşvikli ihracatını öngören bu program kapsamında ülkemize 1999 yılından bu yana verilen kredilerin yaklaşık yüzde 30’u pamuk ithalatında kullanılmıştır.

Maliyet ve alım arasında dengesizlik
Pamuk üretiminde maliyet sorunu vardır. Ülkemizde verimliliğin oldukça yüksek olmasına karşılık, başta mazot ve gübre olmak üzere girdi fiyatlarındaki artışlar üretimi azaltmakta, sürdürülebilirliği tehdit etmektedir.
Çukobirlik 2016 yılı kütlü pamuk alım sezonunu ton başına 2.300 liradan kapatmıştı. 2017 yılı ürününü ise ton başına 2.650 liradan satın almıştır. Yani kütlü pamuk alım fiyatlarındaki artış yüzde 15 dolayında gerçekleşmiştir. Buna karşılık son bir yılda mazot fiyatı yüzde 20, kimyasal gübrelerden DAP’ın fiyatı yüzde 30, ürenin fiyatı ise yüzde 40 oranında artmıştır. Bu rakamlar pamuk üreticisinin uğradığı mağduriyeti açık şekilde gözler önüne sermektedir.

***

Üretici örgütlerinin etkinliği azalıyor

Üretici örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretimindeki azalma ve istikrarsızlığın önemli bir nedenidir. Pamukta uzmanlaşmış kooperatif birlikleri olan Tariş Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik’in pamuk piyasasındaki etkinlikleri, devlet tarafından desteklenmedikleri için oldukça azalmıştır. Bu üç birliğin kütlü pamuk rekoltesi içindeki alım payları 1998 yılında yüzde 25 iken, 2017/2018 sezonunda yüzde 4’e gerilemiştir. Birliklerin bu haliyle piyasada fiyatı belirlemeleri mümkün değildir.

Sıfır gümrük vergisi ile pamuk ithal edilebilen, ancak alternatif ürünlerin gümrük vergileri ile korunduğu bir ülkede pamuk üreticisi daha ne kadar üretime devam edebilir?

Dünya piyasalarında sübvanse edilmiş pamuklarla rekabet edebilmesi, pamukta sürdürülebilirliğin sağlanması ve kalitesinin artırılabilmesi için pamuk üreticisinin mutlaka desteklenmesi gerekmektedir.

Example HTML page

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir