İŞ GÜVENCEMİZ TAPUMUZDUR

Ömer Aslan /22.02.2017

Dün Çalışma Bakanı devlet memurluğunun tapulu mal olmaktan çıkarılacağını söyleyerek iş güvencesinin ortadan kaldırılacağının sinyallerini verdi. Aslında ne iş güvencesinin ortadan kaldırılması ne de esnek çalışma bu iktidar tarafından şapkadan tavşan çıkarır gibi çıkarılmadı. Bu Küreselleşmenin dayattığı ve GATS ile de başlatılan bir süreç. GATS anlaşmasından sonra uygulamaya konulan 8 yıllık temel eğitim projesi kapsamında Dünya Bankasından alınan 300 milyon Dolarlık kredi anlaşmasının maddelerinden biri öğretmen atamalarının adem-i merkezileştirilmesi ve öğretmen atamaları ve istihdam da esnekliğin getirilmesi maddesi idi.

Yine Dünya Bankasının yönettiği ve verdiği kredilerle sürdürdüğü “Küresel Eğitim Reformu” politikasının iki ayağı eğitimde özel okulların artırılması ve din eğitiminin teşvik edilmesiydi. Eğitimin piyasa değerinin 2,5 trilyon Dolar olduğu düşünülürse eğitimde özelleştirme ve iş güvencesinin ortadan kaldırılarak esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasının çok uluslu şirketler açısından ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Bu tür büyük pazar payı olan politikalar birden bire uygulanmaz.

Büyük bir incelikle, tepkileri en aza indirerek, adeta kurbağanın yavaş yavaş haşlanması gibi uygulanır. Önce var olan yapıyı bozarlar, şikayetleri artırırlar, mağduriyetler yaratırlar. Sonra düzeltiyormuş gibi yaparak hedeflerine ulaşırlar. Dikkat ediniz dün açıklamayı yapan bakan öğretmenlerin kadrolu, 4/B’li, 4/C’li gibi çok çeşitli olduğundan dem vurmaktadır. Peki bunlar ne zaman başladı? GATS’tan sonra. Sonra yanlış atamalarla belli okul ve illerde öğretmen fazlası yarattılar ve esnek çalışmanın ilk adımı olan norm kadroyu getirdiler.

Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz.

Not

Peki siyasi iktidarlar bunları yaparken emekçiler ve onların sendikal örgütleri ne yapıyordu ya da bundan sonra ne yapmalıdır?

Bunu da ikinci bölümde yazmaya çalışacağım.